UŞAK Kılıçdaroğlu, Uşak'ın Sivaslı ilçesinde esnafı ziyaret etti
Kılıçdaroğlu, Uşak'ın Sivaslı ilçesinde esnafı ziyaret etti (2)KILIÇDAROĞLU UŞAK'TA KANAAT ÖNDERLERİYLE BİR ARAYA GELDİUşak'ta ziyaretlerini sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son durağı ise Uşak Atatürk Kültür Merkezi oldu.
Kılıçdaroğlu, Uşak'ın Sivaslı ilçesinde esnafı ziyaret etti (2)
KILIÇDAROĞLU UŞAK'TA KANAAT ÖNDERLERİYLE BİR ARAYA GELDİ
Uşak'ta ziyaretlerini sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son durağı ise Uşak Atatürk Kültür Merkezi oldu. Kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları, esnaf odaları ve muhtarlarla ile bir araya gelen Kemal Kılıçdaroğlu soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu'na CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım ve CHP Uşak İl Başkanı Ali Karaoba eşlik etti. Türkiye'nin güçlü olabilmesi için 4 ana konunun önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye nasıl büyür, nasıl şaha kalkar? 4 ayaklı strateji ile. Türkiye hızlı bir büyüme istiyorsa yatırımcının aradığı can ve mal güvenliği. Bunu sağlayan sihirli sözcük demokrasidir. Can ve mal güvenliği olursa, 'bir haksızlığa maruz kaldığımda bağımsız yargıya başvurur hakkımı oradan alırım' der. Türkiye'de yargı bağımsızlığı var mı? Yok. Büyük ihaleyi alanlar parayı nereye götürüyor? İngiltere'ye. Birinci şart demokrasi, güçlendirilmiş parlamenter sistem. Siyasi partiler kanunu değişti. Biz sandığa gidiyoruz. Milletvekili seçtiğimizi düşünüyoruz ama tamamen bir kandırmaca. İkincisi üreten Türkiye. Türkiye'nin üretmesi lazım. Her alanda üreteceğiz. 3'üncü ayak güçlü bir sosyal devlet. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmayacağı bir devlet. Herkesin geliri olacak hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. 4'üncü ayağı ise sürdürülebilirlik" diye konuştu.
'BİR SORUNUMUZ VAR VE ÇÖZMEK ZORUNDAYIZ'
Toplantının amacının dertleşmek olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ekonomik burhan yaşıyoruz. Her kesimde sorun var. İşçisinde, çiftçisinde, esnafında neresine bakılırsa bakılırsın bir sorun var. Sorunu çözemeyecek olan kim? Birileri lazım. Dünyanın bütün ülkelerinde var olan sorunu siyaset kurumu çözer. İktidara taşıyan halktır. Eğer bir sorun yaşıyorsak sizlerin de düşünmesi lazım. Beraber düşünmemiz lazım. Elin oğlu nasıl aşıyor? Biz nasıl aşacağız? Onlar dünyayı görüyor da biz görmüyor muyuz? Biz neden yarın sabah ne olacak diye düşünüyoruz? Kanat önderi olmak kolay bir şey değildir. Toplum onu kanaat önderi yapar. Bir sorun çıktığında gider ilgili yere başvurur sorununu dile getirir. Ekonomik ve Sosyal Konsey'i rahmetli Ecevit kurdu. Kişi ya da toplumlar, gruplar belli bir sorunla karşılaştıklarında bu sorunu aktarabilecekleri yer. Masanın bir tarafında siyasiler öbür tarafında sorunu yaşayanlar oturur. Neden böyle bir konsey kuruldu? Bir siyasi iktidar sorunu çözmek istiyorsa sorunu yaşayandan dinlemek zorundadır. En son bu konsey ne zaman toplandı? Kanuna göre 3 ayda bir toplanması gerekiyordu. Bir sorunumuz var ve çözmek zorundayız. Beraber çözeceğiz, inancımızla ve kararlığımızla. Elin oğlu çözüyor da biz neden çözmüyoruz?" dedi.
'1 MİLYON 300 BİN ESNAF SORUN YAŞIYOR'
Zincir marketlerin siyasi bir tercih olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Diyor ki ne demek esnaf? Kurarım zincir marketleri olur biter. Esnafın ona oy kullanmaması lazım. Kardeşim, beni mahvediyordun. Ben 50 liraya alıyorum o 25 liraya. Nasıl rekabet edeceğim?' demesi lazım. Ara sokaklara kadar girdi. Esnaf nasıl geçinecek? Devletin orta direği esnaftı. Kanaatkardır, büyük paraların peşinde değildir. Onun kendine gör bir kapasitesi var ve yaşaması, gelir elde etmesi lazım. 1 milyon 300 bin esnaf sorun yaşıyor ve kulaklar tıkalıysa oturup düşünülmesi lazım. Birlikte çözmemiz lazım. Stopaj konusu normalde dükkan sahibine aittir ama diyor ki stopaja karışmam. 'İktidar olduğumuzda ilk bir haftada stopaj vergisini bir genelge ile kaldıracağız' dedik. Kararname olayı çözer, kanun çıkarmaya gerek yok. Vergi kaybı olmaz. Esnaf bu gerçeği bile bile üzerinde yeterli ağırlıkta duruyor mu? Durmuyor ama durması lazım. Kredinin alınması önemlidir. Ödeme zamanı geldi ödenemiyor, daha yüksek bir faizle uzatıldı. Beklenen gelir elde edilemiyor. Vatandaş yine evinde. O zaman çözüm üretilmesi lazım. Esnafın bankadan veya kooperatiflerden pandemi döneminde aldıkları kredilerin faizlerini bir kararname ile sıfırlayacağız demiştik. Halk Bankası benim bankam. Halk Bankası niye bana destek vermiyor, neden kredileri başkalarına veriyor da bana hak ettiğim krediyi vermiyor? Bunların her birimizin tek tek oturup sorgulaması gerekiyor. Bu ülke hepimizin ülkesi, birlikte zincir marketlerle ilgili kanunun teklifi verdik. 45 gün geçtikten sonra genel kurulda görüşülecek. Meclis TV'den izleyin kim esnaftan yana kim karşı hep beraber görelim" diye konuştu.
'BENİM İTİRAZIMDAN ÇOK SİZİN İTİRAZINIZ DAHA MAKBULDÜR'
Muhtarlık kurumunun önemine değinen Kılıçdaroğlu, "Muhtarlık kurumu demokrasin kaynağını oluşturur. Siyaset kurumu muhtarlara gerekli önemi desteği verdi mi? 'Aylık bağlayın' dedik ödenek bağladılar. Cumhurbaşkanlığının, bakanın aylığı var. Muhtar izin alırsa ödenek verdiği için ödenekten düşüyor. Sizi seçen halk. Belediye başkanını, milletvekilini, Cumhurbaşkanını seçmedi mi? Biz buna itiraz ediyoruz. 100 küsur kanunda muhtar adı geçer. Peki, neden muhtarlar adına derli toplu bir kanun yok. Gece baskınlarında muhtarı da götürüyorlar. Neden götürüyorlar? İtiraz edeceksiniz. Doğru değil diyeceksiniz. Benim itirazımdan çok sizin itirazınız daha makbuldür. Nasıl çözülmesi gerektiğini söylerken muhtarlarla bir araya gelirim. Muhtarlar kanunu hazırladık. Muhtar derneklerine gönderdik. Neden muhtar seçimlerinde birleşik oy pusulası yok? 'Birleşip oy pusulası yoksa benden de size oy yok' dersiniz. Parçalı bir yapıyı herkes kullanır. Güçlü olun, güçlü olmak için de birlik olun" dedi.
'TÜRKİYE BUNU HAK EDİYOR MU'
Türkiye'nin 1940'lı yıllarda üreten bir ülke olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu devlet 1940'lı yıllarda uçak ihraç eden ülkelerden biriydi. Kayseri'de Etimesgut'ta uçak motoru fabrikaları vardı. Kendi gemimizi yapıyorduk. Ne oldu bu fabrikalar? Ne oldu bize? Hiç kimseye minnet etmeyen bir devlet düşünün. Onurlu bir devlet düşününün, bütün mazlum devletlere, İslam ülkelerine örnek olan bir ülke. Kanaat önderiyseniz sizin düşünmeniz lazım. Türkiye bunu hak ediyor mu, etmiyor mu? Şeker Bayramı'nda bir televizyon programına bütün genel başkanları çağırın siyaset dışı konuşalım, seçmen kitlesi bir de bizi böyle görsün dedim. Kabul edilmedi. Eskiden liderler bir masanın etrafına oturur hatta tartışırdı. Şimdi neden olmuyor bu soruyu soracaksınız? Hala binlerce birleştirilmiş sınıf var, derslik sayısı yok. Türkiye'de 21 yüzyıldan söz ediyorum. İtiraz etmemiz lazım. Önce sandıkların itiraz etmesi lazım. STK'ların görüşü alınsın. Muhtarlarla, çiftçilerle, işçilerle, sanayicilerle ilgili kanun çıkıyor haberleri yok. Olması gereken komisyonlarda ilgili kanun teklifi görüşülürken onların da olmasıdır. 2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'nde vardır. Kanun doğru çıkar, kavgasız çıkar."
'ÇİFTÇİNİN DAVA AÇMASI LAZIM'
Köylüye destek, Tarım Kanunu'nda 2006 yılında çıkmasına rağmen ödenmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Milli gelirin yüzde 1'i oranında çiftçiye destek verilir. 210 milyar lira çiftçinin devletten alacağı var. Kanun çıkmış, kanun gereğini siyasi otorite yerine getirmemiş. Çiftçinin dava açması lazım. Ziraat Odaları'nın toplu hareket etmesi gerekiyor. 20 yıldır çalışıyor hala mevsimlik işçi olarak geçiyor. 20 yıl çalışan adam mevsimlik işçi olur mu? Taşeronlaşmanın mücadelesini verdik. Erzurum'a, İstanbul'a, Samsun'a her yere gittim. 'Dernek kurun' dedim. Birlik oldular, kadro vermek zorunda kaldılar. Demokrasiyi savunuyorsak beraber olmak zorundayız. Siz beni diğer vatandaşlara göre daha sert eleştirme hakkına sahip olacaksınız. En sert şekilde eleştiri yapabilirsiniz. Ancak, 'Baskın düzenleyip hapse atın' demem. O zaman demokrasi olmaz" ifadelerini kullandı.
'AKLIN KABUL EDEBİLECEĞİ BİR DURUM DEĞİL'
'Reform denilerek emeklilik yaşının 65'e çıkardığını ifade eden Kılıçdaroğlu, düzenlemeyi eleştirerek şunları söyledi:
"Prim ödeme gün sayısı 7 binden 9 bine çıkardılar. Her emekli aylığından bin lira daha düşürdüler. Kim itiraz etti? Biz, itiraz ettik. Şimdi emeklilikte yaşa takılanlar var. İş bulsa dahi çalışamıyor. Ancak kayıt dışı çalışıyor. Daha fazla çalışırsa daha az emekli maaşı alıyor. Az çalışan daha yüksek, çok çalışan az alacak. Aklın kabul edebileceği bir durum değil. Biz itiraz ettik. Emeklilikte yaşa takılanların durumu çözülmesi gerekiyor. Aile Destekleri Sigortası'nın farkında değiller. Bir örnek vereceğim; yaşınız 60, al kıdem tazminatını sonra 10 ay işsizlik sigortası sonra para yok. Özel sektör 'yaşlısın' der. Devlet, 'Daha gençsin 65 yaşında emekli ol& diyor. Benim ailem 5 yıl ne yapacak? 1971 yılında Aile Destekleri Kanunu çıktı. 50 yıldır niye seslendirilmiyor? Çünkü yoksulluğu yönetmek istiyorlar, bitirmek istemiyorlar. Aile Desteği Sigortası mutlaka çıkmalı. Eksiğim varsa, burası eksik derim. 'İstişare' denen kavramın önemini biliyorum. Benim eksiğim olabilir. Varsa bir eksiğimiz herkes söyler. Yeniden düşünmemiz lazım. Bir takım tutar gibi parti tutulmaz. Yanlış yapıyorsa, 5 yıl sonra 'Sana oy vermiyorum' dersin."
Kemal Kılıçdaroğlu, toplantının ardından Uşak'tan ayrıldı.