Unutturmayacağız
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) siyahilerin eşit haklara kavuşması için yollara düşen bir din adamıydı.
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) siyahilerin eşit haklara kavuşması için yollara düşen bir din adamıydı. Martin Luther King.
"I have a dream" (Bir hayalim var) diyerek kardeşçe, özgür ve eşit haklara sahip bir biçimde yaşanılacak bir dünya hayal ediyordu.
Hayal ettiği dünyayı göremeden hayalleri söndü. Daha doğrusu söndürüldü. Martin Luther King, bundan tam 50 yıl önce, 4 Nisan 1968'de Memphis kentinde girişilen bir suikastın kurbanı oldu. Dünyanın çeşitli kesimlerinde olduğu gibi Almanya'da da bazı kiliselerde Martin Luther King'i anma ayinleri düzenlendi 4 Nisan'da ya Almanya'da ırkçı Neonazilerin oluşturduğu Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü teröristlerinin kurbanları?
***
Enver Şimşek 9 Eylül 2000'de Nürnberg'de. Abdurrahim Özüdoğru 13 Haziran 2001'de Nürnberg'de. Süleyman Taşköprü 27 Haziran 2001'de Hamburg'da. Habil Kılıç 29 Ağustos 2001'de Münih'te. Mehmet Turgut 25 Şubat 2004'de Rostock'da. İsmail Yaşar 9 Haziran 2005'te Nürnberg'de. Theodor Boulgarides (Yunan kökenli) 15 Haziran 2005'te Münih'te. Mehmet Kubaşık 4 Nisan 2006'da Dortmund'da. Halit Yozgat 6 Nisan 2006'da Kassel'de. Michele Kiesewetter (Alman kadın polis) 25 Nisan 2007'de Heilbronn'da. Hepsi de NSU teröristleri tarafından öldürüldü.
***
Alman emniyet birimleri de Alman medyası da döner cinayetleri gözüyle bakarak bu cinayetlerin aydınlatılması için gereken özeni göstermedi.
Yıllar sonra, 4 Kasım 2011'de bir banka soygunu sonrası yakalanacaklarını anlayınca bir karavanın içinde intihar eden Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt isimli iki NSU teröristin bu cinayetleri işledikleri tesadüfen ortaya çıktı. Bu ikili ile aynı evde kalan Beate Zschaepe'nin parmağı olduğu da. 6 Mayıs 2013'te Münih'teki Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde NSU davası başladı. Şimdiye kadar 416 duruşma yapıldı. Bu cinayetlerde Almanya'nın iç istihbaratından sorumlu Federal Anayasa Koruma Teşkilatı ile Eyalet Anayasa Koruma Teşkilatlarının bazı elemanlarının ve köstebeklerin parmağı olduğu yönünde ciddi iddialar var. Cinayetlerin tüm çıplaklığıyla aydınlatılmasını engellemek için bazı Alman emniyet birimlerinin dosyaları bilinçli bir biçimde imha ettikleri yönünde iddiaları da. Başbakan Angela Merkel, "Cinayetlerin kim veya kimler tarafından işlendiğini, arkasında kim veya kimlerin olduğunu aydınlatacağız" sözü verdiği halde, hala bir gelişme yok. Bu belirsizlik devam ederken, şimdi de anma krizi ortaya çıktı. 6 Nisan 2006 tarihinde Kassel'de işlettikleri internet kafede NSU teröristleri tarafından öldürülen Halit Yozgat'ı anma etkinliğini Kassel Belediyesi güvenlik endişesi gerekçesiyle iptal etti. İşte bunu anlamak mümkün değildir.
Güvenliği sağlamak Alman güvenlik birimlerinin görevidir. Kaldı ki, Kassel polisi, güvenliği sağlayabileceklerini, bu konuda bir sorun yaşanmayacağını açıklamıştır.
Almanya Türk Toplumu (TGD), haklı olarak Kassel belediyesinin bu tutumuna tepki göstermiştir. Bunun aşırı sağcıları, ırkçıları cesaretlendirici bir sinyal olduğuna dikkat çekmiştir. 6 Nisan Girişimi ise belediyeye rağmen NSU kurbanı Halit Yozgat'ın adının verildiği Kassel'deki Halitplatz'da (Halit Meydanı) 6 Nisan'da Halit için anma günü düzenledi.
"Wir wollen kein naechstes Opfer" (Bir kurban daha vermek istemiyoruz) sloganıyla düzenlenen etkinlikte, "Her türden ırkçılığa hayır" denildi.
"NSU cinayetleri de NSU kurbanları da unutturulamaz" denildi.
"Unutturamazsınız!" denildi.
"Unutmayacağız! Unutturmayacağız!" sözü verildi.