Üzerine Gidilmediği İçin Nsu Benzeri Saldırılar Bundan Sonra da Olur'
TOPLANTININ açılış konuşmasını yapan TBB Sözcülerinden Ayşe Demir, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, "NSU davasında hiçbir şeyin gizli kalmayacağı, nereye kime dokunursa dokunsun, sonuna kadar üzerine gidileceği" sözünü hatırlattı.
TOPLANTININ açılış konuşmasını yapan TBB Sözcülerinden Ayşe Demir, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, "NSU davasında hiçbir şeyin gizli kalmayacağı, nereye kime dokunursa dokunsun, sonuna kadar üzerine gidileceği" sözünü hatırlattı. Demir, gelinen noktada neredeyse dağın fare doğurduğunu ve davayla ilgili olarak pek çok noktanın karanlıkta kaldığını, Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın muhbirlerinin NSU seri cinayetlerindeki rollerinin aydınlatılmadığını söyledi.
TARİHİ BİR FIRSAT KAÇIRILDI
Prof. Dr. Hajo Funke ise NSU davasının örtbas edilmesiyle Almanya'nın büyük bir fırsatı kaçırdığını söyledi. Funke konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Dava sürecinde ele geçirilen 10 bin kişilik cinayet listesine bakılırsa, NSU ırkçı terör örgütü sadece üç kişiden ibaret değildi. Daha büyük bir örgüt ağının olmuş olması gerekir. Gelinen nokta gösteriyor ki, bu terör ağı bazı Anayasayı Koruma Teşkilatı üyeleri tarafından korunmuş. Bazı noktaların karanlıkta kaldığını, bazılarının bilinçli bir şekilde üzerlerinin kapatıldığını görüyoruz. Mesela, ırkçı 'Thüringen Vatan Koruma' örgütünün bir zamanlar liderliğini yapmış olan ve aynı zamanda Anayasayı Koruma Dairesi'nin baş muhbirlerinden biri olan Tino Brandt'a karşı 30 soruşturma yürütüldü, fakat hiçbirisinden hüküm giymedi. Muhbir Corelli de çok şey biliyordu. Ama o da pek çok tanık gibi aniden öldü. Federal Araştırma Bürosu ve Anayasayı Koruma Teşkilatı bildiğimizden daha fazla işin içerisinde. Bu davanın böyle kapanmasıyla tarihi bir şansı kaçırdık. Bu tür olaylar Almanya'da hukuk devletini zayıflatır. Üstelik anayasayı korumakla görevli kişilerin eliyle. Zannedersem meclisteki partiler (AfD hariç) bunların tekrarlanmaması için daha dikkatli olunması gerektiğini anladı."
OLMAMASI GEREKENLER OLDU
TBB sözcülerinden Safter Çınar da, mahkeme kararının çok eleştirildiğini, özellikle konunun 3-4 kişiyle kapatılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Mahkeme kararlarına rağmen konunun takipçisi olacaklarını söyleyen Çınar, şöyle dedi:
"Birçok yetkilinin, hatta parlamentodaki araştırma komisyonu ikinci başkanı Hıristiyan Demokrat Bieninger bile 'Bu üç kişinin işi değildir' dedi. Müdahil avukatların 'Mahkeme genişletilsin' diye defalarca verdikleri dilekçeler reddedildi. Olayın ilk ortaya çıkması iki ırkçı teröristin intiharı ve arabalarının yanmasıyla başladı, ki o intihar eylemi bile tam araştırılmadı. Almanya gibi yapısal olarak güçlü bir devlette olmaması gerekenler oldu."
AKLA 'NEYİ GİZLİYORSUNUZ?' SORUSU GELİYOR
"Birçok delil kayboldu. Mesela, yetkililerin ifadelerine göre tesadüfen birtakım dosyalar yakıldı. Almanya gibi bir yerde tesadüfen dosya imha edilmez. Gerek federal parlamentodaki araştırma komisyonu sürecinde, gerek eyaletlerde, gerekse mahkemede gizli servisin bu işin içinde olan ajanlarına ifade verme izni verilmedi ki bu ajanların NSU'nun içinde veya çevresinde önemli rolleri olduğu biliniyor. Birçok eyalette mevcut bilgi ve dosyalar gizliliğe alındı. Bunun doruk noktası da Hessen Eyaleti. Hessen'de dosyalar 120 yıl açılamayacak. Tabi ki insanın aklına 'Neyi gizliyorsunuz' sorusu geliyor" dedi.
DEVLET İŞİN İÇİNDE DEĞİL AMA...
"Ben devletin yapı olarak içerisinde olduğunu düşünmüyorum. Ama gizli servisin bazı ajanlarının aşırı sağdan olması denetimden kaçmış. Kısmen alt düzey yetkililerin bilinciyle, isteğiyle olmuş. Ama ortaya çıktıktan sonra yetkililer, devlet zarar görür mantığıyla bunun üzerine gitmiyor. Biz de diyoruz ki aksine şimdi devlet, hukuk, demokrasi zarar görüyor. Suçlular cezasını alırlarsa, insanların, demokrasiye, hukuk devletine güveni artar. Fakat maalesef böyle olmadı. Bu olayların bu şekilde gelişmesine temel hazırlayan yapı olduğu gibi duruyor, üzerine gidilmediği için. Almanya'da genel, AfD'nin de güçlenmesiyle oluşan politik atmosferi de düşünürsek bu tür ırkçı, faşist saldırıların bundan sonra da olabileceğini tahmin ediyoruz."