Yargıya Güvenin. Biz Başka Mahallenin Çocukları Değiliz
* Gazeci Enver Aysever"in, Star Gazetesi Köşe Yazarı Halime Kökçe'ye hakaret ettiği iddiasıyla hakim karşısına çıktığı davada Aysever "Ben de her vatandaş gibi yargıya güvenmek istiyorum" deyince Hakim Mustafa Erdoğan da ona bu sözlerle yanıt verdi.
* Gazeci Enver Aysever"in, Star Gazetesi Köşe Yazarı Halime Kökçe'ye hakaret ettiği iddiasıyla hakim karşısına çıktığı davada Aysever "Ben de her vatandaş gibi yargıya güvenmek istiyorum" deyince Hakim Mustafa Erdoğan da ona bu sözlerle yanıt verdi.
Erdoğan bu diyoloğun devamında da şöyle dedi, "Onlar başka mahallenin çocukları. Bizi temsil etme şansları yok. Ergenekon, İzmir Casusluk ve Balyoz'du bunlar bizi ilgilendirmez. Çünkü onlar bizi temsil eden kişilerin verdiği kararlar değil. Onlarla sadece unvanlarımız aynı, karıştırmayın" dedi.
Haber / Kamera: Serpil KIRKESER, İstanbul DHA
Gazeteci Enver Aysever, Star Gazetesi Köşe Yazarı Halime Kökçe'ye bir televizyon programında hakaret ettiği iddiasıyla hakim karşısına çıktı. İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya hakaret suçundan 2 yıl 4 aya kadar hapsi istenen tutuksuz sanık Enver Aysever ve şikayetçi Halime Kökçe ile taraf avukatları hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Enver Aysever, kamuoyunda "Kabataş olayı" olarak geçen olayı, kendisinin "Kabataş Yalanı" olarak nitelendirdiğini söyledi.
"BİR OLGUYU ORTAYA KOYDUM. YOKSA BİR HANIMEFENDİYİ RENCİDE ETME KASTIM BULUNMAMAKTADIR"
Aysever, "Televizyon programının konusu farklıydı ancak tartışmaların bir noktasında gazeteci arkadaşlardan bir tanesi dürüstlük kavramı üzerinde konuşup, bu kavramın ne anlamını sorduğunda konu gazetecilik etiği noktasına gitti. Ben de değerlendirme yaparken Kabataş yalanını uyduranların gazetecilik etiğinden en son bahsedecek kişiler olduğunu söyledim. Bu yalanın toplumda infiale neden olabileceğini söyledim. Bana göre Kabataş iddialarının temelini oluşturan Gezi olayları Türkiye'de bu güne kadar yaşanmış en barışçı ve onurlu eylemlerdir. Siyaset kurumuna angaje olan gazetecilerin gündeme getirdiği bir husustur. Ben konuşmalarım sırasında olaya inanmadığımı bu konuda hiçbir delil bulunmadığını ve bu senaryo üzerinden eylemlerin değersizleştrilmeye çalışıldığını ifade ettim. Daha sonraki süreçte bir kısım meyda da bu düşüncelerimizi tastikledi" dedi.
"BENİM DEĞİL BU YALANI UYDURANLARIN SANIK KONUMUNDA BULUNMASI GEREKİRDİ"
Aysever, "Esas itibariyle benim değil bu yalanı uyduranların sanık konumunda bulunması gerekirdi. Gerçeği söylemek sanık olmayı gerektirmemeli ben sadece geçeğe aykırı beyanda bulunan kişiler yönünden bu kelimeyi kullandım. Bir olguyu ortaya koydum. Yoksa bir hanımefendiyi rencide etme kastım bulunmamaktadır" şeklinde konuştu.
"OLAYI HAKARET DAVASINDAN ÇIKARTIP KABATAŞ DAVASI HALİNE DÖNÜŞTÜRMEYE ÇALIŞMAKTADIRLAR"
Şikayetçi Halime Kökçe de "Ben karşı tarafın yargılamanın konusunu oluşturmayan konular yönünden savunma yaptıklarını düşünüyorum. Kaldı ki olayı hakaret davasından çıkartıp Kabataş Davası haline dönüştürmeye çalışmaktadırlar. Zaten konuyla ilgili bir dava muhtamelen yürüyordur. Görüşlerini orada ifade edebilirler" diye konuştu.
ENVER AYSEVER: BEN DE HER VATANDAŞ GİBİ YARGIYA GÜVENMEK İSTİYORUM
Tekrar söz alan Enver Aysever, "Ben de her vatandaş gibi yargıya güvenmek istiyorum" diyerek hükümün açıklanmasının geri bırakılmasını istemediğini söyledi.
"ERGENEKON, İZMİR CASUSLUK VE BALYOZ..ONLAR BİZİ TEMSİL EDEN KİŞİLERİN VERDİĞİ KARARLAR DEĞİL. ONLARLA SADECE UNVANLARIMIZ AYNI, KARIŞTIRMAYIN"
Duruşma eksikliklerin giderilmesi için Eylül ayına ertelendi. Hakim Mustafa Erdoğan da Enver Aysever'e hitaben "Yargıya güvenin güvenin. Biz başka mahallenin çocukları değiliz. Onlar başka mahallenin çocukları. Bizi temsil etme şansları yok. Ergenekon, İzmir Casusluk ve Balyoz'du bunlar bizi ilgilendirmez. Çünkü onlar bizi temsil eden kişilerin verdiği kararlar değil. Onlarla sadece unvanlarımız aynı, karıştırmayın" dedi.
İDDİANAMEDE AYSEVER'İN 2 YIL 4 AYA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede 25 Şubat 2015 tarihinde bir televizyon programında yayımlanan "Karşıt Görüş" isimli tartışma programında müşteki Halime Kökçe ve şüpheli Enver Aysever'in katıldığı anlatıldı. Aysever'in, Kabataş'ta bir kadına yönelik gerçekleştirildiği iddia edilen olayla ilgili tartışma başlattığı, bu tartışma sırasında Kökçe ile Aysever'in birbirlerine yönelik sözler sarf ettiği ifade edildi. Enver Aysever'in eleştiri sınırlarını aşarak hakaret teşkil edebilecek sözler kullandığı kanaatine varıldığı kaydedilen iddianamede, Aysever'in, müştekiye yönelik olarak birkaç kez yalancılıkla itham ettiği belirtildi. Bu sözün başlı başına kişiyi küçük düşürücü şeref ve haysiyetini incitici mahiyette olduğu, alanen hakaret suçunun işlendiği öne sürülen iddianamede Enver Aysever'in "hakaret" suçundan 4 aydan 2 yıl 4 aya hapsi istendi.
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA
Duruşmanın bitmesinin ardından Enver Aysever adliyenin karşısındaki meydanda açıklama yaptı. Aysever, Gezi'nin Türkiye'de olumlu bir hava yarattığını söyleyerek, "Gezi'de kayıplarımız var. Bugün isnat edilen suç ile ilgili söyleyebileceğim bir şey yok. Ben televizyoncuyum yıllarca çok haretli tartışmalar yaptım. Bu tartışmalarda insanların birbirlerine farklı cümleler kurduklarını gördüm. Buralardan bir suç çıkmaz. Gazetecilik mesleğinden dolayı bundan dolayı mahkemelere gidilmez. Gezi'de henüz yarası açık olan aileler var. Gözü yaşları analar var.Berkin'den, Ali İsmail Korkmaz'a, Ethem Sarısülük Davası ortada, Abdullah Cömert davası ortada. Türkiye'nin adalet sorunları var" dedi.
"BİZ YARGILANMADIK, KABATAŞ YALANINI SÖYLEYENLERİ YARGILADIK"
Aysever, "Benim hakaret davasıyla suçlanmış olmam çok önemli değildir. Biz burada Kabataş Davası'nın şu hakikatini ortaya çıkarmaya çalışırsak yani Kabataş vakası o gün gerçekleşmedi. Burada yalan söyleyenler var. Bu yalan söyleyenlerin çok ciddi bir kısmı bunu da itiraf etti. Üstelik yandaş medyadada itiraf edenler var karşıt merkez medyada itiraf edenler var, muhalif medyada da itiraf edenler var. Artık toplumun Kabataş yalanıyla mutabık olduğu bu dönemde ben Kabataş yalanını Türkiye'ye pazarlayan, Kabataş yalanını Türkiye'ye söyleyen barışçı gezi hareketini gölgeleyen herkese aslında bir yargılama yapılması gerektiğini düşünüyorum. Avukat arkadaşlarım birlikte esasen bir suçlamaya yanıt vermek için değil, bir yargılamanın başlaması için geldik. Biz yargılanmadık, Kabataş yalanını söyleyenleri yargıladık. Yargılamaya da devam edeceğiz" diye konuştu.