Umed'ten Medyaya Çağrı: "Terörün Pr'ını Yapmayın"
Uluslararası Medya ve Enformasyon Derneği (UMED) Yönetim Kurulu üyeleri, barış, huzur ve birlikteliğin sarsılmaması için medya organlarına çağrıda bulundu.
Uluslararası Medya ve Enformasyon Derneği (UMED) Yönetim Kurulu üyeleri, barış, huzur ve birlikteliğin sarsılmaması için medya organlarına çağrıda bulundu. Dernek Genel Merkezi'nde yapılan basın açıklamasında, son günlerde yaşanan terör faaliyetleriyle ilgili medya organları sağduyuya davet edildi.
Toplantıda açıklama yönetim kurulu başkanı Aslan Değirmenci tarafından yapıldı. Toplantıda UMED Yönetim Kurulu Üyeleri, Ercan Baysal, Ahmet Açıkay, Nurullah Arıkan, İsmail Uğur, Züleyha Koç, Kenan Adem Kızılağıl ve Metin Yağan da hazır bulundu. Değirmenci, son günlerde illegal örgütlerin eylem ve açıklamalarının bazı basın yayın organlarında aşırı dikkat çekici bir şekilde verildiğine dikkat çekerek, "Olaylar habercilikten çıkarılıp bu örgütlerin propaganda aracı haline dönüşmektedir. İfade ve düşünce özgürlüğünün sınırsız olma talebi, sorumsuz olması talebini içermemelidir. İfade ve düşünce özgürlüğü, terör örgütlerinin PR'ının yapılmasını içermemektedir. Medya organları illegal örgütlerin güçlerini kanıtlamak ve moral üstünlük sağlamak için kullandıkları mecra haline dönüşmemelidir" ifadesini kullandı.
İllegal örgütler tarafından bir kez yapılan eyleminin, 'son dakika' kuşaklarıyla aktarmak ve defalarca ekranlarda göstermenin bunun gibi her gün yüzlerce olayın gerçekleştiği algısını oluşturmaya hizmet ettiğini kaydeden Değirmenci, "Bu yönde yapılan yayınların bilerek veya bilmeyerek terörün propagandasını yapmaya katkı sağladığı unutulmamalıdır" diye konuştu.
Medya organları yapacakları yayınlarla; ülkeyi zaafa uğratmak, kardeşler arasını açmak, kamu otoritesini zayıflatmak, en zayıf anlarında mağdur rolünü oynayarak illegal amaçlarına ulaşmak isteyen terör örgütlerinin tuzağına düşmemeleri gerektiğini vurgulayan Değirmenci, şöyle devam etti:
"Medya organları ayrıca, yalan bilgi üretmekten, bilgiyi yalan olan başka bir bilgi ile harmanlayarak vermekten, bilgiyi eksik sunmaktan ve fazladan çarpıtıcı bilgi ekleyerek bilgi kirliliği meydana getirmekten kaçınmalıdır.
Terör eylemlerinin başlıca amaçlarından birinin medya üzerinden topluma korku pompalamak olduğu unutulmadan, medya kuruluşları terörle ilgili haber ve programları özenle yayımlamaya azami dikkat göstermelidir. Miğferli, çelik yelekli savaş muhabirlerinin 'son dakika' kuşakları eşliğinde sıklıkla canlı yayınlara bağlanmaları terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürmekten öte bir anlam taşımamaktadır.
Sorunların tespitinde ve çözüm önerilerinin kamuoyuna deklaresinde medya sorumluluk almalı, pozitif bir dil kullanmalı, nefret söylemlerinden ve toplumun herhangi bir kesimini ötekileştirici haber ve yorumlardan kaçınmalıdır."
"Irkçılık, kin ve nefret bir hastalıktır" diyen Değirmenci, şunları kaydetti:
"Medya organları bu hastalıktan korunmak için gerekli tedbirleri almalı yayılmasını engellemek için üzerine düşeni yapmalıdır. Bunu yaparken en az ırkçılık kadar tehlikeli olan mezhepçilik hastalığı tuzağına da düşülmemelidir. Medya organları, ırkçı, mezhepçi, kışkırtıcı, kin ve nefret içeren bir dil yerine sağduyuyu öne çıkaran, birleştirici bir dil kullanmalıdır.
Medya organları, Doğu ve Güneydoğu'da sadece saldırı, çatışma, kutuplaşma, göç etme haberleri vermek yerine; düğün, hacı uğurlama, başarılı eğitim ve spor faaliyetleri, istihdam ve yatırım faaliyetleri ile diğer günlük sosyal faaliyetleri haberleştirmeli bu suretle hem bölge illerinin hem de bölge insanının ülkenin diğer kesimlerinden farklı olmadığı vurgulanmalıdır.
Ulusal ve uluslararası düzeyde gazetecilik mesleği farklı amaçlara alet edilmemeli, mesleğin onuru ve itibarını zedeleyecek faaliyetlerde bulunarak meslekle ilgili olumsuz algının oluşmasına fırsat verilmemelidir.
Günümüz şartlarında medya organları, toplumun barışı, huzuru, birlik ve beraberliğin temini için bu konuda üzerine düşen sorumluluğun bilincine vararak önceliklerini ve sorumluluklarını yeniden gözden geçirmelidir." - ANKARA