"Uygulamalı çiftçi okulu" enerji ve suda tasarruf, verimde artış getirdi
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Küresel Çevre Fonu (GEF) desteğiyle yürütülen "Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dostu Tarım Projesi" kapsamında Konya ve Karaman'da hayata geçirilen uygulamalı çiftçi okullarında eğitim alan...
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Küresel Çevre Fonu (GEF) desteğiyle yürütülen "Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dostu Tarım Projesi" kapsamında Konya ve Karaman'da hayata geçirilen uygulamalı çiftçi okullarında eğitim alan çiftçiler, enerjide ve sulama suyunda tasarruf edip ürünlerden elde ettikleri verimi artırırken, karbon emisyonlarını azaltarak küresel ısınmayı durdurma çabalarına da katkı sağladı.
Konya Kapalı Havzası'nda 4 yıl önce hayata geçirilen projede, Konya ve Karaman'a bağlı 7 pilot ilçede toplam 31 uygulamalı çiftçi okulu kuruldu.
Projeyle yenilikçi yöntemlerin yaygınlaştırılması, çiftçilerin üretimde karşılaştıkları sorunların aşılması, bilgi ve becerilerinin artırılması amaçlandı.
Sürdürülebilir arazi yönetimi konusundaki bilgi ve deneyimlerin aktarıldığı okullarda, programlı sulama, toprak işlemesiz ekim tekniği, biyoçeşitlilik, iklim değişikliği, toprak koruma, rüzgar perdeleri, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği ve mera rehabilitasyonu konularında 286 çiftçiye eğitimler verildi.
Aldıkları eğitim sonrasında çiftçiler, 2019 ve 2020 yıllarında şeker pancarı üretiminde sudan ortalama yüzde 25,5, enerjiden yüzde 23,2; danelik mısır üretiminde sudan yüzde 23,5, enerjiden yüzde 23,9 tasarruf etti. Ayrıca geleneksel uygulamalara kıyasla şeker pancarında yüzde 9, danelik mısırda ise yüzde 29,2'lik verim artışı gerçekleşti.
BitkilerYıllarSu Tasarrufu
(%)Enerji Tasarrufu
(%)Verim Artışı
(%)
Şeker Pancarı201928,323,93,1
202022,722,514,9
Ortalama25,523,29
Mısır (Dane)201925,826,625,9
202021,221,232,5
Ortalama23,523,929,2
Proje kapsamında, 24 bin 286 hektar mera alanı rehabilite edilerek yılda 83 bin 704 ton karbondioksit eş değeri (tCO2eq), iklim dostu tarım uygulamalarıyla 59 bin 867 hektar tarım arazisi rehabilite edilerek, 36 bin 768 tCO2eq, toplamda da 120 bin 472 tCO2eq emisyon azaltımı sağlandı.
Konya ve Karaman'daki pilot ilçelerde elde edilen başarının ardından proje, Türkiye'nin başka illerine de yayılarak uygulamalı çiftçi okulu sayısı 40'a çıkarıldı.
Programlı sulama ve toprak işlemesiz ekim tekniği
Proje hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Tarım Uzmanı Fazıl Düşünceli, proje için Konya ve Karaman'ın 7 ilçesinde belirlenen lokasyonlarda sulama sistemleri kurulduğunu ve bu sistemlerle, çiftçilere etkin sulamanın gösterilmesinin amaçlandığını söyledi.
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesinden öğretim üyelerinin bu tarlalarda sulama programları hazırladığını ve çiftçilerin sulamalarını bu programa göre yaptıklarını anlatan Düşünceli, sistem tüm bölgeye yayıldığında büyük bir kazanç sağlanacağını kaydetti.
Göksu Nehri'nin suyunun Konya Ovası'na aktarılmasını sağlayan Mavi Tünel'i örnek göstererek sistemin getireceği faydalara değinen Düşünceli, "1 yılda bu sulama yöntemi bölge geneline yayılırsa Mavi Tünel'den gelecek su kadar tasarruf yapılabileceği hesaplanmış. Bu, projenin en başarılı sonuçlarından bir tanesi olarak ortaya çıktı." diye konuştu.
Çiftçilere eğitimi verilen konulardan başlıcasının toprak işlemesiz ekim tekniği olduğunu vurgulayan Düşünceli, doğrudan ekim olarak da bilinen bu tekniğin, ön bitkiye ait yüzey artıklarının olduğu tarla koşullarında, hiçbir toprak işlemesi yapılmaksızın tohum ekilerek uygulandığını bildirdi.
Düşünceli, yöntemin avantajlarını şöyle anlattı:
"Çiftçiler, toprak işleme yapmadan ekim yapmak suretiyle, özellikle ikinci üründe 10 günlük bir zamandan kazanımlarının olduğunu, yani ikinci ürünü 10 gün erken ekme imkanına sahip olduklarını belirtiyorlar ki bu, verim açısından ve Konya ekolojisi açısından çok önemli bir kazanım. Dolayısıyla kışın, soğuklar gelmeden hasadını yapabiliyorlar. Bunun yanı sıra toprak sürümü yapmadıkları için bir dekarda 7 litre mazottan tasarruf yaptıklarını ve bundan sonra da bu yöntemi uygulayacaklarını söylüyorlar. Bu bizim için çok büyük başarı."
Akaryakıt sarfiyatı, gübre ve su kullanımı azaldı
Projede yer alan Bahri Dağdaş, Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Bitki Yetiştirme Teknikleri Birimi Araştırmacısı Ziraat Mühendisi İrfan Gültekin, uygulamalı çiftçi okullarının, Türkiye'deki tarım alanlarının verimli kullanılarak gıda bağımlılığının en aza indirilmesi ve doğal kaynakların korunması açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.
Gültekin, "Ekonomik olarak üretim modelinin daha iyi olduğu, akaryakıt sarfiyatının düştüğü, sonraki süreçte de üretim aşamasında gübre ve su girdisinin daha az olduğu şeklinde çiftçilerin gözlem olarak ifade ettikleri sonuçlar var. Bunu kuru alanlarda uyguladığımız zamanlarda da verimsel artışların olduğunu belirten dönüşlerimiz var." bilgisini verdi.
"Yeni sistemlerle nasıl sulama yapılacağını öğrendik"
Karaman'a bağlı Burnoba köyünde yaşayan ve 22 yıldır çiftçilik yapan Kemal Akdoğan, uygulamalı çiftçi okulu projesinde aldığı eğitimlerden çok faydalandığını dile getirerek, "Ben 2019-2020 yılında eğitim aldım. Sürdürülebilir arazi yönetimini ve toprağı işlemeden tarım yapmayı öğrendik. 2 yıldır uyguluyoruz, memnunuz." dedi.
Daha önce kıraç arazilerde arpa ve buğday ektiklerini, öğrendikleri yeni sulama teknikleriyle mısır, pancar ve fasulye ekmeye başladıklarını anlatan Akdoğan "Yeni sistemlerle nasıl sulama yapılacağını öğrendik, eski sistemlerden kurtulduk. Elhamdülillah çok faydalandık." diye konuştu.
Aynı köyde çiftçilikle uğraşan Bilal Sayma da proje kapsamında ayırdıkları arazide arpa, buğday, mısır, şeker pancarı gibi birçok ürün yetiştirdiklerini ve yeni öğrendikleri teknikler sayesinde pek çok kalemde tasarruf ettiklerini söyledi. Sayma, şöyle devam etti:
"2018'den bu yana, bir tarlayı işlemeden, pullukla sürmeden nasıl bir verim elde edebiliriz bunu gösterdiler. Ayırmış olduğumuz arazide bunu denedik. Dört, beş tohum şeklinde, bitki şeklinde denedik. Arazilerimiz biraz dağınık olduğu için hepsinde yapamadık ama mazotta olsun, suda olsun, tarla hazırlığı ve benzeri işçilikte olsun yüzde 20, yüzde 30 tasarrufumuz oluyor. Bütün araziye bunu uyguladığında yüksek meblağlar ortaya çıkabilir."
Tarımda teknoloji kadar tecrübenin de önemli olduğunu ifade eden Sayma "Teknolojiyle beraber ilerleriz. Bir de tecrübeler ediniriz. Bir şeyleri deneyeceksin ki tecrübe edineceksin. İlerleyen zamanlarda bakacaksın, mısırda şu sulama daha iyi, şu saatler daha iyi... Tecrübe edinmeden, bir şeyleri denemeden hiçbir zaman ilerleyemeyiz." diyerek konuşmasını tamamladı.