Yankı Bağcıoğlu'ndan "Teğmenler" Tepkisi: "Ortada Ne Suç Unsuru Ne Başka Bir Şey Var. Trajikomiğin de Ötesinde Bir Hukuk Faciası"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Kara Harp Okulu'nda “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek kılıçlı yemin eden teğmenlerin Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkedilmesine ilişkin “Burada kılıç çatma ve sadece Mustafa Kemal Atatürk'e ve laik demokratik cumhuriyete bağlılıklarını sunuyorlar. Ortada ne bir suç unsuru var ne başka bir şey var. Bu kılıç çatma olayı dedikleri de yıllardır yapılan bir olay. Dolayısıyla trajikomiğin de ötesinde bir hukuk faciası olduğunu değerlendiriyorum” dedi.
Haber : FATİH ÖZKILINÇ Kamera: Özgür Şengül
(İZMİR)- CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Kara Harp Okulu'nda "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyerek kılıçlı yemin eden teğmenlerin Yüksek Disiplin Kurulu'na sevkedilmesine ilişkin "Burada kılıç çatma ve sadece Mustafa Kemal Atatürk'e ve laik demokratik cumhuriyete bağlılıklarını sunuyorlar. Ortada ne bir suç unsuru var ne başka bir şey var. Bu kılıç çatma olayı dedikleri de yıllardır yapılan bir olay. Dolayısıyla trajikomiğin de ötesinde bir hukuk faciası olduğunu değerlendiriyorum" dedi.
CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 30 Ağustos'ta Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında yeni mezun teğmenlerin kılıçlı yemin etmesine ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen İzzet Talip Akarsu'ya TSK'dan ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevkine yönelik tebligat yapılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ANKA Haber Ajansı'na konuşan Bağcıoğlu, "Bu konuya ilişkin duruşumuzu zaten baştan beri ifade ettik. 'Mustafa Kemal'in askerleri' kesinlik suç unsuru olamayacak bir ifade. Ne demeleri gerekiyordu? Trikupis'in askerleri mi demeleri gerekiyordu? Diğer ant ise 1995'ten başlayan bir süreç. 2023'e kadar devam etmiş. 2023'te Milli Savunma Üniversitesi Rektörü tarafından yönergeden çıkarılmış. Ama kesinlikle yasak, yasaklı, kullanılmayacak gibi bir emir yok ortada. Sadece tören programında çıkarılmış. 2024'te de teğmenlerimiz tören bittikten sonra bakın buranın altını çiziyorum. 'Tören sona ermiştir, sayın Cumhurbaşkanım' anonsu yapılıp protokol tören alanı terk ettikten sonra tören dışı yapılan bir faaliyet. Bu ritüel zaten yıllardır yapılıyor. Kılıç çatma olayı 2021'de hem Hava Harp Okulu hem de Deniz Harp Okulu tarafından aynı anda törende yapılıyor" dedi.
"Suçlamanın burada yerinde olmadığını değerlendiriyorum"
"Kesinlikle bir art niyet, siyasi bir baskı mevcut" diyen Bağcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin bütün bu siyasi baskılara rağmen Yüksek Disiplin Kurulu görevlilerinin aklıselimin galip geleceğini, adalet duygusunun galip geleceğini, daha fazla mağduriyetlere izin vermeyeceğine inanıyorum. Yıllardır süregelen metin içeriğinde hiçbir sıkıntı olmayan bir ant seremonisi. İkincisi tören dışında yapılmış bir faaliyet. Dolayısıyla disiplin kanunu 20'nci maddeye göre hizmetin yapılmasına engel olmak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin itibarına zarar vermek gibi bir suçlamanın burada yerinde olmadığını değerlendiriyorum. Elbette bu Yüksek Disiplin Kurulu'nda karara bağlanacak. Bu konuda teğmenlerimizin yanındayız. Bir emekli asker olarak ben de bunu açık olarak ifade ediyorum. Emekli askeri hakimler, emekli askeri savcılar şu anda teğmenlerimizi hukuki destek yapmak için fahri olarak gönüllü olarak bu işin arkasındalar."
"Teğmenler mağdur ediliyor"
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak'ın katılımıyla 16 Ağustos 2024 tarihinde gerçekleşen Özel Kuvvetler Komutanlığı mezuniyet töreninde de aynı seremoninin yapıldığını dile getiren Bağcıoğlu, "Ortada kesinlikle bir suç unsuru yok. Teğmenler mağdur ediliyor, bu konunun takipçisi olacağız. İleride ola ki bir menfi sonuç çıktığı takdirde hukuka aykırı adaletin tekrar tesis edildiği, demokratik iklimin tesis edildiği, hukukun üstün geldiği günlerde mevcut hukuk çerçevesinde hiçbir siyasi baskı yapmaksızın bu konuda teğmenlerimizin hakları konusunda eğer olası bir menfi durum karşısında da gerekli tedbirleri, düzeltici tedbirlerimizi alacağımızı şimdiden belirtiyoruz. Teğmenlerimizin arkasındayız" diye konuştu.
"Siyasi baskıya neden olan olay 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' denmesi"
Teğmenler raporunda "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" demelerine değinilmemesine ilişkin ise Bağcıoğlu, "Bu topraklarda Atatürk her zaman kazanır. Tutup Mustafa Kemal'in askerlerini söylediler diye bir ifade koyacak halleri yok. Tamamen tutarsız bir yaklaşım. Tören bitmiş. Tören faaliyeti sona ermiş. Hizmete engel olacak bir durum yok. Oradan bir suçlama yapmak durumundalar ama burada hepimiz ve Türk toplumumuzda diyor ki esas rahatsız edici olay; siyasi baskıya neden olan olay 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' denmesi ifadesi. Yoksa Özel Kuvvetler Komutanlığı mezuniyet töreninde de bu yeminin edilmesi bir sıkıntı yaratırdı veya daha önceki yıllarda bu yemin sayın Cumhurbaşkanı, protokol zevatının önünde de edildi. O zaman bir sıkıntı yaratmadı. Demek ki buradan benim çıkardığım sonuç; 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ifadesinin kullanılması bir şekilde rahatsızlık verdi" ifadelerini kullandı.
"Bir hukuk faciası"
Bağcıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizim bildiğimiz, gözlemlediğimiz kadarıyla olay tamamen trajikomik bir olay. Tamamen bir 20-21 yaşındaki gençlerimizin 5 yıllık yoğun eğitim sonunda bu büyük coşkuyu üniversitelerde şapka atarak kutlarlar. Amerikan West Point Kara Harp Okulu'nda şapka atarak kutlarlar. Burada kılıç çatma ve sadece Mustafa Kemal Atatürk'e ve laik demokratik cumhuriyete bağlılıklarını sunuyorlar. Ortada ne bir suç unsuru var ne başka bir şey var. Bu kılıç çatma olayı dedikleri de yıllardır yapılan bir olay. Dolayısıyla trajikomiğin de ötesinde bir hukuk faciası olduğunu değerlendiriyorum. Bu konuda da ciddi üzüntülerimiz var. Ciddi hayal kırıklıklarımız var bu çocukların Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilmelerinden. Umarım Yüksek Disiplin Kurulu'nda aklıselim, vicdan ve adalet galip gelir. Vazife bilinci, silah arkadaşlığı ruhu, askerlik onuru galip gelir. Çocuklar hakkında adil bir karar verilir. Hukukun üstünlüğü, adalet ve demokrasi iklimi tesis edildiğinde teğmenlerin haklarını hukuk içerisinde hiçbir siyasi baskıda bulunmaksızın düzeltici tedbirler alacağız" dedi.