Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Verheugen AB'nin Türkiye ile İlişkilerini Değerlendirdi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Eski Üyesi Günter Verheugen, Türkiye'nin üyeliğine karşı gelen ülkelerin tüm argümanlarının, Ortadoğu'daki son gelişmeler üzerine çöktüğünü belirtti.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Eski Üyesi Günter Verheugen, Türkiye'nin üyeliğine karşı gelen ülkelerin tüm argümanlarının, Ortadoğu'daki son gelişmeler üzerine çöktüğünü belirtti.

Frankfurter Rundschau Gazetesi için kaleme aldığı makalesinde Türkiye'nin AB ile ilişkilerini değerlendiren Verheugen, AB'nin Türkiye'yi aday üye olarak kabullenmesi gerektiğini ve modernleşme sürecinde ona yol arkadaşı olması gerektiğini vurguladı.

Almanya'nın geçmişte Türkiye'nin AB'ye üye olması için ekonomik bir gerekçesi olduğunu ifade eden Verheugen, 60'lı yıllarda Almanya'nın Türk işçisine acil ihtiyacı olduğu için vizesiz bir şekilde bu ülkeye seyahat hakkı tanındığını kaydetti.

Türkiye'nin aday ülke statüsünü 1999 yılında kazandığını belirten Verheugen, AB'nin bir Hristiyan kulübü değil, aksine Avrupa ülkelerinden oluşan bir yapı olduğuna işaret ederek, üyeliği belirleyen kriterlerin din veya coğrafi konumdan ziyade demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları gibi değerler olduğunu aktardı.

1999'da tüm üye ülkelerin Türkiye'nin stratejik konumunun öneminin Avrupa için daha da arttığını fark ettiklerini ifade eden Verheugen, haritaya bakıldığında Türkiye'nin Avrupa için bir koruma kalkanı olduğunun görülebileceğine değindi.

Türkiye'nin yıkılması ve radikalleşmesi durumunda Ortadoğu'daki tehlikenin direkt AB sınırları önüne geleceğine dikkati çeken Verheugen, İslam ile demokrasinin karşı karşıya olmadığını ve Müslüman halktan oluşan bir ülke ile daha sıkı bağlanabileceğinin görüldüğünü vurguladı.

Türkiye'nin modernleşme sürecinde kendisine refakat edilmesi gerektiğini anlatan Verheugen, ancak AB'nin bu konuda uzun yıllar üzerine düşeni yapmamasını eleştirdi.

Verheugen AB'nin bunu yapmamasındaki sorumluluğun ise Angela Merkel yönetimindeki Almanya ve partneri Fransa'da olduğunu öne sürdü.

AB'den gelen çelişkili sinyallerin ve Merkel'in Türkiye'nin tam üyelik hedefini hemen hemen terk etmesi nedeniyle Türkiye'deki reformların hızında yavaşlama başladığını belirten Verheugen, Erdoğan hükümetinin 2002 yılından sonra Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinden geri kalmayan bir reform dinamiği geliştirdiğini kaydetti.

Verheugen ayrıca "Almanya Başbakanı, bir taraftan AB sözleşmelerine uyulacağını söylüyor diğer taraftan Türkiye'nin AB'ye uymadığını söylüyor. Türkiye bu durumda ne yapsın" ifadesini kullandı.

"Kağıt ev gibi çöktü"

Günter Verheugen, Türkiye'nin üyeliğine karşı gelen ülkelerin tüm argümanlarının Ortadoğu'daki son gelişmeler üzerine bir kağıt ev gibi çöktüğüne dikkati çekti.

Türkiye'de 2,5 milyon sığınmacı bulunduğuna değinen Verheugen, bu şekilde genç Türkiye'nin Avrupa'daki en büyük büyüme potansiyeline sahip ülke olduğunu belirtti.

Angela Merkel'in Türkiye ziyaretine de değinen Verheugen, Merkel ve AB'nin nasıl bir Türkiye politikası olduğunu sordu.

Verheugen, tüm belirsizlikleri kaldırıp, üyelik uğraşı veren Türkiye ile şüpheye mahal bırakmayacak şekilde gerekli reformlar için bir zamanlama ve eylem planı üzerinde anlaşma yapılmasının doğru olacağını ifade etti.

"Her kim Türkiye'ye etki yapmak istiyorsa bunu güvenilir bir partner olarak yapabilir, görünüşte oynayan ama gönülsüz bir oyuncu olarak yapamaz" ifadesini kullanan Verheugen, Türkiye'de hala çoğunluğun AB'ye üye olmak istediğini ancak bu çoğunluğun AB üyeliğinin gerçekleşeceğine inanmadığını vurguladı.

Dünya siyasetinde Avrupalıların yalnız başına çözecekleri çok fazla görevi olmadığını belirten Verheugen ancak bu görevlerden birinin Türkiye'yi ilgilendirdiği ve bu konuda Türkiye'ye küçük hediyeler olarak tavizler verilmesinin işe yaramayacağını kaydetti.

Verheugen, bugün Avrupa için siyasi cesaret ve stratejik vizyon gerektiğini belirtti.

Kaynak: AA / Güncel
title