Unesco 2016 Hoca Ahmet Yesevi Yılı Anısına Program Düzenlendi

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından ilan edilen 2016 Ahmet Yesevi Yılı kapsamında, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesinde (KTMÜ) "Hoca Ahmet Yesevi'yi Anlamak" konulu panel düzenlendi.

KTMÜ İlahiyat Fakültesi tarafından rektörlük binası konferans salonunda düzenlenen paneli, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek yönetti.

Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Profesör Musa Yıldız, Hoca Ahmet Yesevi'nin bir dava insanı olduğunu belirterek, Yesevi'yi ölümünün 850'inci yıl dönümünde anmak için bu paneli düzenlediklerini belirtti.

Yesevi'nin Anadolu'da da pek tanınmadığına işaret eden Yıldız, vefatının 850. yılında üniversite olarak yaptıkları girişimlerle bu yılın 195 UNESCO üyesi tarafından oy birliği ile Ahmet Yesevi Yılı olarak kabul edildiğini ifade etti.

Panelde öğrencilere Yesevi'nin hayatı ve bıraktığı mesajlar hakkında bilgi veren Yıldız, Ahmet Yesevi'den günümüze 4 büyük eser kaldığını anımsattı.

Orta Asya'daki Türklerin, 751 yılında Araplar ile Çinliler arasında yapılan savaştan sonra İslam dinini tercih ettiğini anlatan Yıldız, geniş ufuklu hoşgörü insanı Ahmet Yesevi'nin 99 bin öğrenci yetiştirdiğini ifade etti.

Ahmet Yesevi'nin vaktini verimli geçirdiğini ifade eden Yıldız, Yesevi'nin vaktini, ibadete, talebe yetiştirmeye ve kimseden bir şey beklemeden alın teriyle kazanmaya ayırdığını söyledi.

Türkiye'nin Türkistan'da kurduğu Ahmet Yesevi Kazak Türk Üniversitesi hakkında ayrıntılı bilgi veren Yıldız, panelin sonunda KTMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Balcı'ya Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından hazırlanan Divan-ı Hikmet kitabını hediye etti.

Balcı da Prof. Dr. Musa Yıldız'a plaket takdim etti.

Hoca Ahmed Yesevi bugün Kazakistan'ın Çimkent şehri yakınlarında yer alan Sayram kasabasında 10. yüzyılda dünyaya gelmişti. Dini tasavvufi eğitimini tamamladıktan sonra yine o bölgedeki Yesi (bugünkü adıyla Türkistan) şehrine yerleşmiş, uzun yıllar halkı maneviyat yolunda irşad ettikten sonra burada vefat etmişti.

Horasan, İran ve Azerbeycan'da yaşayan Türkler arasında yayılan Yesevi tarikatı, 13. yüzyıldan başlayarak göçlerle Anadolu'ya, oradan da Balkanlara ulaşmıştı.