Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Yargıtay'ın "Umut Davası"Nı Onama Kararı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MAZLUMDER İstanbul Şubesi Başkanı Sarıyaşar: "28 Şubat siyasi yargılamaların yok addedilerek, tutsakların serbest bırakılması ve zararlarının tazmin edilmesi hayati bir önem kazanmıştır" Avukat Toraman: "Savunma sürecinde tüm iddiaları çürüttük. Başından sonuna kadar hukuksuz bir yargılamadır"

MAZLUMDER İstanbul Şubesi Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, "28 Şubat sürecinin" binlerce insanın hayatını kararttığını ve mağduriyetlerin devam ettiğini öne sürerek,  "28 Şubat siyasi yargılamalarının yok addedilerek, tutsakların serbest bırakılması ve zararlarının tazmin edilmesi, hayati bir önem kazanmıştır" dedi.

Sarıyaşar, İstanbul Mazlumder Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin "Umut Davası" ile ilgili kararı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Sivil siyasete ve toplumsal hayata bir müdahale olarak tanımladığı 28 Şubat sürecinin her geçen gün farklı örneklerle yeniden kendini gösterdiğini söyleyen Sarıyaşar, "Bu örneklerin sonuncusu, bir süre önce gerekçeli kararı Yargıtay tarafından onanmış olan sözde 'Selam Terör Örgütü' davasıdır. 28 Şubat sürecinin son model zulümleri, bu davada bir kez daha sahnelenmiştir" ifadesini kullandı.

Davanın kamuoyunda "Umut Davası" ismiyle bilindiğini anlatan Sarıyaşar, davayla ilgili 6 Mayıs 2000'de İstanbul'da yapılan operasyonlarda 200'e yakın kişinin hukuksuzca gözaltına alındığı bir sürecin yaşandığını hatırlattı.

Operasyon sürecinde fezlekenin defalarca değiştirilmek ve düzeltilmek zorunda kalındığını kaydeden Sarıyaşar, "Gözaltına alınan ve Uğur Mumcu cinayetinin faili olmakla suçlanan Abdülhamid Çelik'in, Mumcu'nun öldürüldüğü gün düğününün olduğunun ortaya çıkması operasyonun ne denli tutarsızlıklar içerdiğinin ilk işareti olmuş ve dava süreci de dahil bütün aşamalarda bu tutarsızlıklar artarak devam etmiştir" diye konuştu.

Sarıyaşar, silahlı terör örgütü kurmak ve yöneticisi olmak ile örgüt kapsamında silahlı eylemler yapmak suçlamasıyla 5 yıl 6 ay hapis yatan sanıkların, adli yargılanma ilkesine aykırı olarak 2014'e kadar yargılanmasına devam edildiğine dikkati çekti.

MAZLUMDER olarak "28 Şubat"ın tüm yönleriyle aydınlatılmasını istediklerini kaydeden Sarıyaşar, "28 Şubat siyasi yargılamalarının yok addedilerek tutsakların serbest bırakılması ve zararlarının tazmin edilmesi hayati bir önem kazanmıştır" dedi.

Sarıyaşar, hukuki mücadeleden bir netice alınamaması durumunda, 4 sanığın 4 yıl 6'şar ay daha hapis yatmak zorunda kalacaklarını sözlerine ekledi.

"İddialar çürütüldü"

Avukat Cüneyt Toraman da konuşmasında "28 Şubat sürecinde" benzer iddialarla, inançlı kesime yönelik operasyon yapıldığını belirterek, suçlamalara "iddianame" dahi denilemeyeceğini ifade etti.

Baskı altında yargılama yapıldığını kaydeden Toraman, "Savunma sürecinde tüm iddiaları çürüttük. Başından sonuna kadar hukuksuz bir yargılamadır" dedi.

Toraman, yetkisiz mahkemelerce yapılan yargılamalarının hukuki bir tarafı olmadığını belirterek, sanıklardan işkenceyle ifade alındığını söyledi. Adil bir yargılama yapılmadığını öne süren Toraman, 2011'den itibaren de, olmayan örgütün olmayan eylemi için dinleme ve takip yapıldığını, ancak bu süre içinde dava açılmadığını belirtti.

Toraman, mağdur edilen sanıklardan özür dilenmesi ve onlara tazminat ödenmesi gerektiğini belirterek, hukuki mücadelenin süreceğini ifade etti.

Davanın sanıkları

Davanın sanıklarından Hasan Kılıç, davanın başladığı zamanla günümüzdeki şartların aynı olmadığını belirterek, buna rağmen 14 yılda hukuk adına bir arpa boyu yol alınamadığını söyledi.

Davayı, Türkiye üzerinde oynanan oyunların bir parçası olarak gördüklerini belirten Kılıç, davanın Yargıtay safhasında da usulsüzlük yapıldığını kaydetti.

Sanıklardan Abdülhamit Çelik, davanın hukuka aykırı olarak başladığını ve öyle de bittiğini ifade etti. Yargılanma sürecinde işkence ve zulüm gördüklerini anlatan Çelik, suçsuz olduklarının bizzat yargılayanlar tarafından da bilindiğini dile getirdi.

Bir diğer sanık Mehmet Ali Tekin ise davayla ilgili hukuksuzluğun gözaltı sürecinde başladığını ve halen devam ettiğini bildirdi. İşkence altında ifade verdiklerini beliren Tekin, yargılamanın hukuka ve adalete aykırı olduğunu söyledi.

Davanın dördüncü sanığı Mehmet Şahin de "baştan sonra hukuksuzlukla dolu" olarak tanımladığı davanın aslında bir siyasi dava olduğunu belirtti. Hukuk adına hareket edilmediğini, cezanın da onan kararın da siyasi olduğunu anlatan Şahin, hukuk, adalet ve insanlık adına sözün bittiği noktada olunduğunu vurguladı.

Basın toplantısında bazı insan hakları savunucusu dernek ve kuruluşların temsilcileri ile sanıkların yakınları hazır bulundu.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmesinin de arasında bulunduğu birçok olayı kapsayan Umut Davası'nda, 8 sanığa verilen hapis cezalarını 10 Nisan'da onamıştı. - İstanbul

Kaynak: AA / Güncel
title