Haberler

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Balyoz Davası Tebliğnamesi (2/son)

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tebliğnamede, "Tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde, 'özel seçilmiş sınırlı sayıda personelden' olan bir kısım sanıklarca gerçekleştirilen plan seminer çalışmasında, amaç suçun icrası kapsamında"...

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tebliğnamede, "Tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde, 'özel seçilmiş sınırlı sayıda personelden' olan bir kısım sanıklarca gerçekleştirilen plan seminer çalışmasında, amaç suçun icrası kapsamında çalışmaların ve darbe provasının yapıldığı sonucuna varılmaktadır" dedi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tebliğnamede, "Tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde, 'özel seçilmiş sınırlı sayıda personelden' olan bir kısım sanıklarca gerçekleştirilen plan seminer çalışmasında, amaç suçun icrası kapsamında çalışmaların ve darbe provasının yapıldığı sonucuna varılmaktadır" dedi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Balyoz Planı davasıyla ilgili tebliğnamesini tamamladı. Başsavcılık, tebliğnameyi davanın temyiz incelemesini yapacak olan Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderdi. Tebliğnamede, 361 sanıktan, 256 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararlarının onanmasını, 67 sanık hakkındaki mahkumiyet kararlarının bozulmasını, 2 sanık hakkındaki mahkumiyet kararının düzelterek onanmasını, 35 sanık hakkında verilen beraat kararının onanmasını, 1 sanık hakkındaki beraat kararının ise bozulması talep edildi.

Atılı suçun askeri suç olduğu ve yargılamanın genel adliye mahkemelerinde yapılamayacağına ilişkin iddiaların irdelendiği tebliğnamede, askeri mahkemelerin görev alanlarıyla ilgili yapılan değişikliğin hatırlatıldı. Tebliğnamede, devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçlara ait davaların her halükarda adliye mahkemelerinde ele alınacağı belirtildi.

Dijital delillerin elde edilişinde hukuka aykırı bir durum iddialarının da ele alındığı tebliğnamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bir tutanak ile teslim edilen 19 CD'nin Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 134. maddesi kapsamına alındığı, usulüne uygun alınan arama, el koyma ve inceleme işlemlerine ilişkin hakim kararına istinaden Gölcük Donanma Komutanlığında yapılan arama işleminin askeri makamların katılımıyla gerçekleştirildiği, ele geçirilen yazılı ve dijital delillerin tek tek tutanağa yazıldığı, CMK gereğince ele geçen ve el konulan dijital verilerin imajlarının alındığı ifade edildi.

-DELİLLERİN ELDE EDİLMESİNDE HUKUKA AYKIRILIK YOK-

Cumhuriyet Savcısının gözetimi altında, askeri makamlar tarafından yapılan tüm arama ve el koyma işlemlerinin başından sonuna kadar görüntü olarak kaydedildiği belirtilen tebliğnamede, dijital delilerin elde edilmesi ve incelenmesinde, başta Hizbullah terör örgütü olmak üzere, PKK-KCK ve diğer terör örgütlerine ilişkin davalardaki Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin istikrarlı içtihatlarına uygun olduğu ve hukuka aykırılık görülmediği kaydedildi. Sanıkların ve müdafilerine, iddianamaler ve eklerinin tamamının verildiği, delillerin tek tek okunduğu, sanıklar ve müdafilerinin hiç bir yasal ve fiili kısıtlamaya maruz kalmadan planladıkları süre kadar ve diledikleri şekilde savunma yaptıklarının ifade edildiği tebliğnamede, bazı tanıkların duruşmada dinlenilmemesinin, mevcut deliller ve bu delillerin niteliği karşısında, yargılamaya yeni bir yenilik getirmeyeceği ve suçun sübutu açısından maddi gerçeğin ortaya çıkmasına hizmet etmeyeceği gerekçesiyle mahkemece reddedilmesinin, eksik soruşturma olarak değerlendirilemeyeceği belirtildi. Tebliğnamede, sanıkların savunma haklarının, öngörülen amaçlar dışında kullanılması nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki itirazların yerinde olmadığı sonucuna varıldığının altı çizildi.

DARBE PROVASI YAPILDI

Tebliğnamede, dijital delillerin hukuka uygun delil sayılıp sayılmayacağına ilişkin yapılan değerlendirmede sanıklar tarafından da doğruluğu kabul edilen 1. Ordu Planı Seminerinde kaydedilen ses kayıtları ve Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo isimli belgedeki hususlar ile sanıklar ve müdafilerince sahteliği ileri sürülen CD'lerde bulunan Balyoz Güvenlik Harekat Planı, Oraj Hava Haraket Planı, Suga Harekat Planı, Çarşaf ve Sakal Eylem Planı isimli dijital belgeler arasındaki benzerlikler ve birbirini teyit edici özelliklerin, belgelerin gerçekliği konusundaki ulaşılan sonucu doğruladığı ifade edildi. 12 Eylül 1980 darbesine de atıfta bulunulan Tebliğnamede, "12 Eylül 1980 askeri darbesinin dayanağını oluşturan Bayrak Harekat Direktifi ve bu direktif doğrultusunda hazırlanan belgeler, Balyoz Harekat Planı ve eklerinin hazırlanmasında sanıklarca örnek alınmıştır" denildi. Plan seminerlerinde somut olarak gerçek kişiler ve kurum isimleri verilerek, siyasi görüş ve açıklamaları da vurgulanmak suretiyle sunum yapılmasının ve bir tehdit algılamasından bahsedilmesinin yerleşik uygulamalara aykırı olduğunun belirtildiği Tebliğnamede, Balyoz Harekat planında öngörülen askeri darbenin gerçekleşmesi sonrasında bir milli mutabakat hükümetinin kurulması planının, plana paralel hazırlanan Suga Harekat Planının eklerinden olan 'Yeniden Yapılandırma Faaliyetleri' isimli belgede, seminer ses kayıtlarında ve seminere ilişkin Genelkurmay Başkanlığı gözlemcileri tarafından hazırlanan sonuç raporunda mevcut olduğu kaydedildi. Tebliğnamede, "Özel seçilmiş sınırlı sayıda personelden' olan bir kısım sanıklarca gerçekleştirilen plan seminer çalışmasında, amaç suçun icrası kapsamında çalışmaların ve darbe provasının yapıldığı sonucuna varılmaktadır" denildi. Tebliğnamede, plan seminer çalışmasında bir kısım sanıkların yaptıkları sunumun içeriğinin, Balyoz Harekat Planının hayata geçirilmesi adına hazırlanan planların, kuvvetlerce oluşturulan listelerin, Milli Mutabakat Hükümeti ismiyle harekat sonrasında iş başına getirilmesi planlanan hükümette kimlerin yer alacağının dahi belirlenmiş olmasının, hukuk devletinde ve demokratik sistemlerde kabul edilemez eylemler olduğu kaydedildi.

-HÜKÜMETİ CEBREN VAZİFE GÖRMEKTEN MEN ETME-

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tebliğnamesinde, aralarında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, Orgeneral Bilgin Balanlı, MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Orgeneral Ergin Saygun ve eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık'ın da aralarında bulunduğu 256 sanığın, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etme amacına yönelik fiillere katıldıklarının sübutu kabul ve vasfı tayin edildiği, eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusunda gerçekleştirildiğinin belirlendiği kaydedildi. Dosya içeriğine göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin onanması istendi. Tebliğnamede, yerel mahkemece haklarında beraat kararı verilen sanıklardan 35'inin beraat kararlarının onanması talep edildi.

Tebliğnamede, sanıklar Berna Dönmez ve Güllü Salkaya hakkında verilen mahkumiyet kararının yanı sıra, baba ve koca olmadıkları gözetilmeden "hapis hallerinin sona erdirilmesine kadar babalık ve kocalık sıfatının verdiği hakları kullanmaktan mahrumiyetlerine" karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu belirtildi. Bu nedenle bu sanıklar hakkındaki hükmün bu yönüyle düzeltilerek onanması istendi. Tebliğnamede, sanık Abdullah Zafer Arısoy hakkında verilen beraat hükmünün ise bozulması istendi. Tebliğnamede, sanığın Balyoz Harekat Planı kapsamında yapılan çalışmalara katıldığının ve Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etme suçuna asli maddi fail olarak iştirak ettiği gözetilmeden, atılı suçtan mahkumiyeti yerine beraat kararı verilmesinin bozma nedeni sayılması talep edildi.

-67 MAHKUMİYETE BOZMA-

67 sanık hakkında mahkumiyet hükmünün bozulmasını istendiği Tebliğnamede, "Baştan beri yapılan tartışmalar çerçevesinde gerçekliği ve sübuta esas alınması isabetli görülen dokümanlarda adları yer alan sanıkların amaç suçu benimseyen yapı içerisinde yer aldıkları görülmekte ise de amaç suçun gerçekleştirilmesi doğrultusunda doğrudan icra hareketi niteliğinde bir faaliyette bulunduklarına dair yeterli delil elde edilemeyen sanıkların yüklenen suçtan beraat yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi kanuna aykırıdır" denildi.

Sanıklar Tülay Delibaş, Cumhur Eryüksel, Ali Cengiz Şirin ve Doğan Uysal haklarında verilen mahkumiyet hükümlerinin de bozulması talep edildi. Tebliğnamede, sanıkların eylemlerinin darbe sonrasına ilişkin olduğu ve yapılan çalışmaların amaç suçun gerçekleştirilmesi için elverişli icra hareketi kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtildi. (ANKA/SON)

(YE/OLÇ) - Ankara

Kaynak: ANKA / Güncel
Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

title