Uluslararası İdlib Konferansı - AFAD Başkanı Güllüoğlu
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Türk sivil toplum kuruluşlarıyla beraber Suriye'de briket evler yapma konusunda bir kampanya başlattıklarını belirterek, "Ama son haftalarda böyle bir şansımız yok. Acilen çadırlara ve barınağa ihtiyaçları var." dedi.
Afad Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Türk sivil toplum kuruluşlarıyla beraber Suriye'de briket evler yapma konusunda bir kampanya başlattıklarını belirterek, "Ama son haftalarda böyle bir şansımız yok. Acilen çadırlara ve barınağa ihtiyaçları var." dedi.
İletişim Başkanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde "Uluslararası İdlib Konferansı" düzenlendi.
Afad Başkanı Mehmet Güllüoğlu, "İdlib'te İnsani Durum" başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, İdlib krizinin nasıl tırmandığına değindi ve Suriye'deki insani durumu anlattı.
Geçen yıl mayıs ayında Han Şeyhun'da bir saldırı meydana geldiğini hatırlatan Güllüoğlu, buradaki meskun mahala kimyasal saldırı yapıldığını, insanların kuzeye doğru kaçmaya başladığını belirtti.
Aralık ayında ise Maarat al-Numan'da bir saldırı yaşandığını ifade eden Güllüoğlu, "Burası önemli çünkü M5 yolu üzerinde yer alıyor. Bu önemli bir otoyol. Maarat al-Numan, insanların ilk kez yerinden olduğu olay bu. Son haftalarda meydana gelen Batı Halep saldırıları da var. Bu üç yer İdlib'teki son sıcak noktalar." diye konuştu.
1 Aralık'tan itibaren yaklaşık 1 milyon kişi yerinden edildi
Güllüoğlu, Suriye'deki son durumu harita üzerinden yaptığı anlatımla katılımcılara aktardı. Yerinden edilen Suriyeli vatandaşların izlediği rotaları anlatan Güllüoğlu, bir yer bombalandığında o şehrin ve etrafındaki köylerin yerinden olduğunu, çünkü rejimin "gidin" sinyalini verdiğini, bu nedenle insanların komple göç ettiğini söyledi.
Bir rakamın bir hayata karşılık geldiğini dile getiren Güllüoğlu, "Bunlar rakamlar toplamı değil. İnsan hayatından söz ediyoruz. Yüzde 81'i kadın ve çocuk. Bunlar 1 Aralık'tan itibaren 1 milyon civarında yerinden edilmiş kişi oluyor. Son 3 ayda bu insanların yüzde 44'ü ilk kez yerinden olmuş kişiler. Yüzde 50'den fazlası 2-3-4 kez yerinden olmuş kişiler. İdlibliler için ise ilk kez yerinden olma durumu yaşanıyor. " ifadelerini kullandı.
"Ön plandaki sebep çok insani, ölüm korkusu"
Yaptıkları anket çalışmasında Türkiye'deki Suriyelilere "neden Türkiye'ye geldiniz?" diye sorduklarını anlatan AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, şöyle devam etti:
"Yüzde 80'i 'ölüm korkusundan dolayı geldik' demiş. İnsanlar bu yüzden yerlerini bırakıyorlar. En önemli ön plandaki sebep çok insani, ölüm korkusu. Yüzde 53'ü evimiz yıkıldı demiş. 'Suriye içinde nerede yaşıyorsunuz' diye 1 milyon kişiye sorduk, yüzde 38'i başka bir ailenin yanında veya kiralık, idareten bir yerde yaşıyormuş. Yüzde 62'si ise kamplarda, açıkta, yıkık binalarda yaşıyorlar, evleri yok."
Suriye krizinin insani yardım aktörleri açısından çok büyük zorlukları olduğunu belirten Güllüoğlu, "Afetten sonra bir kaç hafta içinde işler düzelir. Afet bitmiştir. Ama Suriye'de böyle olmuyor. Gıda, hijyen ya da temel konularda tekrar seferber oluyoruz." dedi.
"Acilen çadırlara ve barınağa ihtiyaçları var"
Güllüoğlu, Suriye'deki mağdurlar için acilen çadırlara ve barınaklara ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları ifade etti:
"Türk sivil toplum kuruluşlarıyla beraber Suriye'de briket evler yapma konusunda bir kampanya başlattık. Ama son haftalarda böyle bir şansımız yok. Acilen çadırlara ve barınağa ihtiyaçları var.
1 milyon kişinin yaşadığı bölgede Fırat Kalkanı Harekatı yapıldı. Burada 250 bin yurt içinde yerinden edilmiş kişi yaşıyor. 7 bin insani yardım girişimi sadece AFAD'tan geçti. Zeytin Dalı Harekatı'nın yapıldığı bölgede 450 bin kişi yaşıyor. Burada daha az sayıda kamp var. Aynı zamanda AFAD olarak 3 kamp inşa ettik. 370 farklı noktada kamp var. Barış Pınarı Harekatı'nın yapıldığı yerde 360 bin kişi yaşıyor. Bahar Kalkanı Harekatı'nın yapıldığı yerde 3.8 milyon kişi yaşıyor. Türkiye'deki Suriyeli sayısı kadar. Burada 450 kamp var."
"Türkiye'nin bu krizde yaptıkları takdir edilmeli"
BM Suriye'den Sorumlu İnsani Yardım Koordinatörü Kevin Kennedy de Türkiye'nin bu krizde yaptıklarının takdir edilmesi gerektiğini, çünkü 3.5 milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını, eğitim ve sağlık hizmeti sağladığını, binlerce yaşamı kurtardığını, bu insanların insana yaraşır bir şekilde yaşamaları için uğraştığını söyledi.
Kuzeybatı Suriye'deki operasyonun çok geniş bir şekilde devam ettiğini, 1.5 milyon insana yardım ettiklerini belirten Kennedy, sadece gıda açısından Türkiye'den gelen tırların Suriye'ye iletilmesi ve 500'den fazla noktaya dağıtılmasının ciddi bir koordinasyon çabası ve para gerektirdiğini ifade etti.
Krizin etkilerinin büyüklüğü nedeniyle şu anda akıntıya karşı kürek çeker gibi olduklarını dile getiren Kennedy, "Suriye savaşının çok acı sonuçları oldu. Binlerce kişi kuzeybatı bölgede, İdlib'te yerinden oldu. Kararlılıkla çabalarımızı devam ettirdiğimizi gördünüz. Kendi gözlerinizle görmek çok farklı." dedi.
Kennedy, Türk Kızılayı'nın bölgede yaptığı sıra dışı çabaları da yerinde gördüklerini belirtti.
Sahadaki kötü koşullara da değinen Kennedy, "İnsanlar yıllardır çadırlarda yaşıyorlar. Eğitime, hizmetlere erişim, gıda gibi fırsatlardan yoksun olabiliyorlar. Yaşamlarını kazanacak paraları yok. Ailelerde tek ebeveyn kalmış. Aileler hayatlarına devam etmeye çalışıyor." diye konuştu.
Suriyelilerin artık 2., 3. kez yerlerinden edildiğini ifade eden Kennedy, "Arabanızdan, evinizden, eşyalarınızdan oluyorsunuz, çok belirsiz bir geleceğe gidiyorsunuz. Hatta bir kişi 20 kez yerinden olduğunu söylemişti. Bu çok çarpıcı." ifadesini kullandı.
Kennedy, ülke içinde yerinden olmuş insanların yarıdan fazlasının çocuk olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Hava saldırıları oluyor, ağır silahlarla saldırılıyor. Çocuklar bombalamalardan etkileniyor. İnsanlar tıbbi sorunlar yaşıyorlar. Bir kez daha Türkiye'ye teşekkür etmek istiyorum. Türkiye'nin Cilvegözü Sınır Kapısı yakınındaki hastanesi de çok önemli katkılar sağlıyor."
İnsani bakış açısından donör ülkelerden 9 yılda çok ciddi finansal destek aldıklarını, en büyük katkıyı veren ülkenin ise Türkiye olduğunu anlatan Kennedy, ihtiyaçların büyük olması nedeniyle gelecek düşünülerek hareket edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.