Haberler
Lübnanlılar ateşkes sonrası evlerine dönmeye başladı

İmzaların atıldığını duyan yüz binlerce kişi yollara düştü

İsrail ile Lübnan antlaşmasının ardından bir ateşkes çağrısı da Hamas'tan geldi

Hamas'tan Orta Doğu'ya nefes aldıran imza sonrası kritik çağrı

CHP-AK Parti arasında kıyasıya yarış: İşte son anket sonuçları

CHP-AK Parti arasında kıyasıya yarış: İşte son anket sonuçları

Kendisinden ayrılmak isteyen sevgilisine sabaha kadar işkence etti

"Sana bir sürprizim var" deyip genç kıza sabaha kadar işkence etti

Umut, kalbiyle Mehmet Ali'ye hayat verdi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

ANKARA'da, 1 yaşından bu yana Spinal Müsküler Atrofi (SMA) Tip-2 hastalığına karşı verdiği yaşam mücadelesini kaybeden Umut Özden'in (18) kalbi, aynı serviste tedavi gören kalp hastası Mehmet Ali Doğan'a (11) nakledildi.

ANKARA'da, 1 yaşından bu yana Spinal Müsküler Atrofi (SMA) Tip-2 hastalığına karşı verdiği yaşam mücadelesini kaybeden Umut Özden'in (18) kalbi, aynı serviste tedavi gören kalp hastası Mehmet Ali Doğan'a (11) nakledildi. Baba Ahmet Doğan, Umut'un organlarını bağışlayarak, oğlunu tekrar hayata döndüren Özden ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Doğan, "Doktorlar, '3 günden fazla yaşamaz' demişti. Meğer çocuğumun kurtarıcısı yanı başındaymış. Hastanede aralarında birkaç oda vardı. Bundan sonra benim oğlumun yarısı da sizin" dedi.
Başkent'te yaşayan Emel- Hakan Özden çiftinin tek çocuğu Umut'a, henüz 1 yaşında SMA Tip-2 tanısı koyuldu. Anne Özden, iş hayatını bırakıp, evde oğlunun bakımını üstlendi. Mücadeleyi hiçbir zaman bırakmayan Umut, SMA hastalığından kaynaklanan skolyoz (omurga eğriliği) nedeniyle defalarca ameliyat oldu. Hayattan kopmayan ve eğitimine evde devam eden Umut, Cumhuriyet Anadolu Lisesi'nden takdir belgesiyle mezun oldu. Umut, SMA Tip-2 ilaçlarının da SGK ödemesi kapsamına alınması için hastaların verdiği mücadeleye aktif olarak katıldı.
ORGANLARI BAĞIŞLANDI
Umut Özden, 15 gün önce geçirdiği son ameliyatının ardından gribal enfeksiyona yakalandı. Sağlık durumu kötüye giden Özden, Hacettepe İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi'ne kaldırıldı. Özden'in, 1 Haziran'da beyin ölümü gerçekleşti. Özden ailesi, beyin ölümünün ardından Umut'un kalp, karaciğer ve böbreklerini bağışlamaya karar verdi. Umut'un karaciğer ve böbrekleri, farklı hastanelerde tedavi gören hastalara umut olurken, kalbi de aynı serviste tedavi gören kalp hastası Mehmet Ali Doğan'a nakledildi. Doğan, 7 Haziran'da Prof. Dr. Murat Güvener'in gerçekleştirdiği nakil operasyonuyla hayata tutunurken, Umut'un cenazesi Ankara'da toprağa verildi.
AİLEYE TAZİYE ZİYARETİ
Mehmet Ali Doğan'ın Şanlıurfa'da yaşayan babası Ahmet Doğan, Özden ailesini evlerinde ziyaret ederek, taziyede bulundu ve acılarını paylaştı. Ahmet Doğan, oğlunun 4 yaşındayken kalp hastalığına yakalandığını, 1 ay önce sağlık durumunun ağırlaşması üzerine Ankara'ya Hacettepe Hastanesi'ne sevk edildiğini söyledi. Doğan, "Bu hastalığın tek tedavisinin kalp nakli olduğunu ve Türkiye'de maalesef kalp nakli bağışının çok az olduğunu söylediler. Ben çocuğumdan umudumu kesmiştim ve çocuğumun her gün nefes alışları daha da azalıyordu. Son 1 hafta kala çocuğum gözünü açamaz hale geldi. Meğer çocuğumun kurtarıcısı yanı başımızdaymış. Aramızda belki 1- 2 oda vardı" dedi.
'UMUDU KESMİŞTİM'
Oğluyla aynı serviste yatan Umut'u gördüğünü ve iyileşmesi için dua ettiğini anlatan baba Doğan, diğer 2 oğlunu kardeşleriyle vedalaşmaları için getirmek üzere Şanlıurfa'ya gittiği sırada doktorun aradığını söyledi. Doktorların oğlu için "3 gün yaşamaz" dediklerini, bu yüzden Şanlıurfa'ya gittiğini belirten Doğan, şunları söyledi:
"Adana'dan gelirken aradı doktor, 'Senin çocuğuna kalp bulunmuş, gelin imza atın, biz kalp nakli yapacağız' dedi. Ben tabi inanamadım, ağlaya ağlaya yoldan geldim. Hastanede Hakan ağabeyi gördüm. Bu ailenin çocuğu vefat etti, bu ailenin çocuğunun kalbini de benim çocuğuma naklettiler' diye düşündüm. Öyle hissettim ve öyleymiş. Ben hastanede yanına gidemedim, kendisi de ağlıyordu. Benim çocuğum da bir tarafta, ben de ağlıyordum, cesaret edemedim. Böyle 1- 2 dakika biraz konuştuk, ondan sonra ben onların da benim çocuğumu düşündüğünü hissettim. Ben kendisine de söyledim; 'Oğlumun yarısı sizin' dedim. Çünkü ben çocuğumdan umudumu kesmiştim. Çocuğum artık nefes alamaz hale gelmişti ve bu çok zor bir şey bir baba için anne için. Zaten o nefes almıyorsa siz de alamıyorsunuz o an. Ben kendisine söyledim; 'Benim çocuğum senin de çocuğundur bu saatten sonra'. Çünkü şu an nefes alıyorsa onların sayesinde."
'ELLERİNDEN ÖPMEK İSTEDİM'
Oğlunun sağlık durumunun iyiye gittiğini belirten baba Doğan, "Kendilerine gelip ellerinden öpmek istedim. Bizim karşılığını veremeyeceğimiz bir şey verdiler bize. Bu maddiyatla maneviyatla ölçülecek bir şey değil. Bizi, beni bir daha hayata bağladılar. Çocuğumdan ziyade beni de hayata bağladılar; çünkü ben 11 yaşında oğlumu kaybetmeyi kaldıramazdım herhalde" diye konuştu.
'GİTMEDEN ÖNCE BENİMLE VEDALAŞTI'
Umut Özden'in annesi Emel Özden ise üniversitede grafik tasarımı okumak isteyen oğlunun son ameliyatından sonra geçirdiği gribal enfeksiyon nedeniyle hastaneye kaldırıldıktan sonra yaşamını yitirdiğini söyledi. Özden, "Oğlum çok güçlüydü, biz ona inanıyorduk, 'Tekrar ayağa kalkar, iyileşir, evimize döneriz' diye umut ediyorduk; ama maalesef oğlumuz artık dayanamadı bu mücadeleye. Kalbi durarak, beyin ölümü gerçekleşti çocuğumuzun Kadir Gecesi günü. Gitmeden bir gün önce benimle vedalaştı oğlum. 'Anneciğim hakkını helal et, seni çok seviyorum' dedi, öptü, sarıldı, 'Ben artık buradan çıkamayacağım sanırım, hayat mücadelemiz buraya kadarmış' ifadelerini kullandı" dedi.
'BAĞIŞLAYACAK SAĞLIKLI ORGANIM BİLE YOK' DEMİŞ
Beyin ölümü gerçekleştikten sonra hastane bahçesinde beklerken, oğlunun organ bağışıyla ilgili sözlerinin aklına geldiğini anlatan anne Özden, "Oğlum kendisiyle çok barışık, dalga geçen bir çocuktu. Hiçbir zaman hastalığını dert etmemişti kendisine. 'Şuna bak, bir gün benim başıma bir şey gelirse bağışlayacak sağlıklı bir organım bile yok' demişti bana. Bu sözü aklıma geldi, ondan sonra acaba dedim oğlumun bu isteği gerçekleşebilir mi? Doktorlarımıza söyledik. Onlar da raporumuz yazıldıktan, incelemeler yapıldıktan sonra olabileceğini söylediler. Tabi bu da bizim için bir mutluluktu yani oğlumun kalbi başkasında yaşayacaktı. Bu bizim için de çok güzeldi" diye konuştu.
'BAŞKASINA CAN OLMAK GÜZEL ŞEY'
Anne Özden, oğlunun kalbinin nakledildiği Mehmet Ali Doğan ile aynı serviste yattığı için tanıştıklarını anlatarak, "Biz aynı hastanede ve aynı ameliyathanede olduğu için tesadüfen aileyle karşılaştık ve tesadüfen aileyle bir araya geldik, tanıştık" dedi.
Özden, oğlunun karaciğer ve böbreklerinin de farklı hastanelerdeki hastalara umut olduğunu aktararak, "Diğer organlarının durumuyla ilgili bilgimiz yok. İnşallah onlara da bir umut olmuştur. Oğlum 23 kiloydu. 23 kilosuyla 4 kişiye can oldu yani çok güçlü bir çocuktu. Giderken bile farklı bir çocuk olduğunu gösterdi herkese. Oğlumun kalbinin başkasında atması bizim için çok büyük bir mutluluk. Ondan bir parçamız hala bu dünyada ve başka bir çocuğun hayata dönmesi de çok büyük bir mutluluk, başkasına can olmak çok güzel bir şey. Rabb'im bizim evladımızı evet belki bizden aldı; ama başka bir aileye de can oldu. Bu bizim için çok iyi bir teselli" diye konuştu.
'OĞLUMUN KALBİ ATIYOR'
Baba Hakan Özden ise oğlunun organ bağışı için gereken imzaları düşünmeden attığını dile getirerek, "Aslında hiçbir şey oğlumun gidişinden dolayı teselli etmez; ama tabi ki bu da bize biraz olsun teselli veriyor; çünkü oğlumun kalbi en azından atıyor şu an, inşallah daha da iyi olacak. Çünkü benim oğlumun gerçekten çok sağlam bir kalbi vardı. Gittiği yerde tutunacak, sarılacak bırakmayacak. Mehmet Ali'yi serviste görüyorduk; ama oğlumuzun kalbinin ona nakledileceğini bilmiyorduk. Onun da yanında olmaya çalışıyorduk son günlerinde. Bir cana dokunduysak ne mutlu bize" dedi.


- Ankara
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title