Uluslararası Marmara Lisansüstü İletişim Öğrencileri Kongresi Devam Ediyor

Uluslararası Marmara Lisansüstü İletişim Öğrencileri Kongresi Devam Ediyor
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen kongrede, iletişim, medya bilişim ve dekolonizasyon temaları ele alındı. Prof. Dr. Babacan ve Prof. Dr. Aydeniz, iletişim alanındaki sorumluluklara ve dijitalleşmenin etkilerine vurgu yaptı.

Marmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi tarafından Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortaklığında, "Adil ve Etkili Bir İletişim Düzeni Arayışı: Mukavemet, Dekolonizasyon ve Enformasyon Ekosistemi" temasıyla düzenlenen "Uluslararası Marmara Lisansüstü İletişim Öğrencileri Kongresi-4" devam ediyor.

MÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emin Babacan, kongreye ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin iletişim markası olarak fakültenin hem akademik hem de sektörle ilişkilerinde yoluna vizyoner yönetim anlayışıyla devam ettiğini söyledi.

Prof. Dr. Babacan, "Biz, iletişim fakültesi öğrencilerimizin hem teorik hem pratik hem sektörel ilişkiler anlamında yeterlilikleri ve donanımlarını sağlamak adına bir yönetim mimarisi kurduk ve bunu uygulamaya çalışıyoruz. Bugün bu programda yönetim mimarimizin ve bu anlayışımızın aslında bir göstergesi. Yine bunun tamamlayıcısı bir programımız daha var. Cuma günü Kamu Diplomasisi Sempozyumu da başlayacak." diye konuştu.

Dijitalleşmenin ve dijital ekosistemin farkında bir fakülte olduklarını dile getiren Babacan, başta Anadolu Ajansı olmak üzere TRT ve diğer basın yayın organlarıyla öğrencileri buluşturacaklarını, inşa etmeye çalıştıkları yönetim mimarisinin içini doldurmaya gayret ettiklerini kaydetti.

Prof. Dr. Babacan, Anadolu Ajansının paydaşlığının, ortaklığının fakülteleri ile onun marka değerine katkı sağlamasına devam etmesini temenni ederek, "Umuyorum bundan sonra da hem eğitim öğretim faaliyetinin bir parçası olarak hem de öğrenci stajının bir parçası olarak ulusal, uluslararası etkinliklerimizde birlikte daha güzel işler yapmaya devam ederiz." ifadelerini kullandı.

Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Yusuf Ziya Gökçek, kongreyle hedeflerinin dünyada var olan işgal grubu ve buna bağlı gelişen mukavemetler ile direniş imkanları olduğunu anlattı.

Kongre kapsamında sinemayla ilgili çok fazla tebliğ olduğunu dile getiren Gökçek, "Sinema aslında 1985'de icat edilse de daha sonrasında 1940'lara kadar, üçüncü dünya dediğimiz Batı dışı coğrafyanın çok fazla içinde bulunduğu bir faaliyet değil. Bu faaliyet üçüncü dünyanın da katılmasıyla beraber aslında bir sömürgesizleşme çabasına dönüşüyor. Yani sinema bir yandan bir sömürge faaliyeti ama bir yandan da özellikle 1950'lerle birlikte sömürgeciye karşı bir faaliyet üretme biçimine dönüşüyor." dedi.

"Akademiye, medyaya düşen sorumluluklar var."

MÜ İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hediyetullah Aydeniz de medya ve iletişim düzeninin, 2. Dünya Savaşı öncesindeki gibi uluslararası krizlere benzer bir süreç yaşadığını söyledi.

Prof. Dr. Aydeniz, Filistin'de olduğu gibi yaşanan soykırımlar, etnik temizlik, benzeri küresel güçlerin yaşattığı zulümler ve sorunlara işaret ederek, şöyle devam etti:

"1980'lerde uluslararası düzeyde Birleşmiş Milletler bünyesi altında başlayan, devam eden adil ve etkili bir enformasyon ve iletişim düzeni meselesini gündeme taşıyacak bir kongre düzenliyoruz. Alt başlık da bu anlamda yine mukavemet, dekolonizasyon ve enformasyon ekosistemi... Medya bilişim sektörü, hem sömürgeciliğin doğal bir parçası, sömürgecilik faaliyetlerinin genişlemesinin bir aracı, aynı zamanda direniş alanı olarak da kullanılagelinmiş. Hem bu sektörel pratikler hem de bu alanın bilgi birikimi, akademik refleksleri noktasında da zulme uğrayanların etnik temizlik, soykırım benzeri, insanlara karşı işlenen suçlara maruz kalan toplulukların da bu düzen arayışı içerisinde adil ve eşit şekilde var olabilecekleri bir çabayı gündeme taşımak istiyoruz."

Dijitalleşmeyle beraber başlayan bir düzen sorunu olduğunu aktaran Aydeniz, "Bu aslında 70'lerin ortalarında, 80'lerde çokça gündeme geldi ve politika metinleri de oluşturuldu. 1990'lardaki iyimser havayla belli oranda bir süre unutuldu ama şu anda özellikle 7 Ekim ve sonrasında derinleşen ama 1948'den bu yana devam eden bir etnik temizlik ve soykırım faaliyetini düşündüğümüzde yakın coğrafyamızda, Filistin topraklarında, Ruanda, Bosna ve diğer topraklarda yaşanan benzer süreçler itibariyle de bizim aslında medya bilişim alanının yeniden düzenleyebilecek şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Akademiye, medyaya düşen sorumluluklar var." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA / Şaduman Türkay - Güncel
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title