Yargıtaydan "Böcek" Davasına Bozma
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, kamuoyunda "Böcek" davası olarak bilinen, başbakanlığı sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma ofisine dinleme cihazı konulmasına ilişkin davada yerel mahkemenin bazı sanıklara ilişkin beraat hükümleriyle sanıklardan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar ve aynı müdürlükte görevli polis memuru İlker Usta'nın mahkumiyetine ilişkin kararını bozdu.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, kamuoyunda "Böcek" davası olarak bilinen, başbakanlığı sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma ofisine dinleme cihazı konulmasına ilişkin davada yerel mahkemenin bazı sanıklara ilişkin beraat hükümleriyle sanıklardan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar ve aynı müdürlükte görevli polis memuru İlker Usta'nın mahkumiyetine ilişkin kararını bozdu. Daire, Usta ve Zavar'ın tahliye taleplerini reddetti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, dosyanın temyiz incelemesini tamamladı.
Daire, sanık eski Başbakanlık Koruma Daire Başkanı Mehmet Yüksel'in haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişilerin arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, sanıklar eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Güvenlik Sistemleri Büro Amirliğinde görevli polis memuru Harun Yavuz, aynı birimde komiser yardımcısı İbrahim Sarı'nın siyasal veya askeri casusluk, haberleşmenin gizliliğini ihlal ve kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçlarından beraatine ilişkin yerel mahkeme hükmünü onadı.
Ancak daire, bu sanıklardan Yüksel hakkında siyasal veya askeri casusluk suçundan verilen beraat hükmü ile sanıklar eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığında görevli Emniyet Müdürü Ahmet Türer, eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkan Yardımcısı Zeki Bulut, eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve BİLGEM Başkanı Hasan Palaz hakkında siyasal veya askeri casusluk, haberleşmenin gizliliğini ihlal ve kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçlarından verilen beraat hükümlerini bozdu.
Daire, sanıklar Usta ve Zavar'a "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından verilen 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün de bozulmasına karar verdi.
Kişilere ilişkin değerlendirmeler
Yüksel hakkında, atılı suçu işlediğine dair yeterli ve kesin delil bulunmamasına karşın, personel üzerinde denetim ve gözetim görevini gereğince yerine getirmeyerek kamunun zararına sebebiyet verme fiilinin görevi ihmal suçunu oluşturduğu belirtilen kararda, sanığın hukuki durumunun buna göre tayin edilmesi gerektiği, bu gözetilmeden suç vasfında ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğü ifade edildi. Bu nedenle bu suçtan kurulan beraat hükmünün bozulduğu kaydedildi.
Kararda, sanıklar Türer, Bulut, Palaz hakkındaki beraat hükümleriyle, Usta ve Zavar hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin eksik araştırmaya dayandığı belirtildi.
Usta ve Zavar'ın Başbakanlık Çankaya Resmi Konutu ve Keçiören ikametgahındaki çalışma ofislerine dinleme cihazları yerleştirilerek cihazların MİT görevlileri tarafından bulundukları 28-29 Aralık 2011 tarihine kadar dinleme yapma şeklinde gerçekleştiği kabul edilen eylemlerinin "siyasal veya askeri casusluk" suçunu oluşturduğuna işaret edilen kararda, dinlemelerin intikal ettirildiği bir ülkenin varlığının belirlenemediğinden bahisle suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme" suçundan hüküm kurulması bir diğer bozma nedeni sayıldı.
Ayrıca kararda, Usta ve Zavar hakkında, suça konu dinlemelerin uzun süre devam etmesi ve birden çok dinlemenin gerçekleşmesinin kabulü karşısında, "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçundan, "zincirleme suç" hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının, yerel mahkemece tartışılmadığı ifade edildi.
Bu sanıklar yönünden, "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçundan ceza belirlenirken, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre, üst sınıra yakın ceza tayini yerine, bu sanıklara bu suçtan 1'er yıl hapis cezası verilmesi de "eksik ceza tayini" olarak değerlendirildi.
Başbakanlık resmi konut ve Keçiören ikamette çalışma ofislerinde bulunan ve dinlendikleri anlaşılan telefonlarla suç tarihlerinde görüşme yapılıp yapılmadığı, görüşme yapılmışsa yapılan görüşmelerin muhatap ve konu itibarıyla devlet sırrı kapsamında değerlendirilebilecek veya özel hayata ilişkin olup olmadığının ve birden fazla görüşme gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin Başbakanlıktan sorulması gerektiği anlatılan kararda, sanıkların durumunun buradan çıkacak sonuca göre tayin edilmesi gerektiği kaydedildi.
Cumhuriyet savcılığında verdiği ifadesi hükme esas alınan gizli tanık "Hançer 2014"ün yasaya uygun neden göstermeksizin dinlenilmesinden vazgeçilmesi de bozma gerekçeleri arasında sayıldı.
Üç dava birleşecek
Dairenin bozma kararının ardından dosya, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Bu mahkemede, yakalanamamaları nedeniyle dosyaları ayrılan firari sanıklar eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürü Ali Özdoğan, eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Güvenlik Sistemleri Büro Amiri Serhat Demir ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürlüğünde görevli Komiser Yardımcısı Enes Çiğci hakkındaki dava devam ediyordu.
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, dairenin bozduğu dava ve firari sanıklar hakkında süren davaların, "dinleme cihazının, FETÖ adına yerleştirildiği" gerekçesiyle "örgüt" suçundan 11 sanık hakkında açtığı davayla birleştirilmesine karar verdi.
Birleştirmeye ilişkin kararda, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu belirtilerek, delillerin birlikte değerlendirilmesi açısından birleştirmede zorunluluk bulunduğu kaydedildi.
Birleşen davaya Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilecek.
"Örgüt" suçundan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada, eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve BİLGEM Başkanı Hasan Palaz, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürü Ali Özdoğan, dönemin Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Güvenlik Sistemleri Büro Amiri Emniyet Amiri Serhat Demir, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürlüğünde görevli Komiser Yardımcısı Enes Çiğci, suç tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru İlker Usta, suç tarihinde Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığında görevli Emniyet Müdürü Ahmet Türer, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği görevlilerinden Hasan Akın, dinleme cihazına ilişkin rapor hazırlayan Hamza Turhan ve Gökhan Vıcıl yargılanıyor.
İddianamede sanıkların FETÖ üyesi olduğu kaydediliyor.
"FETÖ'nün, söz konusu dönemde Başbakan olan Erdoğan'ı dinlemek ve alacağı kararlarda etkili olmak, elde ettiği bilgileri dini görünümlü örgüt yararına kullanmak, yabancı ülkelere dinleme kayıtlarını vererek örgüt lehine kazanç sağlamak istediği" bildirilen iddianamede, örgütün iktidardan uzaklaştırmak istediği Erdoğan'ı gizlice dinlemeyi kararlaştırdığı belirtiliyor.
Bulut tutuklandı
Öte yandan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirme kararından önce sanıklardan Zeki Bulut, Ahmet Türer ve Hasan Palaz hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. Edinilen bilgiye göre Bulut, bu kararın ardından önceki gün İstanbul'da gözaltına alınarak tutuklandı.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi de FETÖ'nün darbe girişiminin ardından resen celse açarak, sanıklardan Türer ve Altıparmak hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.
Kararda, darbe girişimi sonrasında örgüt mensuplarının kaçacaklarına dair ciddi şüphe oluştuğu ve örgüt ile ilgili delil durumunun değiştiği ifade edildi.