Yargıtay da Darbe Dedi, TSK İçinde Ayrı Ekip Kurulmuş

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan "Balyoz Planı" soruşturması, 3 yıl 8 ay 19 gün sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesinin kararını açıklamasıyla sona erdi.

Tarihinde ilk defa "darbe" suçunu görüşen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, yine tarihinin en uzun duruşmasını yaptı. Bir ay süren 17 oturumda, 96 sanık avukatının savunmasını dinleyen Daire, 237 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararı ile 36 sanık hakkında verilen beraat kararını onarken 88 sanık hakkındaki kararı bozarak tahliyelerine karar verdi. Oybirliğiyle alınan kararlar 20 dakika süren duruşmada Daire Başkanı Ekrem Ertuğrul tarafından okundu. Başkan Ertuğrul, aralarında eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, Ahmet Feyyaz Öğütçü, Dursun Çiçek, Ahmet Zeki Üçok, Bilgin Balanlı, Ergin Saygun, Nejat Bek, Süha Tanyeri, Şükrü Sarıışık, Mehmet Otuzbiroğlu'nun da aralarında bulunduğu 237 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararlarını, "sanıklara vekalet ücreti yükletilmesi" ve sanık Berna Dönmez hakkında Türk Ceza Kanununun, "babalık hakkında men edilme" hükmünün uygulanmasındaki hata sebebiyle düzelterek onanmasına karar verildiğini bildirdi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına ve Özden Örnek'i 20 yıl, Ergin Saygun, Şükrü Sarıışık'ı, Bilgin Balanlı ve Engin Alan'ı ise 18 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. 9. Ceza Dairesi, 63 sanık hakkındaki mahkumiyet kararlarını "sanıkların eylemlerinin suç için anlaşma suçu" kapsamında kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekçesiyle bozdu. Yargıtay kararında, hükmün "darbeye eksik teşebbüs"ten değil, örgüt üyeliğinden verilmesi gerektiği ifade edildi. 25 sanık hakkındaki mahkumiyet kararı da yeterli delil bulunmaması sebebiyle bozuldu. Böylece 88 sanığın tutuklu olanların tahliye edilmesini isteyen Yargıtay, sanıklar haklarındaki yakalama kararlarının da geri alınmasına karar verdi.

MÜEBBETTEN 20 YILA İNDİRİLMİŞTİ

10. Ağır Ceza Mahkemesi, Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına ve Özden Örnek'e "Türkiye Cumhuriyeti İcra vekili heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs" gerekçeleriyle ağırlaştırılmış müebbet cezası vermiş, bu ceza daha sonra 20 yıla indirilmişti. Yine, Ergin Saygun, Engin Alan ve Bilgin Balanlı'ya 18 yıl, Dursun Çiçek'e ise 16 yıl hapis cezası verilmişti.

RÜTBELER GİDECEK VEKİLLİK BİTECEK

Hüküm giyen sanıkların madalyaları alınarak rütbeleri sökülecek. MHP'li Engin Alan'ın vekilliği de düşecek.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından mahkumiyet kararları onanan sanıkların rütbeleri sökülecek. Bu isimler 'er' statüsünde olacak. Muvazzaf olanlar ise TSK'dan çıkarılacak. Aldıkları devlet üstün hizmet madalyaları, nişanları ve altın kaplı kılıçları da geri alınacak. Kendilerinin yanı sıra eş ve yakın akrabalarına verilen askeri kimlikler de alınacak. Askeri tesislerin hiçbirinden yararlanamayacaklar. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un ceza alması durumunda rütbesinin sökülüp sökülmeyeceği tartışmaları sırasında Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Eğer mahkum olursa o mahkumiyetin neticesi rütbelerinin alınacağı hükmü vardır. Bu hüküm mevcut olduğu sürece uygulanacaktır" demişti. Hakkındaki 18 yıl mahkumiyet kararı onanan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan'ın milletvekilliği, bu kararın TBMM Genel Kurulu'nda okunmasının ardından düşecek. Yargıtay, onama kararını, cezayı veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderecek. Mahkeme de MHP İstanbul milletvekili olması sebebiyle Engin Alan hakkında verilen bu kararı TBMM Başkanlığı'na iletecek. TBMM Başkanlığı da onama kararını TBMM Genel Kurulu'nda okutarak milletvekillerinin bilgisine sunacak. Hakkındaki mahkumiyet kararının Genel Kurul'da okunmasıyla da Alan'ın milletvekilliği düşecek. Bu arada kararı değerlendiren emekli Org. Çetin Doğan'ın avukatı Hüseyin Ersöz, müvekkiliyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru haklarını kullanacaklarını belirtti. Ersöz, "Bu başvurudan da olumlu bir cevap alamadığımız takdirde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi mercilerin kapısını, adil yargılanma hakkı çerçevesinde çalmaya devam edeceğiz" dedi.

ÇİKOLATA DAĞITTI

Tahliye olan sanıklardan Hasan Basri Aslan'ın eşi Nefise Aslan, Genelkurmay Başkanlığı tarafından bayram için ailelere gönderilen çikolatayı basın mensuplarına dağıttı.

İLGİNÇ AYRINTI

Darbe teşebbüsünden vazgeçenler kurtuldu!

Yargıtay 9. Dairesi, 88 kişi hakkındaki verilen mahkumiyeti kararını bozdu. Bunlardan 25'ini delil yetersizliğinden, 63'ünü ise darbe planından kendi rızaları ile vazgeçtikleri için bozulduğu açıklandı. 9. Daire, 25 kişiyle ilgili bozma kararını da, "Sanıkların cezalandırılmasına yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraat kararı verilmesi gerektiği" şeklinde gerekçelendirdi. Söz konusu 25 kişi arasında Güllü Salkaya gibi sivil memurlar ile suç eylemlerinin işlendiği tarihte yurtdışında veya başka yerde olduğunu kanıtlayan isimler var. Bu arada, Balyoz darbe planını ilk defa gündeme getiren gazeteci Mehmet Baransu, Yargıtay'ın onama kararını değerlendirdi. Bu onamaları olumlu bulduğunu belirten Baransu, "Delilleriyle çok net olan bir dava. Avukatlar, kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor. Karar, Ergenekon davası için de emsal olacak" dedi. Öte yandan, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ndeki karar duruşmasına bazı CHP milletvekilleri de katıldı.

HAKİM DİKEN: YARGITAY HAKLILIĞIMIZI TASDİK ETTİ

Balyoz davasını karara bağlayan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ömer Diken, "Yargıtay haklılığımızı tasdik etti. Yargılamanın uzatılmasına yönelik çabalara karşın mahkemenin tavrının ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı" dedi.

YARGITAY'IN GEREKÇELİ KARARI:

Dijital deliller hukuka uygun

"Sanık avukatlarının dijital verilerin sahteliği iddiası gerçek dışı. Çetin Doğan, TSK'da illegal bir oluşuma gitmiş."

Balyoz yargılaması boyunca avukatların en çok gündeme getirdikleri konu dijital delillerin sahteliği oldu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin gerekçeli kararında dijital delillerin elde ediliş ve muhafaza şekillerinin usule uygun olduğu ve hukuka uygun deliller olarak hükme alınmalarının isabetli olduğu neticesine varıldığı belirtildi. 65 sayfalık gerekçeden satır başları şöyle...

Sanıklar, 28 Şubat'ın kazanımlarını kaybetme endişesiyle darbe planlamış.

Sanıklar, iktidarı hükümetten uzaklaştırma ve bu amaç doğrultusunda eylem planlarını gerçekleştirebilmek için TSK'nın yasal hiyerarşik yapısı dışında ayrı bir hiyerarjik yapılanma gitme kararı almıştır.

Dijitallerin ele geçirilmesinden sonra kolluk veya adli makamlar elinde değiştirilmiş olduğuna ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığının açıkça anlaşılmıştır.

Dijital delillerin elde ediliş ve muhafaza şekillerinin usule uygun olduğu ve hukuka uygun delil olarak hükme alınmalarının neticesine varılmıştır.

Genelkurmay eski başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri eski Komutanı Org. Aytaç Yalman'ın tanıklığı sonucu etkilemezdi.

20 bin kişiye ait bilgilerin kurgulanması mümkün değildir.

Sanıkların sorgularında süre sınırlaması olmadan delilleri tartışarak savunma yaptıkları birçok uzman mütalaasını alıp dosyaya sundukları dikkate alınarak itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Askerin son aşamaya kadar gelmesi de cebir ve şiddettir.

Sanıklar hükümeti vazifeden men etmeye çalışmıştır.

Darbe için binlerce belgeyi bulan çalışmalar tamamlandığı, geriye sadece artık karşı koymanın mümkün olmadığı "sokağa çıkma" diye tabir edilen hareketlerin kaldığı anlaşılmaktadır.

Sanıkların meydana getirdikleri oluşumun icra hareketleri başlamadan önce amaç suçun işlenmesine ilişkin bir ittifakı içerdiği açıkça görülmektedir.

Balyoz, Suga, Oraj Harekat planları ve icrası ile ilgisi olmayan ancak TSK'nın görev ve yetkisi ile ilgisiz aynı mahiyetteki çok sayıdaki belgenin saklanmakta olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda yapılan bu tür yasa dışı çalışmaların daha sonra yapılacak benzer faaliyetlerde kullanılmak gibi sebeplerle saklanmakta olduğu sonucuna varılmaktadır.