"Uluslararası Öğrenci ve Akademisyenler Sosyal Uyum Buluşması" Mersin'de başladı
Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok, "Türkiye bugün göç politikalarını dünyanın hiçbir ülkesinin gerçekleştiremediği bir kapasiteyle akılla, bilimle ve mantıkla kurguluyor, yürütüyor, yönetiyor.
Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok, "Türkiye bugün göç politikalarını dünyanın hiçbir ülkesinin gerçekleştiremediği bir kapasiteyle akılla, bilimle ve mantıkla kurguluyor, yürütüyor, yönetiyor." dedi.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) iş birliği ile düzenlenen iki gün sürecek "Uluslararası Öğrenci ve Akademisyenler Sosyal Uyum Buluşması" Mersin'de başladı.
Bir otelde düzenlenen etkinliğin açılışında konuşan Ok, göç politikalarının şekillenmesi noktasında fikirlerin açık yüreklilikle ortaya koyulması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin göç konusunda insanlık ve vicdanla hareket ettiğini belirten Ok, "Türkiye bugün göç politikalarını dünyanın hiçbir ülkesinin gerçekleştiremediği bir kapasiteyle akılla, bilimle ve mantıkla kurguluyor, yürütüyor, yönetiyor. Bu çok açık ve net. Meriç'te göçmeye çalışan insanlar demir çubuklarla dövülüp gönderiliyor. Suriyelilere çelme takılıyor, tekneler batırılıyor. Amerika sınırında yaşanan insanlık dışı dram... Bunları hep birlikte görüyoruz." diye konuştu.
Ok, Türkiye'nin farklı olarak düzenli ve düzensiz göçü, koruma kanunu çerçevesinde gayet güzel bir şekilde yönettiğini dile getirdi.
Göç yolculuğunun hiç durmayacağını aktaran Ok, şöyle devam etti:
"Göç artarak ve katlanarak devam edecek. Batı yüzyıllarca Afrika'nın güneyini hem istila etmiş hem kaynaklarını sömürmüş. Yoksulluk, kıtlık, su kaynaklarına erişimin azaldığı bir durumda, iklim göçü bir tehlike kapımızda olduğu müddetçe bu mobilizasyon durmayacaktır. Akademide belki de bir müddet sonra Avrupa ve Amerika kıtasının kuzeyinin de farklı coğrafyalara hareketleneceği, göçeceği, 2050 yılında 350 milyon insanın yerinden edileceği konuşuluyor. Biz bununla ilgili uzun vadeli politikalar geliştirmek durumundayız."
Ok, medeniyeti elinde tutanların dünyanın kalan kaynaklarını hoyratça tüketmemesi gerektiğine değinerek, "Biz 100 yıldır cumhuriyet geleneklerimizle, batının felsefesine, modernitesine, bilimine, sanatına, kültürüne ve teknolojisine hayır demiyoruz ama batının bir de insanlık ve vicdan saç ayağına oturmayan bir başka yüzü var. Orada kanlı karışık eli ve aklı var. İşte o ikinci Avrupa elini bu coğrafyadan çeksin, bu coğrafyanın zenginlikleri bu coğrafyanın çocuklarına yeter de artar." ifadesini kullandı.
Göçün kriz değil fırsat olan kısmına odaklanılması gerektiğine dikkati çeken Ok, etkin bir sınır yönetimi ve göçü kaynağında durdurarak düzensiz göçle mücadele etme azmini sonuna kadar gerçekleştireceklerini vurguladı.
"Uyum kalıcılık demek değildir"
Göçmenin adının sadece Suriyeli olmasının büyük haksızlık olduğunu anlatan Ok, şunları kaydetti:
"İnsanları ayırmamalı ve ayrıştırmamamız gerekiyor. Uyum politikaları yapılıyor diye kıyamet kopuyor. Bizim uyumdan kastımız ahenktir. Biz buna entegrasyon, asimilasyon demedik. Kendi anlam dünyamızla bir ruh verelim istedik. Uyum kalıcılık demek değildir. Uyum bir şekilde gelmiş olanlar ve günü geldiğinde gidecek olanların burada biz 'Türk medeniyetini, örfünü, kültürünü gördük ve öğrendik' diyebilmek, mutlu ve huzurlu bir şekilde geriye döndüğünde buranın elçisi olabilmenin adıdır. Kalıcı olanın da bu ülkeye katma değer üretebilmesinin adıdır. Sosyal uyum budur."
Ok, tüm dünyanın düzenli göçlerle ve vatandaşlıkla ileriye gittiğini belirterek, "Yetişmiş insan gücüne Türkiye neden vatandaşlık vermesin? Vatandaşlık dediğiniz bir aidiyet, ruh ve kimliktir. Burası için üretebilecek herkese kapı açık. Göç alıp da geriye gitmiş bir ülke yok." dedi.
Coğrafyanın ve dillerin bilinmesinin önemine değinen Ok, "İklim göçünden ve 200 milyona yakın insanın yerinden ve yurdundan kopup batıya mobilize olacağından bahsediyorum. 11 bin kişiyi botların üzerinden boğulmak üzereyken kurtarmışız. Ancak dil bilerek, anlaşarak bunları yapabiliriz." diye konuştu.
Vali Su: "Önemli olan göçü yönetebilmektir"
Mersin Valisi Ali İhsan Su ise göçün insanlığın kaçınılmaz olgusu olduğunu ifade etti.
Siyasi istikrar ve ekonomik gelişmelerle Türkiye'nin cazibe merkezi haline geldiğini kaydeden Su, "Önemli olan göçü yönetebilmektir. Ülkemizde 5 milyon civanında göçmen var ama gururla söylüyorum ki göç konusunu çok güzel yönetiyoruz. Dünyada bu konuyu en iyi şekilde idare eden, yöneten bir ülkeyiz." şeklinde konuştu.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Aydın Keskin Kadıoğlu da bu tür etkinliklerin önemli olduğunu belirterek, katılımcılara teşekkür etti.
BMMYK Uluslararası Koruma Müdür Yardımcısı Gökçe Saraydın ise dünyada yaklaşık 70 milyon insanın farklı sebeplerle yerinden yurdundan edildiğine dikkati çekti.
"Bu kişilerin yaklaşık 25 milyonunu uluslararası koruma arayışında olan mülteciler oluşmaktadır." diyen Saraydın, "25 milyonun yarısını da 18 yaş altındaki çocuklar oluşturmaktadır. Türkiye 4 milyon mülteci ve sığınmacı ile dünyada en fazla mülteciyi barındıran ülke konumundadır." ifadelerini kullandı.
Mülki erkanın yanı sıra Akdeniz Bölgesi'ndeki çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin ve uluslararası öğrencilerin katıldığı programda göçle ilgili sunumlar yapıldı, akademisyenler göç ve uyum konusunu masaya yatırdı.