Ünlü Prof. Korkudan Bütün Servetini Kaybetti
Kendisini başsavcı olarak tanıtan şahıs tarafından dolandırılan Prof. Dr. Erdener Yurtcan, dolandırıcılara paranın bir kısmını havaleyle göndermiş, bir kısmını da elden teslim etmiş.
Telefon dolandırıcılarının son kurbanı olan ceza hukukçusu, 74 yaşındaki Prof. Dr. Erdener Yurtcan'ın ifadesinde anlattıkları ünlü hocanın iki gün boyunca yaşadığı gerginliği ortaya koydu.
"Basiretim bağlandı" diyen Yurtcan'ın anlattığına göre, kendisini Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Başsavcısı Fehmi Tosun ve terörle mücadele polisleri olarak tanıtan dolandırıcılar "Yardım etmezsen senin ve ailen için kötü olur" diyen şahıslara 300 bin lira havale yoluyla, 600 bin doları (Yaklaşık 1 milyon 800 bin lira) yol üstüne bırakarak, 2 milyon 500 bin lirayı da elden teslim etti.
Yurtcan, ifadesinde eve geldikten sonra durumdan şüphelendiğini ve polise haber verdiğini anlattı. Ancak Yurtcan'ın iki günlük sürecin sonunda damadının şüphelenip polise haber vermesi üzerine yine Başsavcı ile konuştuğu ve dolandırılmadığını söylediği, polislerin Başsavcı'ya ulaşıp durumu bildirmesi üzerine ikna olduğu öğrenildi.
"BENİ OFİSTEN ARADILAR"
Yurtcan ifadesinde dolandırıcıların 13 Ekim 2015 günü 11.00 sıralarında ofis telefonunun aradıklarını kaydetti. Yurtcan başına gelen olayı şöyle anlattı:
"Kendisini polis olarak tanıtan şahıs terörle mücadele konusunda 4 aydır operasyon yürüttüğünü, internet bankacılığı kullanan, Türkiye'de saygın yeri olan çok sayıda kişinin hesaplarına girilerek şifrelerinin kırıldığını ve işlem yapıldığını, benim de bu kişiler arasında olduğumu, çünkü bizim gibi insanların hesaplarının çok düzgün olduğunu, teröristlerin bu sayede militanlarına bizim hesaplarımız üzerinden para aktardığını söyledi. Sonra da beni üst düzey bir emniyet yetkilisi ile görüştüreceğini belirtterek başka birine aktardı. Aktardığı kişi kendini TEM'de görevli Ömer Faruk Uzundal olarak tanıttı. Meselenin Türkiye'nin meselesi olduğunu, teröristleri yakalayacaklarını, benim de yardımcı olmamı, yardımcı olmazsam ailemin ve Türkiye'nin zarar göreceğini ve bunun sonuçlarına 'hoca' olarak katlanacağımı söyleyerek beni korkuttu. Korktuğum için yardımcı olacağımı söyledim."
"SABAHA KADAR KONUŞTUK"
"Konuşmadan sonra 'operasyonun baş sorumlusu' olduğunu söyledikleri İstanbul Anadolu Başsavcısı Fehmi Tosun olarak tanıttıkları kişiye aktardılar. Başsavcı Tosun da yardım etmezsem ailemin ve Türkiye'nin zarar göreceğini söylerek tehdit etti. Çok korktum. Her dediğini yapmaya başladım."
"Dolandırıcı, X Bankası Akatlar Şubesi'nde 61 bin lira param olduğunu, buradan 59 bin lira çekildiği, kendilerinin X Bankası Akatlar Şubesi'ne giderek operasyon yaptıklarını, parayı çeken Cevdet Demirci adlı şahsı yakaladıklarını söyledi. Bu konuşmalar akşam 20.00'ye kadar devam etti. Benle konuşan kişi benim başka bir numaramı istedi. Cep numaramı verdim. 20.00'dan sonra bu telefonla konuşmaya başladık. Şahısların numarası görünmüyordu. Gece saatlerinde benimle konuşan şahıs, örgüt mensubu olduğunu söylediği şahıslar hakkında bana bilgi vererek sabaha kadar oyaladı. Sonraki gün 14 Ekim'de 12.00 sıralarında benden operasyon için bazı hesaplara para aktarmamı istedi. Ben ilk başta para yatırmak istemediğimi söyledim. Yardımcı olmadığım takdirde sorumluluğun tamamen bana ait olacağını söyledi. EFT için Bülent Top adlı şahsa ait hesap bilgilerini verdi. Sonra vazgeçerek XX adına kayıtlı hesaba 98 bin 700 lira, XX adlı başka şahsın hesabına 104 bin 760 lira, XX adlı diğer şahsın hesabına 96 bin 425 lira yatırmamı istedi. Göndermek istemedim. Aşırı derecede tedirgin ve korkuyordum. Telefondaki kişi beni tehdit etti. Kabul ettim, bankaya faks çekip para yatırma talimatı verdim."
"HESAPTAKİ PARALARI SORDU"
"Gece konuşma esnasında Y Bank'a operasyon düzenleyeceğini ve hesabımdaki paraları sordu. Y Bank'taki hesabımda 2 milyon 500 bin olduğunu, X Bankası'ndaki özel hesabımda da 600 bin dolar olduğunu söyledim. Fehmi Savcı isimli dolandırıcı X bankası çalışanların DHKP-C üyesi olabileceğini, X Bankası çalışanlarına güvenmedikleri, bu 600 bin doları çekmemi istedi. Bana verilen talimat gereği 12.30 sıralarında bankanın Levent Özel Bankacılığı'na giderek parayı çektim ve eve geldim. Dolandırıcı, bana üstümü değiştirmemi ve paraları mavi poşete koyarak Tarabya Bayırı Hacıosman Metro istasyonu istikametine doğru yürümemi istedi.
13.30 sıralarında eve gelmiştim. 14.00 sıralarında (tekrar aradı) oturduğum sitenin karşı yolunda, yürüdüğüm sırada parayı yol üzerine bırakmamı istedi. Ben parayı yol üzerine bıraktıktan sonra eve döndüm. Kimin aldığına bakmadım. X Bank'ta bulunan 2 milyon 500 bin lirayı da operasyon gereği elden çekmemi istedi. Şahsa bu kadar parayı bir günde hazırlayamayacağımı söyledim.
Kendisini 'Başsavcı Fehmi' olarak tanıtan şahıs bana 'Sen hocasın, banka müdürünü ara! Hoca olmana rağmen nasıl bu parayı hazır etmezler, acele et!' diye bana bağırıp, benim basiretimi bağlamaya başladı. Bunun üzerine parayı 15.30'da valiz içinde hazır ettim. Telefondaki talimat gereği aracımla 16.30 sıralarında Büyükdere Caddesi üzerinden Mah. Metro durağının yanında bulunan İETT durağında beklemeye başladım. Telefondaki şahıs, bana görevlinin gelip valiz içerisinde bulunan paraları alacağını söyledi. Bahsetmiş olduğum İETT durağında aracımla beklediğim sırada bir anda aracın yolcu kapısı açıldı."
"ÇANTAYI ZORLA ÇEKİP ALDI"
"Elimde tuttuğum çantayı almaya çalıştı. Almasına izin vermedim ve çantamı çekmeye çalıştım. Ancak şahıs bana sinafklı küfürler ederek ve tehditlerde bulunarak 'çantayı bana ver diye' bağırmaya başladı. Eşkalini vermiş olduğum kıvırcık saçlı şahıs elimde bulunan çantayı çekmeye başladı. Şahsa çantayı vermemek için direndim. Ancak şahıs genç ve kuvvetli olduğu için karşı koyamadım. Şahıs çantayı zorla alarak hızla kaçmaya başladı. Yaşlı olduğum için bu şahsı takip edemedim ve nereye gittiğini göremedim. Bana tekrar eve gelmemi ve 'geldim' diye aramamı istedi. Eve geldikten sonra dolandırıldığımı anladım, polise haber verdim. Kendini polis ve savcı olarak tanıtan tehdit yoluyla benden yaklaşık 4 milyon lira alan şahıslardan davacı ve şikayetçiyim."
DOLANDIRILAN ÜNLÜLER
Prof. Dr. Canan karatay: 50 bin dolar, 10 bin lira, Prof. Dr Osman Genç: 40 bin lira, Halim Ağaoğlu (Adalet Ağaoğlu'nun eşi, Yüksek Mühendis): 50 bin lira, Şarkıcı Ümit Sayın: 30 bin lira.
PSİKOLOGLAR DEĞERLENDİRDİ
Psikologlar, telefon trafiği ile yaşanan bu dolandırıcılığı ve psikolojik travmayı şöyle değerlendiriyor:
Prof. Dr. Gökhan Malkoç (Türk Psikologlar Derneği Başkanı):"Aslında bu, bugüne ait bir sorun değil. Türkiye'nin toplumsal hafızasından gelen bir sorun. 12 Eylül'den günümüze kadar devletin mesajları hep tehditlerle iletildi. Darbelerde askerin baskıları, polis baskıları, sonraki dönemde terör faaliyetlerinin televizyondan sunulma biçimi ortaya bir bir 'korku kültürü' çıkardı. İnsanlar da bu korku kültüründen etkileniyor. Böyle bir ortamda 'otomatik davranışlar' geliştirme refleksi de ortaya çıkıyor. Bu olayların çok önemli sosyo-psikolojik altyapısı var. Üzerinde ciddiyetle durulması ve bilimsel olarak analizinin yapılması gerekir."
Dr. Nihat Ali Özcan (Terör Uzmanı): "Terör, ölüm, şiddet, tutuklama, gözaltı gibi bir medya bombardımanından geçen toplum, elbetteki bu tür vakalarda daha kolay kandırılır. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Toplum psikolojik olarak bu etkiye açık. Resmi söylemle takviye edilince, insanların kandırılması kolay oluyor." (Kaynak: Milliyet)