Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde patlama

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde korkutan patlama

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Son depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem

Malatya'da şiddetli deprem! Sarsıntı çevre şehirlerden de hissedildi

Vatan Aşkı "Yara" Dinlemedi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında omzuna şarapnel parçası isabet eden ve kaldırıldığı hastaneden doktorların uyarısına rağmen ayrılan Suat Avcı, darbecilere karşı koymak için döndüğü Boğaziçi Köprüsü'nde yaşanan kahramanlığı unutamıyor.

İBRAHİM ERİKAN - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında omzuna şarapnel parçası isabet eden ve kaldırıldığı hastaneden doktorların uyarısına rağmen ayrılan Suat Avcı, darbecilere karşı koymak için döndüğü Boğaziçi Köprüsü'nde yaşanan kahramanlığı unutamıyor.

Kişisel gelişim uzmanı iki çocuk babası Avcı, iki yıl önce FETÖ'cülerin hain darbe girişimi sırasında, Boğaziçi Köprüsü'nde (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) vatandaşlarla darbecilere karşı verdikleri direnişin gururunu yaşıyor.

Avcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da bir firmanın kampına katılarak eğitim vermek için İstanbul'da bulunduğunu, her zaman saat 23.00'e kadar süren eğitimlerinin o akşam 21.00'de sona erdiğini söyledi.

FETÖ'nün darbe girişimini televizyonlardan öğrendiğini, bu sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkı meydanlara davet ettiğini duyduğunu belirten Avcı, misafir olarak yanında kaldığı arkadaşıyla önce Erdoğan'ın Kısıklı'daki konutunun önüne, daha sonra Boğaziçi Köprüsü'ne gittiklerini dile getirdi.

Vatandaşların çocuklarıyla, torunlarıyla darbecilere direnmek için buraya geldiğini anlatan Avcı, "Sela sesleri eşliğinde köprüye doğru giderken, karşıdan sivil halkın cenazeleri geliyordu. Cenazelere rağmen torununun elinden tutan dede, omuzuna çocuğunu alan anne-baba geri dönmüyordu." diye konuştu.

Avcı, o gece kimsenin korkmadığını, ateş açıldığında sadece yere yatarak kendilerini korumaya çalıştıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"(Allah'ım şehadeti bana nasip et) dedim. Ben oraya bu duyguyla gittim. Çocuklarımızın özgürlüğünü ve imanını kurtarma gecesiydi o gece. Tıpkı geçmişte dedelerimizin kazma kürekle, küçük çocukların oyun oynayarak Kurtuluş Savaşı'nda ülkeyi kurtardıkları gece gibi bir geceydi. Köprüye gittiğimde ürkütücü bir manzara vardı. Asker elbisesi giyerek kamufle olmuş o hainler halka ateş açıyordu. O gece 4 cenaze taşımak durumunda kaldım. Hiç kimse korkmadı, geri çekilmedi."

"FETÖ'cülere merhamet etmeyelim"

Avcı, en fazla şehidin köprüde verildiğini belirterek, onların şehadetle Allah'a kavuştuğunu dile getirdi.

Köprüde cenazeleri taşıdıktan sonra tekrar bir ateş açıldığını, yanındakilerin vurulduğunu, kendisinin ise daha sonra omzuna isabet eden şarapnel parçasıyla yaralandığını aktaran Avcı, "Bizden aldıklarıyla bizi vurmaya kalkıştılar. Allah onların bu zalimliklerine karşı tokadı onların yüzüne indirdi, o gece biz galip geldik." ifadesini kullandı.

Avcı, yaralandıktan kısa süre sonra, bir kurye tarafından özel bir hastaneye götürüldüğünü ve tedaviye alındığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Geçmişe baktığımda şunu görüyorum; PKK'nın başına yağdırılması gereken bombayı bu milletin Meclisine attılar. Şehit ettikleri özel harekat polislerine attıkları bombalar bizim asla kabul etmediğimiz ve edemeyeceğiz hainliklerdi. Merhamet etmeyelim, eğer onlara merhamet edersek merhamet dileyenlerden oluruz."

"Pansumanımı yaptırdıktan sonra tekrar köprüye gittim"

Hastaneye kaldırıldıktan sonra yaşadıklarını da anlatan Avcı, "Hastaneye gittim kolumu sardılar. Dedim ki 'beni gönderin. Bu gece şehadet gecesi.' Ama bırakmadılar. Onlar (darbeciler) daha duruyordu. Biz ölmedik, ölmemişsek ve nefes alıyorsak direnmemiz gerekiyor." dedi.

Hastanede tedavisinin sürdüğü sırada darbecilerin kullandığı savaş uçaklarının alçaktan uçarak yaralılarla ilgilenen doktor ve hemşireleri korkuttuğunu ifade eden gazi Avcı, şunları kaydetti:

"Benim yaralarımı dikmeye çalışan doktora, 'beni erken çıkar' dedim çünkü onlar (darbeciler) daha Boğaziçi Köprüsü'nde duruyorlardı. Yaraları diktikten sonra bahçeye kadar indim, sağlık görevlileri beni tekrar hastaneye götürdü. 'Bu halde nereye gidiyorsun, gidemezsin' dediler. Benim daha iş görebilecek bir kolum vardı. Dikişlerimi ve pansumanımı yaptırdıktan sonra imza atarak, gönüllü şekilde hastaneden çıktım. Taksiye bindim, köprüye giderken darbeci askerlerin teslim olduğunu gördüm. Tekrar köprüye gittim, biz daha ölmediysek direnmemiz lazımdı. Bu cennet vatana sahip olmak istiyorsak bunları yapmak zorundayız. Bu bir lüks değil mecburiyetti."

Suat Avcı, darbe girişimini engellemeye çalışırken İstanbul 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında şehit düşen Piyade Uzman Çavuş Halit Yaşar Mine'nin Adana Asri Mezarlık'taki kabrini ziyaret ederek tüm şehitlere Allah'tan rahmet diledi.

Vatan Aşkı
Kaynak: AA / Güncel
title