Uluslararası uyuşturucu ticareti yaptığı iddia edilen 42 sanık hakim karşısında
İstanbul'da, uluslararası uyuşturucu ticareti soruşturması kapsamında haklarında dava açılan, organize suç örgütü elebaşlarının da aralarında bulunduğu 42 sanığın yargılanmasına başlandı.
İstanbul'da, uluslararası uyuşturucu ticareti soruşturması kapsamında haklarında dava açılan, organize suç örgütü elebaşlarının da aralarında bulunduğu 42 sanığın yargılanmasına başlandı.
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, 11 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı. Tutuklu ve tutuksuz sanıkların bir kısmı da duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
Savunmasını yapan tutuksuz sanıklardan Esra Kurtar, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, banka hesabına gelen paraların bahse konu suçtan kaynaklanan paralar olmadığını savundu.
Tutuksuz sanık Züleyha Bedir de üzerine bulunan 2 daireyi eşinin ve kendisinin çabalarıyla aldıklarını ifade ederek, atılı suçlamayı kabul etmediğini söyledi.
Tutuklu sanıklardan Osman Mercan, 26 yıllık hukukçu olduğunu, ofisini kapattığını belirterek, yurt dışında bulunan çocuklarının psikolojilerinin bozulduğunu, mağduriyetinin giderilmesi için tahliye olmak istediğini ifade etti.
Savunma yapan diğer tutuklu sanıklar da üzerlerine atılı suçları işlemediklerini öne sürerek, tahliyelerine karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, 3 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı yarına erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, "uluslararası uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "suçtan elde edilen suç gelirlerini aklamak" suçlarını işledikleri gerekçesiyle birbirleriyle bağlantılı 4 organize suç örgütüne yönelik İstanbul merkezli Ankara, Diyarbakır, Kilis, Muğla, Mersin, Antalya, Kocaeli, Hakkari, Mardin, Van ve Balıkesir'de Haziran 2024'te düzenlenen "Kuyu-4" operasyonunda yakalanan şüphelilere ilişkin hazırlanan iddianamede, 13'ü tutuklu 42 sanık yer alıyor.
İddianamede, İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve uluslararası polis işbirliği çerçevesinde EUROPOL kanalıyla temin edilen "SKY-ECC" isimli kriptolu haberleşme programının çözümlenme süreci, verilerin Türkiye'ye aktarılması, örgüt elebaşları olduğu belirtilen İbrahim Kurtar ve Sezgin Kurtar ile örgüt üyesi sanıkların hangi ID koduyla bu programı kullandığına dair tespitler bulunuyor.
"SKY-ECC" isimli kriptolu haberleşme programının verilerinin çözümü neticesinde, uluslararası boyutta uyuşturucu madde sevkiyatı yapan birçok örgütsel yapının varlığının gün yüzüne çıkartıldığı ifade edilen iddianamede, tespitler neticesinde İbrahim Kurtar ve Sezgin Kurtar'ın elebaşılığında kurulan uluslararası uyuşturucu madde sevkiyatı yapan suç örgütünün tespit edildiği belirtiliyor.
Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığının 20 Mayıs 2021 tarihli yazısı ve eklerine yönelik incelemeye de yer verilen iddianamede, "Rusya Federasyonu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 23 Mart 2021 ile 14 Nisan 2021 tarihleri arasında Moskova bölgesinde, Balaşıha şehrinde 370 kilo 605,93 gram eroin maddesinin ele geçirildiği, Hüsnü Coşar, Özgür Bedir ve Miroslav Angelov Asenov isimli şahısların yakalandıkları anlaşılmıştır. Rusya Federasyonu yetkili makamlarınca yapılan çalışmalarda organizasyon içerisinde İbrahim Kurtar, Sezgin Kurtar, Kamuran Kurtar, Ömer Faruk Kurtar, Uğur Kurtar, Zeki Kurtar, Fatih Bedir ve İran vatandaşı Jalal Salımı Anbi isimli şahısların da olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir." ifadelerine yer verildi.
İddianamede, örgütün temel prensibinin, yabancı ülkelerden temin edilen veya imalathanelerde üretilen uyuşturucu maddeleri piyasaya sürerek veya yurt dışına göndererek haksız kazanç elde etmek ve bu kazancı sürekli hale getirmek olduğu vurgulanıyor.
Mesajlaşma çözümlemelerine göre, örgütsel yapı içerisindeki şüphelilerin, 2020 ve 2021 yılları arasında İran'dan tedarik ettikleri uyuşturucu maddeleri, Rusya üzerinden Avrupa ülkelerine sevkini sağladıkları, uyuşturucu maddelerin birçoğunun kolluk birimlerine yakalanmadan hedeflenen ülkelere gönderildiği, satışının da bu ülkelerdeki bağlantılı şahıslar aracılığıyla yapıldığı kaydediliyor.
İddianamede, uyuşturucu maddelerin satışından elde edilen gelirlerin toplanarak "hawala" olarak bilinen sistemle döviz büroları ve kuyumcular aracılığıyla Türkiye'ye getirildiği aktarılıyor.
"Hacı" ve "Hacı Adil" lakaplarıyla bahsedilen örgüt elebaşı İbrahim Kurtar'ın uyuşturucu madde sevkiyatlarında organizasyonun başındaki kişi olduğu belirtilen iddianamede, uyuşturucunun tedarik edilmesinden başlayarak, varış noktasına ulaştırılıp satışı yapılıktan sonra suç gelirlerinin kayıt dışı yollarla Türkiye'ye transfer edilmesi anına kadar tüm sürecin Kurtar'ın kontrolünde yürütüldüğü ifade ediliyor.
Sürecin içinde rol alan tüm kişilerin gerek İbrahim Kurtar'a gerekse de Sezgin Kurtar'a sıkı sıkıya bağlı bir şekilde çalıştıkları ve örgüt üyeleri üzerinde hakimiyetinin mevcut olduğuna dikkati çekilen iddianamede, "Örgüt üyelerinin sevkiyat boyunca yaşanan tüm gelişmelerden örgüt yöneticilerini haberdar ettikleri, onların bilgisi ve onayı olmadan bir sonraki aşamaya geçmedikleri belirlenmiştir. Örgütün, başta İran olmak üzere bir çok ülkeden temin ettirdiği uyuşturucu maddeleri, başkaca ülkeler üzerinden Hollanda'ya sevkini sağladığı, Hollanda'da bulunan elemanları vasıtasıyla da uyuşturucuların satışını gerçekleştirip kazanç elde ettikten sonra da suç gelirini, hawala yöntemiyle ülkemize sokarak aklama eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmıştır." ifadeleri kullanıldı.
İddianamede, 13'ü tutuklu 41 sanığın, "uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti yapmak", "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" ile "5326 sayılı Kabahatler Kanunu'na muhalefet" suçlarından 2 yıl 4 ay ile 495 yıl arasında hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Örgüt elebaşı İbrahim Kurtar'ın ise "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak veya sağlamak" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" suçlarından 327 yıldan 495 yıla kadar hapis ve 50 milyon lira para cezasıyla cezalandırılması, örgüt elebaşı olması nedeniyle diğer şüphelilerin işlediği suçlardan da sorumlu tutulması isteniyor.