Yargıtay Başkanı Gerçeker: "Gelsinler Buraya Da İki Günde Bitirsinler O Zaman"
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Basın Mensuplarının Sorularını Yanıtladı
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gerçeker, özellikle iktidar partisi tarafından yapılan, bazı dosyaların görüşülmesinin öne alınması yorumlarını cevaplarken, yasal prosedürler bitmeden, dosyalarla ilgili kararlar veremeyeceklerini ve bunun da zaman alacağının altını çizdi ve 'Söylemek gayet kolay. Gelsinler buraya da iki günde bitirsinler o zaman, verelim dosyaları, ne kadar güzel, biz de rahatlarız!'
102'nci maddenin uygulamaya konmasıyla yükselen tartışmalardan sonra özellikle iktidar partisi tarafından yapılan, bazı dosyaların görüşülmesinin öne alınması yorumlarını, 'çok talihsiz, yersiz, anlamsız söylemler' olarak niteleyen Gerçeker, 'Bir dosyanın karara bağlanacağını bunlar bilmiyorlar, yapmadıkları için bu işi öyle kolay sanıyorlar,' dedi.
Dosyaların incelenmesi safhalarını anlatan Gerçeker, 'Bunlar hep bir zaman istiyor,' dedi ve söz konusu yorumların 'ezbere' yapıldığını kaydetti.
Yargıtay'daki bütün dosyaların tek tek incelenmiş olduğunu anlatan Gerçeker, söz konusu krizde, başında olduğu kurumun eleştirilmesiyle ilgili olarak ise şunları ekledi:
'Bunları eğer Yargıtay'a yüklenmek için söylüyorlarsa, istedikleri kadar söylesinler. Ben, arkadaşlarımın, yaptıkları özverili çalışmaları, fedakarca çalışmaları gözümle görüyorum. Yanlış bir şey olsa ilk başta ben söylerim. Onun için bunların hiçbir anlamı yok.'
Bir soru üzerine, bütün tutuklu dosyalarının öne alınarak öncelikle incelendiğini söyleyen Yargıtay Başkanı, yasal prosedürler bitmeden, dosyalarla ilgili kararlar veremeyeceklerini söyledi ve şunları ekledi:
'Orada bir sürü insanın geleceği var, istikbali var. Sadece Hizbullah dosyası yok ki dairelerin elinde. Her türlü dosya var, her türlü suçtan faillerin olduğu dosyalar var. Yani bunlar kolay değil öyle. Söylemek gayet kolay. Gelsinler buraya da iki günde bitirsinler o zaman, verelim dosyaları, ne kadar güzel, biz de rahatlarız!'