Yargıtayın Ergenekon Kararı
Ergenekon davası sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un avukatlarından İlkay Sezer, "Burada pek çok kişiye bir kumpas kuruldu.
Ergenekon davası sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un avukatlarından İlkay Sezer, "Burada pek çok kişiye bir kumpas kuruldu. Önceden hazırlanmış, senaryosu önceden yazılmış, özellikle dijital delileri uydurulmuş, onuruyla mücadele eden ve yaşayan insanların toplum önünde karalanmaya çalışıldığı bir yargılama yapıldı ve millet olarak hepimiz bunu seyrettik." dedi.
Sezer, Yargıtaydan ayrılırken basın mensuplarının soruları üzerine Yargıtay kararının, bugüne kadar haksız, hukuksuz bir şekilde ortaya çıkarılan, önce kararı yazılan, sonra sanıkları uydurulan bir kararın aslında karar olmadığının ve bu soruşturmanın usulüne uygun yapılamadığının tescili mahiyetinde olduğunu söyledi.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine döndükten sonra buradaki bozma kararı doğrultusunda, dosyanın bazı iddianameler açısından ilgili yerlere gönderileceğini belirten Sezer, şöyle devam etti:
"Orada heyet olarak karşımıza çıkan ama rütbesinin, cübbesinin gereğini yapmayan, yargı görevlisi olarak kendini gösteren ama yargılama faaliyeti yapmayan, başka yerde yazılmış bir kararı tefhim etmekle görevli, vicdan ve duygu yoksunu, hukuktan anlamayan, hukuk dinlemeyen, insanlığa değer vermeyen bir heyetin, bir yargı heyetinin, ülkeyi ne derecede meşgul edebileceğini de burada görmüş olduk. Yıllardır uğraşıyoruz, bu davada hayatını kaybedenler oldu. Bu beraat kararlarını, hak ettikleri kararları alamadan vefat edenler oldu. Onları da burada anıyoruz."
"Başbuğ açısından da kapanır"
Müvekkili İlker Başbuğ açısından davayı değerlendiren Sezer, müvekkilinin Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini savcının huzuruna oturdukları ilk günden beri davanın her aşamasında beyan ettiklerini hatırlattı.
Sezer, "Akıl ve vicdan olsaydı, Anayasa'nın çok açık olan bu hükmü o zaman uygulanır ve bugün bu mağduriyetler yaşanmazdı." dedi.
İlker Başbuğ açısından bu dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gitmesi gerektiğini ifade eden Sezer, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yasal düzenlemeyi dikkate alarak Başbuğ açısından soruşturma izni isteyeceğini, bu iznin verilmeyip dosyanın Başbuğ açısından kapanmasını beklediklerini söyledi.
Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özetle şunu söyleyelim, bu mahkemenin yaptığı hiçbir şey yerinde değil. Bu mahkeme yaptığı hiçbir uygulamasıyla hukuka uygun davranmadı. Bu mahkemenin doğru yaptığı hiçbir şey yok. 'Kimlik tespitini bile hatalı yaptı' desek yeridir.
Bundan sonraki beklentimiz şudur, hakkı ihlal edilenler, savunma hakkı kısıtlananlar, bugün hukuk arayanlar, bunun için feryat edenler, o zamanlar bize 90 bin sayfa bilirkişi raporunu verip 15 dakika da bu rapora karşı beyanda bulunmamız için süre veriyorlardı. Bunların da hukuka aykırı olduğunu, hukuka uygun olmadığını hepimiz içeride duyduk. Bundan sonra hakkı ihlal edilen bu insanların hakkının aranacağı bir yargılama olmasını dileriz. Burada pek çok kişiye bir kumpas kuruldu. Önceden hazırlanmış, senaryosu önceden yazılmış, delilleri uydurulmuş, özellikle dijital delilleri uydurulmuş, onuruyla mücadele eden ve yaşayan insanların toplum önünde karalanmaya çalışıldığı bir yargılama yapıldı ve millet olarak hepimiz bunu seyrettik."
Mahkemenin beraat kararlarını da bozduğu belirtilip bu kararı değerlendirmesi istenen Sezer, beraat kararlarının onanamadığını söyledi.
Sezer, "Bozuldu' demeyelim de 'Beraat kararı onanamadı' diyelim. Doğrusu budur." dedi.