Ya Allah Bismillah Diyerek Sokaklarda Gezdim"
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan ve 15 Temmuz darbe girişimi sırasında mensubu olduğu AK Parti aleyhinde çalışmakla suçlanan dönemin Aşkale Belediye Başkanı Enver Başaran'ın, "terör örgütü üyesi olmak"...
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan ve 15 Temmuz darbe girişimi sırasında mensubu olduğu AK Parti aleyhinde çalışmakla suçlanan dönemin Aşkale Belediye Başkanı Enver Başaran'ın, "terör örgütü üyesi olmak" suçundan yargılanmasına devam edildi.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Enver Başaran ile tanık ve sanık avukatları katıldı.
Sanık Başaran, savunmasında, 4 yıl önce Aziziye Kolejine yazdırdığı çocuğunun bu okulda bir yıl eğitim gördüğünü söyledi.
17-25 Aralık sürecinden sonra Cumhurbaşkanının "Çocuklarınızı örgüte ait okullardan alın" sözü doğrultusunda çocuğunu okuldan aldığını belirten Başaran, "Bunun yanında ayrıca 17-25 Aralık sürecinden sonra da Bank Asya'daki hesabımı kapattım." dedi.
Başaran, terör örgütüyle bir bağının olmadığını ileri sürerek, şunları kaydetti:
"Milli görüşten gelen biriyim. Darbe gecesi ve devamında da devletimize ve hükümetimize destek verdim. Darbeye karşı duruşta vatandaşlara teşvikim açıktır. Darbe girişiminin ardından, "Ya Allah Bismillah' diyerek sokaklarda gezerdim. Sadece birkaç kişinin komplosu ile 7 aydır içerideyim. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum."
Okulda sekizgen denen yerde toplantılar yapılmış
Tanık Bahri Damacı ise verdiği ifadesinde Aziziye Kolejinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını anlattı.
Görev yaptığı dönem içerisinde söz konusu okulun üst katında sekizgen denen yerde toplantılar yapıldığını belirten Damacı, şunları ifade etti:
"Toplantıların içeriğini ve katılımcıları net olarak bilmem. Genel olarak yatsı namazından sonra toplantılar olurdu. Belli bir program dahilinde yapılmazdı, ayda ya da hafta da bir olduğu zamanlar oluyordu. Bize toplantı olacağı bilgisi verilirdi. Okulun kapısı açık olurdu, kontrol yapmazdık. Sanığı toplantılarda görmedim. Sadece birkaç kez okulun bahçesinde gördüm. Herhangi bir ilgisini bilmiyorum."
Sanık avukatı Faruk Terzioğlu ise toplanan deliller neticesinde müvekkilinin herhangi bir şekilde terör örgütü üyesi olduğuna yönelik delil bulunmadığını ve tespit edilmediğini söyledi.
İddianamede içerisinde sanık aleyhine yönelik fiili olarak delil olmadığını savunan Terzioğlu, "Tek iddia Olağanüstü Hal bürosunda bulunan ve sanığın siyasi rakibi olan kişinin soyut tespitleridir. Müvekkilim başından beri samimi bir şekilde bunu izah etmiştir. Aleyhine birkaç gizli tanık beyanı kalmıştır. Buna dayanarak işlem yapılamayacağı açıktır." ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianameden
İlçede faaliyet gösteren FETÖ'ye ait yurt ve dershanenin reklam ile duyuru pankartlarının 17-25 Aralık sürecinden sonra da o dönem belediye başkanı olan Başaran'ın talimatıyla belediyenin araçları ile personeli eliyle asıldığı belirtilen iddianamede, Başaran'ın ilçede faaliyet gösteren ve kardeşlerinin de ortağı olduğu yurt ve benzeri yerlere sohbet amacıyla gittiği kaydediliyor.
İddianamede, Başaran'ın, 15 Temmuz'da gerçekleştirilen ve başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi sonunda ilçe Hükumet Konağı Meydanı'nda demokrasi nöbetlerine katıldığı, yaptığı konuşmalarda sürekli olarak, "Kimse birbirini ihbar etmesin. Sizler namaz kılanla silah kullananı bir tutuyorsunuz." yönünde söylemlerde bulunduğu belirtiliyor.
Başaran'ın, demokrasi nöbetlerinin ilk günü ilçe merkezinde görev yapan bir imamı kürsüye çağırarak dua ettirdiğinin anlatıldığı iddianamede, dua sırasında imamın FETÖ'ye yönelik beddua etmesinden rahatsız olduğu için aynı imamı, demokrasi nöbetlerine katılmasına rağmen kürsüye bir daha çağırmadığı anlatılıyor.
İddianamede, Başaran'ın 15 Temmuz gecesinde parti binasına son derece rahat tavırlarla geldiği, panik halinde durumu endişe ile takip eden çalışanlara "Rahat olun, bir şey olmaz" dediği ve "Genel Merkezden haber bekliyoruz" diyerek halkın sokağa çıkması için anons yapılmasını engellediği ifade ediliyor.
Başaran'ın darbe girişimi gecesi iktidar partisine mensup bir belediye başkanı olmasına karşın kayıtsız davranışlarda bulunduğunun bildirildiği iddianamede, Başaran'ın demokrasi nöbetleri sırasında haklarında FETÖ/PDY terör örgütü üyesi iddiası bulunan ve "ByLock" kullanan kişilerle görüşmeye devam ettiği, soruşturma makamlarını itibarsızlaştıracak şekilde konuşmalar yaptığı yer alıyor.
İddianamede, Enver Başaran'ın "terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.