Uzmanlardan "Dershane Tasarı" Değerlendirmeler: Şırnak'ın Okul Müdürünün Ankara'dan Belirlenmesi Ne...
Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, dershanelere ilişkin kanun tasarısının meclise taşınmasını eleştirerek, "Bir bakan geldiği zaman arzu ettiği kişilerle çalışabilmelidir ama tabi bunun müdürler seviyesine kadar inmesinin gerekçesini bilmiyorum.
Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, dershanelere ilişkin kanun tasarısının meclise taşınmasını eleştirerek, "Bir bakan geldiği zaman arzu ettiği kişilerle çalışabilmelidir ama tabi bunun müdürler seviyesine kadar inmesinin gerekçesini bilmiyorum. Bilmeden yorum yapmak istemiyorum" dedi.
SETA Eğitim Uzmanı Bekir Gür ve Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu NTV'nin sorularını yanıtladı. Dershanelere ilişkin kanun tasarısıyla okul müdürlerinin valiler tarafından atanmasını değerlendiren Bekir Gür, yasa tasarısına genel olarak bakıldığı zaman özellikle dershaneye ilişkin kısmında fazla bir sürprizin olmadığını daha önce sözü edilen hususların derli toplu bir şekilde düzenlendiğini ifade etti.
-"BAKAN KENDİSİNİN DAHA RAHAT ÇALIŞMAK İSTEDİĞİ KİŞİLERİ SEÇECEKTİR"-
Gür, dershane tasarısının eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yapmış olduğu uygulamayla benzerlik gösterdiğinin altını çizerek, "Daha önce Ömer Dinçer Milli Eğitim Bakanlığı'nın başına geldiği zaman göreve başlamasının üzerinden çok kısa bir zaman geçmesinden sonra buna benzer bir şey yapmıştı. Fakat şu muhtemelen tartışılacak: Yaklaşık 2 yıl önce bu düzenleme yapılmıştı. Bir daha neden böyle bir düzenleme yapıldı? Muhtemelen böyle bir yasaya ihtiyaç hissettiler. Büyük ihtimalle bütün genel müdürler, bütün il müdürleri değişmeyecek. Bu o anlama gelmiyor. Bu sadece onların görevden alınacağı, daha sonra bakanın uygun gördüğü kişilerle devam edeceği anlamına geliyor. Burada bakan ve müsteşar kendi ekibini kurmak isteyeceği için kendisinin daha rahat çalışmak istediği kişileri seçecektir" diye konuştu.
-"DERSHANELERİN KAPISINA KİLİT VURULACAK DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL"-
Şırnak'ın okul müdürünün Ankara'dan belirlemenin ne kadar doğru olacağının tartışılması gereken bir konu olduğuna dikkat çeken Gür, "Burada vali doğru isim mi bu tartışılabilir ancak okul müdürlerinin atamasına ilişkin bir değişikliğin yapılmasının ben doğru bir istikamet olduğunu düşünüyorum" açıklamasında bulundu.
Bekir Gür, dershanelerle ilgili düzenlemeye ilişkin ise, "Artık elimizde somut bir taslak var. Bir gece dershanelerin kapısına kilit vurulacak diye bir şey söz konusu değil. Çünkü zaten bu konu uzun süredir tartışılıyor. 2015'e kadar bir süre verilmiş durumda. Zaten bir geçiş süreci öngörülüyor. Bunun üzerine dershaneler dönüşmek isterse 3 yıllık bir ekstra süre verilecek. Acaba bu öngörülen teşvikler iyi çalışacak mı çalışmayacak mı diye düşünülebilir. Doğrusu bunu bilmiyorum. Okul arazisini bilmekle ilgili bir şey. Ankara ve İstanbul gibi yerlerde bu dönüşüm kolay olmayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
-"ÖMER DİNÇER DÖNEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİK, BAKANLIĞIN HANTAL YAPISIYLA İLGİLİ BİR DEĞİŞİKLİKTİ"-
Dershanelere ilişkin kanun tasarısındaki atamalarla ilgili yorum yapan Pehlivanoğlu ise, tasarıdaki değişikliğin Ömer Dinçer dönemindeki değişiklikle aynı olduğu kanaatinde olmadığını vurgulayarak, "Burada bir yapısal değişiklik yok. Ömer Dinçer dönemindeki değişiklik, bakanlığın hantal yapısıyla ilgili bir değişiklikti. Buradaki değişiklik kadroların tekrar gözden geçirilmesi, bir kısmının ya da hepsinin değiştirilmesiydi. Bir bakan geldiği zaman arzu ettiği kişilerle çalışabilmelidir ama tabi bunun müdürler seviyesine kadar inmesinin gerekçesini bilmiyorum. Bilmeden yorum yapmak istemiyorum. Burada sıkıntılar çıkacağını düşünüyorum. Binlerce kişide değişiklikten bahsediyoruz. İlginç olan şu: dershane meselesinin de bir paket haline gelmesi tartışmalar üstüne yeni tartışmalar ekleyeceğini düşünüyorum. Türk eğitim derneği olarak yıllardır söylüyoruz ki sıralama sınav sisteminin baskısı sonunda oluşmuş olan dershane hem maddi olarak hem psikolojik olarak hem de toplumda oluşturmuş olduğu gerilim olarak ciddi bir sıkıntıdır. Ama bunu doğuran sonuçlar vardır. Bu sonuçların nasıl olacağını bu süreçte çok net bir şekilde açıklanması lazım" şeklinde konuştu.
-"DERSHANELERİN KAPATILDIĞI SÜRE İÇERİSİNDE BU İNSANLAR NE YEYİP İÇECEKLER"-
"Eğitim sisteminde adaletli bir yakınlığı getiremedikten sonra 2015 ve 2018'e kadar bugüne kadar yaptığımız gibi sınav adı değiştirmekten ileri gidemeyiz" diye konuşan Pehlivanoğlu şunları da kaydetti:
"Türkiye'de özel okul ihtiyacı dünya oranlarının çok altında. Devletin özel okullara öğrencilere para vermesini doğru bulmuyoruz. 50 bine yakın öğretmen var. Eğer bunları okullaştırabilirsek bunların geçici kolaylaşır. Fakat bildiğim kadarıyla bu 50 binin öğretmenin yaklaşık yarısı 4 yıllık okul mezunu değil. Formasyon sorunuyla karşı karşıya kalacağız. Dışarıda da atanamayan birçok öğretmenimiz var. Bu konuda ciddi dava süreçlerinin çıkabileceğini düşünüyoruz. Öğretmenlerin yarısını atamaktan yoksun olacaksak bir de 2015'te kapatacağız 2018'e kadar okullaşma sürecimiz var. Bu insanlar bu süre içerisinde ne yeyip içecekler. Buna da dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ortada atanamamış binlerce öğretmenimiz varken, bazı kişilerin atanmasını sağlamak için 10 binlerce formasyonu koymak Türk eğitim sisteminin sıkıntılarına sıkıntı eklemekten ileri gitmeyecektir."