Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizilerdeki şiddet sahnelerine tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran sahne!

İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Olay iddia: 7 kişiyi öldürüp intihar eden cani 'Karım beni aldatıyor' demiş

7 kişiyi öldüren cani tek bir cümle sarf edip silahına sarılmış

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na yeni dava

Erdoğan, mahkemedeki o sözleri affetmedi

Yargıtay'dan Pınar Selek Davasına "Hükümde Serbestlik" Vurgusu

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada, sosyolog Pınar Selek'in ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını usulden bozdu.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada, sosyolog Pınar Selek'in ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını usulden bozdu. Oybirliğiyle alınan kararda, dosyanın "sair yönleri" incelenmedi. Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu uyarınca mahkemelerin direnme kararı üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak zorunda olduğunun belirtildiği gerekçede, Ceza Genel Kurulunca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine verilen kararlara karşı ise "hükümde serbestlik" kuralının geçerli olduğu ifade edildi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada, sosyolog Pınar Selek'e ''Devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak'' suçunu düzenleyen 765 sayılı eski TCK'nın 125. Maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını usulden bozdu. Dairenin, bozma kararının gerekçesi tamamlandı. Daire, davayı Sanık Selek yönünden duruşmalı, Sanıklar Abdulmecit Öztürk, Heval Öztürk, Maşallah Yağan, Kadriye Fikret Öget duruşmasız olarak inceledi.

Davanın aşamalarının da anlatıldığı gerekçeli kararda, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 1998 yılında hazırladığı iddianame ile sanık Pınar Selek hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve patlayıcı madde imal etme suçlarından 765 sayılı TCK'nın 168/2, 264/1-3. maddeleri uyarınca yine İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının ikinci iddianamesi ile; sanıklar Pınar Selek ve Abdulmecit Öztürk hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan 765 sayılı TCK'nın 125, sanık Heval Öztürk hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 765 sayılı TCK'nın 168/2, sanık Maşallah Yağan hakkında ise silahlı terör örgütüne üye olma, patlayıcı madde bulundurma ve atma suçlarından 765 sayılı TCK'nın 168/2, 264/6-8. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle İstanbul 4 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesine kamu davalarının açıldığı anımsatıldı. Her iki davanın da birleştirildiğinin hatırlatıldığı gerekçede, davanın safahatları anlatıldı.

-HÜKÜMDE SERBESTLİK-

Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu uyarınca mahkemelerin direnme kararı üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak zorunda olduğunun belirtildiği gerekçede, Ceza Genel Kurulunca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine verilen kararlara karşı ise "hükümde serbestlik" kuralının geçerli olduğu ifade edildi. Gerekçede, somut olayda, sanıklar Pınar Selek ve Abdulmecit Öztürk hakkındaki Ceza Genel Kurulu kararı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine verilen bir karar olduğu ve yerel mahkemenin bu karara uymak sorunda olmadığına dikkat çekildi. Benzer konudaki Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına atıfta bulunulan gerekçede, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı yerel mahkemelerin hangi durumlarda direnme kararı verip veremeyeceği irdelendi. Gerekçede, yerel mahkemenin direnme kararından vazgeçerek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına uymak zorunda olduğu yönündeki gerekçesini yerinde görmedi. Mevzuat gereği yerel mahkemelerin direnmesi yoluyla gelen Ceza Genel Kurulu kararlarına mahkemelerin uymak zorunda olduğu ifade edilen gerekçede, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine Ceza Genel Kurulu'na gelen dosyalarla ilgili ise direnme kararı verilebileceğinin altı çizildi. Selek ile ilgili dosyanın da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı üzerine Ceza Genel Kurulu'na geldiği ifade edilen kararda, yerel mahkemenin Kurul kararına karşı önce direndiği ancak daha sonra Selek'in beraatına ilişkin verdiği direnme kararından vazgeçtiği anlatıldı. Kararda, yerel mahkemenin direnme kararından vazgeçerek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına uymak zorunda olduğu yönündeki gerekçesi hukuka uygun bulunmadı.

-KARAR OY BİRLİĞİ İLE ALINDI-

Gerekçede, "Ceza Genel Kurulunun 2010 tarih, kararının direnme üzerine verilmiş bir karar olmadığı ve Dairemizin bozma kararına karşı mahkemenin direnme hakkının bulunduğu gözetilmeden, hukuki yanılgı sonucu, direnme kararından sarf-ı nazar edildiği, karar içeriğinden anlaşıldığı üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine verilse bile Ceza Genel Kurulu kararına direnilemeyeceği biçimindeki, somut olay bağlamında yasaya uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, sair yönleri incelenmeyen hükmün, öncelikle bu sebepten dolayı bozulmasına" denildi. Selek davasının bozma kararı oy birliğiyle alındı.

Kaynak: ANKA / Güncel
title