Haberler
Biden, ateşkesin yerel saatle 04.00'te yürürlüğe gireceğini açıkladı

Biden: Ateşkes yerel saatle 04.00'te yürürlüğe girecek

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Üniversite Öğrencilerinin "Terör Örgütüne Üyelik" Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Üniversite öğrencisi 13 sanığın, "terör örgütüne üye olmak" ve "İstanbul Üniversitesi'ndeki tuvalete bomba konulması" suçlamalarıyla yargılandığı davada, 5 kişinin tahliyesine karar verildi.

Üniversite öğrencisi 13 sanığın, "terör örgütüne üye olmak" ve " İstanbul Üniversitesi'ndeki tuvalete bomba konulması" suçlamalarıyla yargılandığı davada, 5 kişinin tahliyesine karar verildi.

İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 5 tutuklu ve 5 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı. Duruşmayı, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de izledi.

Duruşmada, davanın görüldüğü dönemde, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yasa gereği kapatılmasının ardından dosyanın bu mahkemeye devredildiğine ilişkin karar okundu.

"Paralel yapı soruşturmasının bitmesi beklenilsin"

Tüm sanıklar adına söz alan avukat Fırat Epözdemir, bu tür davaların mevcut hukuk ilkelerini aşan özel yetkili savcılar tarafından hazırlanıp özel yetkili mahkemelerde görüldüğünü ve bu durumun doğal yargıç ilkesine aykırılık teşkil ettiğini savunarak, "Şükürler olsun ki özel yetkili mahkemeler kapandı. Eşit olmayan, antidemokratik, hukuk dışı yargılamalar yaptılar" dedi.

Özel yetkili mahkemelerin hukuk dışı olduğunu hep söylediklerini, "17-25 Aralık soruşturmalarından sonra bu mahkemelerin adil yargılama yapmadığını iktidarın da ileri sürerek 'paralel yapılanma' lafını kullandığını" aktaran Epözdemir, şöyle devam etti:

"Bu soruşturmayı yapan emniyet görevlileri ile savcıların görev yerleri değişti. Bu mantıkla hazırlanan dosyanın yargılaması nasıl olacak? Paralel yapı soruşturması sonlanmadan, özel yetkili mahkemelerdeki dosyalar başka mahkemeler tarafından da görülemez. Paralel yapı soruşturmasının bitmesinin beklenilmesini talep ediyoruz. Bu beklenene kadar tutuklu sanıklar da tahliye edilsin" ifadelerini kullandı.

Avukat Sinan Zincir de davanın, "Pensilvanya-Ankara hattında gelişen bir komplonun ürünü" olduğunu ve hukuka aykırı delillerle komplo yaratıldığını savunarak, "Mahkemenizce öncelikle bekletici mesele yönünde bir karar verilmesini, beraat ve tahliye karar verilmesini talep ediyoruz. Diğer komplo davalardan tüm sanıklar tahliye edilmiştir. Öğrenci olan sanıklar da bırakılmalıdır. Tahliye edilselerdi, izleyici sıralarında bulunan arkadaşları gibi okullarını bitirmiş olacaklardı. Mahkemenin vicdanlı bir karar vermesini talep ediyoruz" diye konuştu.

Avukat Abdülbaki Boğa ise özel yetkili mahkemelerin Kürt halkının mücadelesini engellemek için kurulduğunu öne sürerek, "17 ve 25 Aralık tarihlerine kadar cemaat yapısı ile MİT konusunda anlaşmazlık sonucu özel yetkili mahkemeler kaldırılmıştır. Bundan sonra doğal hakim ilkesi de göz önüne alınarak adil bir yargılama yapılması en büyük talebimizdir" dedi.

"Sistem yanlışsa doğru sonuca ulaşılmaz"

Duruşmada tüm sanıklar adına söz alan avukat Kadir Tunç, "Yanlış hayat doğru yaşanmaz" sözüne atıfta bulunarak, sistem yanlışsa doğru sonuca ulaşılamayacağını, dava konusu olayın da bu açıdan değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Diğer sanık avukatları da müvekkillerine komplo kurulduğunu savunarak, tahliye talebinde bulundu.

Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı Aydın Boztaş, patlamanın gerçekleştiği tuvalette bulunan kişilerin tanık olarak dinlenilmesine ve sanıkların tahliye edilmesine karar verilmesini talep etti.

Öğrenci olmaları nedeniyle tahliye

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Emel Çetin, Gürkan İstekli, Oktay Güldeğir, Raziye Ay ve Şahin Kaya'nın, delillerin toplanmasını, sanıkların delilleri karartma şüphesinin olmamasını, öğrenci olmalarını, tutuklu kaldıkları süre ve tutuklamadan beklenen amacın elde edilmiş olmasını göz önüne alarak tahliye edilmesine karar verdi.

Bu sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına da hükmeden heyet, öğrencilerle ilgili İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünce hazırlanan 11 Temmuz 2012 tarihli disiplin soruşturması dosyasının mahkemeye gönderilmesinin istenilmesini kararlaştırdı.

Sanık avukatlarının, özel yetkili mahkemelerin kapatılması nedeniyle bu davanın bekletici mesele yapılmasını ve usuli işlemlerin yenilenmesi taleplerini dosya kapsamına göre reddeden heyet, 6 kişinin tanık olarak dinlenilmesi istemini kabul etti.

Duruşma ertelendi.

Öte yandan duruşma öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan sanık avukatları, tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle açıklama yaptı.

İddianameden

Dönemin TMK'nın 10. maddesiyle görevli İstanbul cumhuriyet savcısı Ekrem Beyaztaş'ın hazırladığı iddianamede, 4 Haziran 2012'de İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu'nda ve 5 Haziran 2012'de de Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Nişantaşı Kampüsü'nde, ülkücü gençlik grubuna bağlı öğrenciler ile Demokratik Yurtsever Gençlik (DYG) grubuna bağlı öğrenciler arasında yaralanmalarla sonuçlanan kavga yaşandığı belirtildi.

İddianamede, terör örgütü PKK adına yayın yapan internet sitelerinde eylem talimatı niteliğinde yayın yapılmasının ardından 10 kişilik ülkücü gruba saldıran DYG'ye bağlı öğrencilerin, bu okulun öğrencisi Ahmet Taşkın'ı satırla ağır bir şekilde yaraladığı anlatılıyor.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin kadınlar tuvaleti kısmında 8 Mayıs 2012'de bir patlama meydana geldiği ve inceleme sonucunda patlamaya basınç etkili el yapımı plastik dış kap kullanılan bir bombanın neden olduğunun anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, teknik takipleri yapılan Emel Çetin, Raziye Ay ve koridorda keşif yaptığı tespit edilen Uğur Tekdal isimli şüphelilerin patlama olayına neden olan bombayı tuvalete bıraktıklarının belirlendiği ifade edildi.

Şüphelilerin eylemlerine tek tek yer verilen iddianamede, şüpheliler Uğur Tekdal, Raziye Ay ve Emel Çetin'in, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Diğer şüphelilerin de "terör örgütü üyeliği", "terör örgütü propagandası yapmak", "patlayıcı madde imal etmek, bulundurmak", "mala zarar vermek" ve "2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" gibi suçlardan çeşitli oranlarda hapisle cezalandırılması talep ediliyor. - İstanbul

Kaynak: AA / Güncel
title