Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu (2)
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Türkiye'de 2010'dan sonra darbecilerin yargılanması olgusuyla karşılaşıldığını belirterek, "Ama özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin bastırılmasıyla beraber darbecilerin yargılanabileceğini gördük.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Türkiye'de 2010'dan sonra darbecilerin yargılanması olgusuyla karşılaşıldığını belirterek, "Ama özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin bastırılmasıyla beraber darbecilerin yargılanabileceğini gördük." dedi.
Adalet Bakanlığınca, Türkiye demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yerini alan 12 Eylül 1980 darbesinin 40. yılı dolayısıyla Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda gerçekleştirilen Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda, "Türkiye'de Darbe Dönemi Yargılamaları ve Demokrasiye Etkileri" başlıklı oturum yapıldı.
Duran, moderatörü olduğu oturumun açılışında değerlendirmelerde bulundu.
Darbelerin yargılanabileceğine ihtimal vermeyen bir nesilden geldiklerini ifade eden Duran, "Darbeler olur. Mazlumlar sıkıntı çekerler. Menderes gibi idam edilirler ya da hapislerde çürürler. Sonrasında bazıları siyasete döner bazıları da siyasetten çekilirler. Bunları yapanların da yargılanabileceğini başka demokrasilerde görmüştük. Latin Amerika ülkelerinde darbe yapanların yargılandıklarını gördük ama ülkemizde bu gerçekleşmemişti. 2010'dan sonra biz darbecilerin yargılanması olgusuyla karşılaştık. Ama özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin bastırılmasıyla beraber darbecilerin yargılanabileceğini gördük." diye konuştu.
Duran, darbeciliğin Türkiye'deki aktörlerinin ister askeri sivil bürokratlar ister yargıyı da içine alacak şekilde erklerin hepsi için bir hastalık olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"15 Temmuz'un da bu hastalığı bitiren bir milat olmasını ümit ediyoruz. Darbeler Türkiye'ye büyük zararlar verdi. Bunun bazı nesillerin kaybıyla girişimci ruhunun öldürülmesiyle ve bir arada yaşama tecrübesinin de tehlikeye atılmasıyla sonuçlandığını görmek önemli. Burada yapılan konuşmalarda bir vurguyu hatırlatmak gerekir. Demokrasiye geçtik ama bir türlü pekiştiremedik. Artık darbelerin olmayacağı, iç ve dış odakların yeni darbeler planlamayacağı 'Bizim çocuklar yine başardı.' projelerinin olmadığı ve milli iradeye dışarıdan müdahale olmayan bir geleceği gençlere devredebilme kararlılığımızın önemli olduğunu düşünüyorum."
"27 Mayıs yargılanmadı"
Celal Bayar'ın torunu Prof. Emine Gürsoy Naskali ise 27 Mayıs darbesi sonrası yargılamaları anımsatarak, "27 Mayıs yargılanmadı, bugün yargılayacak kimse de kalmadı. 27 Mayıs'ta devlet kadrolarında yapılan tasfiyeler ve atamalarla devlet ele geçirildi." dedi.
27 Mayıs darbesiyle ordunun da ele geçirildiğini dile getiren Naskali, çok sayıda general, subay ve astsubayın darbenin akabinde emekli edildiğini söyledi.
Naskali, darbe tasfiyelerinin sadece ordu ile sınırlı kalmadığını anımsatarak, akademi, yargı gibi alanlarda da çok sayıda kişinin emekliye sevk edildiğini veya istifa ettirildiğini aktardı. 27 Mayıs yargılamalarında görev alacak kişilerin özel olarak seçildiğini ifade eden Naskali, sonrasında adalet bürokrasinin darbeye hizmet edenlerce şekillendirildiğini belirtti.
Prof. Dr. Mahmut Koca, Av. Dr. Hüseyin Aydın ve Dr. Oğuzhan Bilgin de oturumda konuşma yaptı.