Ünlü ressamların eserlerini "üç boyutlu" ahşap tablolara yansıttı
Bursa'da yaşayan üç boyutlu ahşap sanatçısı Semih Çelebi, dünyaca ünlü oryantalist ressamların eserlerini marküteri, naht, kıl testere işçiliği, ahşap kakma gibi farklı teknikler kullanarak ahşaba işledi.
Bursa'da yaşayan üç boyutlu ahşap sanatçısı Semih Çelebi, dünyaca ünlü oryantalist ressamların eserlerini marküteri, naht, kıl testere işçiliği, ahşap kakma gibi farklı teknikler kullanarak ahşaba işledi.
Nilüfer ilçesindeki atölyesinde üç boyutlu ahşap tablolar yapan Çelebi, Osman Hamdi Bey'in ünlü "Kaplumbağa Terbiyecisi" ve "Cami Önü" adlı eserleri ile Fransız ressam Jean Leon Gerome'nin "Halı Tüccarı" eserini ahşaba aktardı.
Çelebi, "sabır törpüsü" kullanarak ince ince işlediği üç boyutlu tablolarını oluştururken "Kaplumbağa Terbiyecisi" yapımında 9 ay uğraştı. "Cami Önü" için 5 ayını veren Çelebi, "Halı Tüccarı" eserini ise 6 ayda tamamladı. Milimetrik hesaplarla üç boyutlu ahşap sanatıyla buluşturulan oryantalist resimler, görenlerin ilgisini çekiyor.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Semih Çelebi, baba mesleği olarak 32 yıl mobilya boyama işi yaptığı için ahşaba aşina olduğunu söyledi.
Araştırmayı çok sevdiğini belirten Çelebi, "ABD, İtalya, İran gibi bazı ülkelerde ahşabın çok sık kullanıldığını biliyoruz. Bu ülkelerde ahşapla yapılmış üç boyutlu hayvan figürleri gördüm ve ben de denemek istedim. Bunun üzerine üç boyutlu ahşap eserler üretmeye başladım ve işi tablo yapımına kadar götürdüm." dedi.
Çelebi, farklı tablolar yaparak, üç boyutlu ahşap sanatını daha bilinir hale getirmeye ve geliştirmeye gönül verdiğini anlattı.
Oryantalist resimlerle ilgili çalışmalarına değinen Çelebi, şöyle devam etti:
"Osman Hamdi Bey'i dünya biliyor. Onun 'Kaplumbağa Terbiyecisi' adlı resmi, ilk yaptığım oryantalist eserlerden biri. Zevk alarak yaptım ve çok da güzel oldu. Bu sanatı değişik teknikler kullanarak yapıyorum. Ahşap oyma, marküteri, naht, kıl testere işçiliği, ahşap boyama gibi tekniklerin tamamını bilmek gerekiyor. Üç boyutlu ahşap sanatı, bu tekniklerin bir arada olduğu bir sanat dalıdır. Kullandığım boyalar, çok özel. Renkleri solmaz. Kök boyalardan daha kaliteli boyalar kullanıyorum. Solmasın diye ham iken zeminden vuruyorum boyayı. En üste attığım vernik de ultraviyole gün ışığına dayanıklı bir vernik; yüzyıllarca dayanacak kapasiteye sahip."
"Eser bittikten sonra karşısına geçip saatlerce seyrederim"
Tablo yapımında deseni ve rengine göre çok çeşitli ağaçlar kullandığı bilgisini veren Çelebi, "Halı Tüccarı" resmi için 18, "Cami Önü" adlı eser için 9 farklı ağaç kullandığını dile getirdi.
Çelebi, tablonun dayanıklılığı ve desenlerini net olarak göstermesi bakımından sert ağaç kullanmaya özen gösterdiğini belirtti.
Genellikle abanoz, kestane, ceviz, ıhlamur, meşe, padok, akçaağacı tercih ettiğini kaydeden Çelebi, "Resimleri ahşaba aktarırken orijinal ölçülere sadık kalıyorum. Eseri bitirene kadar uzun bir süre geçiyor. Orada sıkıntılı bir süreç var. Çok büyük bir sabır istiyor. O süreci yaşayıp da eser bittikten sonra karşısına geçip saatlerce seyrederim. Hata ararım, hatalarımı görmeye çalışırım, bulursam hemen düzeltirim." ifadelerini kullandı.
Semih Çelebi, üç boyutlu ahşabın pek bilinmeyen bir sanat dalı olmasının yanı sıra eserlerin uzun süren ve sabır isteyen bir sürecin ardından ancak tamamlanabilmesi nedeniyle eserlerine değer biçmekte zorlandığını söyledi.
Üç boyutlu ahşap sanatının yeni yeni gelişmekte olduğuna işaret eden Çelebi, "Türkiye'de başka yapan da yok. Bu yüzden şubat ayında İstanbul ve Bursa'da eğitimler vereceğim ayrıca oryantalist eserlerin ardından sürrealist, fantastik ve bilim kurgu temalarında eserler yapmak istiyorum. Yakın zamanda bu alanda da çalışma yapacağım." diye konuştu.