Uluslararası Darbe ile Mücadele Mücadele ve 15 Temmuz Sempozyumu" - Bekir Bozdağ - İstanbul
AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, "15 Temmuz, geçmişteki bu kanlı hafızayla mukayese edildiğinde gerçekten ilklerin yaşandığı bir tarih olmuştur.
AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, " 15 Temmuz, geçmişteki bu kanlı hafızayla mukayese edildiğinde gerçekten ilklerin yaşandığı bir tarih olmuştur. Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin lideri teslim olmak yerine, ölmeye ve mücadeleye karar vermiştir. FETÖ'cü teröristlerin tabiriyle ya pazarlık yapacak ya 'kaçacak' ya 'teslim olacak.' Başka yol görmüyorlar. Ama bütün herkesi şaşırtan irade ortaya kondu ve Cumhurbaşkanımız halkı meydanlara çıkarttı, milletin gücünün üstünde bir güç olmadığını, tanımadığını ifade etti ve 'ölümüne' diyerek, gerçekten ölümüne bir mücadeleyi başlattı, halkı O'na inandı ve O'nun peşinden gitti." dedi.
Bozdağ, İstanbul Üniversitesi (İÜ), Türkiye Hukuk Platformu ve Uluslararası Hukukçular Birliği tarafından, İÜ Prof. Dr. Cemil Bilsel Salonu'nda düzenlenen, "Uluslararası Darbe ile Mücadele Mücadele ve 15 Temmuz Sempozyumu"nun, "15 Temmuz Demokrasi Mücadelesi" başlıklı oturumunda, 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsü karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Binali Yıldırım'ın, milletin ortaya koyduğu iradeyi anlamak için, geçmişteki iradeleri mukayese etmek gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin geçmişinin, darbeler ve muhtıralar geçmişi olduğunu, tarihin bunun kanlı örneklerini barındırdığını dile getiren Bozdağ, bunların hepsinin Türk siyaseti ve demokrasisi bakımından utanç kaynağı olduğunu vurguladı.
Bozdağ, 1960'ta bir başbakan ve iki bakanın idam edildiğini, diğer darbelerde ve muhtıralarda da Meclis'in, hükümetin ve halkın direnmediğini hatırlatarak, "Bugünkü Meclis ile o günkü Meclis'leri, bugünkü liderle o günkü liderleri mukayese edemeyiz. 12 Eylül olduğu zaman parlamentoda hiç kimse yoktu. 28 Şubat olduğu zaman orada da kimse yoktu. Buna Sayın Çiller ve Merhum Yazıcıoğlu hariç direnme konusunda destek vermedi." diye konuştu.
AK Parti iktidar olduktan sonra 27 Nisan 2007'de e-bildiri yayınlandığını ve ilk defa Türk siyasetinin bildiriyi hazırlayıp, gönderenlerin alışkanlıklarına bir darbe vurduğunu ve 27 Nisan e-muhtırasının yırtılıp, çöpe atıldığını hatırlatan Bozdağ, "Anayasa değişikliği suretiyle geçici madde 15'i kaldırarak, darbe yapmış olanlara yargı yolunu açarak, 28 Şubat'ı, 12 Mart'ı yapanlar yargılandı ve cezalarını aldılar. Bu da hiç beklemedikleri bir tutum, bir tavır. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmetler Kanununun 35. maddesini değiştirdik." ifadelerini kullandı.
"15 Temmuz ilklerin yaşandığı bir tarih olmuştur."
Geçmiş darbelerde, darbeler karşısında siyasilerin teslim olduğunu ve her darbenin bir sonraki darbeye zemin hazırladığını dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
"Hiçbir hükümet, darbeleri engellemek için parmağını kıpırdatmadığı gibi, halk da sokağa çıkmamış, Meclis de direnmemiş, medya da böylesine bir direniş göstermemiştir. Darbeleri önlemek için de tedbir almak ve bunları hayata geçirmek yönünde adım atmamıştır. İşte 15 Temmuz, geçmişteki bu kanlı hafızayla mukayese edildiğinde gerçekten ilklerin yaşandığı bir tarih olmuştur. Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin lideri teslim olmak yerine, ölmeye ve mücadeleye karar vermiştir. FETÖ'cü teröristlerin tabiriyle ya pazarlık yapacak ya 'kaçacak' ya 'teslim olacak.' Başka yol görmüyorlar. Ama bütün herkesi şaşırtan irade ortaya kondu ve Cumhurbaşkanımız halkı meydanlara çıkarttı, milletin gücünün üstünde bir güç olmadığını, tanımadığını ifade etti ve 'ölümüne' diyerek, gerçekten ölümüne bir mücadeleyi başlattı, halkı O'na inandı ve O'nun peşinden gitti."
Bozdağ, Meclis'in açık tutulduğunu, Başbakan'ın, hükümetin, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın darbecilere direndiği, halkın çıplak elleriyle tanklara, jetlere meydan okuduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Neticede ilk defa darbeye kalkışan darbeciler, cuntacılar, FETÖ'cüler ve bu darbeyi onlara yapma emrini veren ülkeler... Tamamı orada milletin ayakları altında ezildiler ve yenildiler. Sadece FETÖ ve onun ordunun içindeki teröristleri, onlara destek veren diğer teröristler değil, onları maşa yapmak isteyen güçler de kaybetmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın çok kullandığı bir laf var, 'Lider taşın arkasına saklanırsa, halk dağın arkasına saklanır.' Eğer Türk milleti geçmişte Tayyip Erdoğan gibi önlerine düşen bir lider görseydi emin olun onun da peşinden ölümüne giderdi. Ama teslim olup, onlar ne derse gıkını çıkarmayan liderler görünce direnmedi. Ama dik duran lider olunca arkasında milleti de dik durdu ve büyük bir zafere beraber imza attılar. Tıpkı Kurtuluş Savaşı'nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün arkasında Türk milletinin yürüyerek, Anadolu'yu düşmandan kurtarması gibi milletimiz büyük bir mücadelede liderinin yanında yer almıştır."
Darbe teşebbüsünden sonra yapılan düzenlemeleri anlatan Bozdağ, yeni hükümet sistemine geçildikten sonra da yapılan yeniliklerin darbelerin tekrarlanmaması için önlemler olduğunu söyledi.
Bozdağ, Türkiye'nin geleceğinde yeni darbeler, muhtıralar olmasın diye tarihi reformların hayata geçirildiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve onun liderliğindeki Türkiye'nin ve AK Parti'nin yaptıklarını başka bir ülkede demokrasi mücadelesi, insan hakları mücadelesi veren herhangi bir siyasi lider yapmış olsaydı emin olun uluslararası örgütler, Birleşmiş Milletler, hükümetler en büyük nişanlar neyse onu Cumhurbaşkanımıza vermek için yarışa girerdi ama yapan Tayyip Erdoğan olunca, tankların önüne çıkan, jetlere meydan okuyan, demokrasiye ölümüne sahip çıkan, milletin ve devletin onurunu, insan haklarını koruyan Recep Tayyip Erdoğan olunca 'diktatör' iftiraları dillendirmekten bu iki yüzlüler vazgeçmediler, hakkı teslim etmediler. Ama varsın etmesinler, Türk halkı bu hakkı her defasında teslim etti, 24 Haziran'da da teslim etti, ben inanıyorum ki bundan sonra da teslim etmeye devam edecektir."
Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı:
"15 Temmuz, Türk halkının darbecileri ve darbecilere destek veren bütün ülkeleri yendiği gündür. Çünkü Türkiye'de yapılmış bütün darbeler, bazı ülkelerin talimatıyla onlara taşeronluk yapan, onlara itaat eden asker içindeki güçler tarafından yapıldı. Yabancı parmağı olmayan, yabancı talimatıyla hareket etmeyen hiçbir darbe ve muhtıra teşebbüsü yoktur. Sadece FETÖ'nün, onun terörist başının, teröristlerinin yenilmesi değil, onu kucağında besleyen, himaye eden ve destek veren bütün güçlerin de yenilgisi olmuştur. Türkiye'de darbe ve muhtıra rüyası görenlerin bundan sonra darbe ve muhtıraya teşebbüs ettikleri takdirde her şeyin kabusa dönüşeceğinin göstergesi olmuştur. Cumhuriyetin, demokrasinin, milli iradenin, seçilmişleri muhafazanın bu milletin esas görevi olduğunu da biz biliyoruz. Artık hiç kimse kendisini bu devletin muhafızı gibi gösterme hakkına sahip değildir. Bu devletin yegane muhafızı aziz Türk milletidir, bu 15 Temmuz'da açık, net bir şekilde kanıtlanmıştır. Cumhuriyet, demokrasi, hukukun üstünlüğü, seçilmişlere, millete iradesine saygının, toplumun ortak değeri olduğunu da artık somut bir şekilde ispatlamış olduk. Bu konudaki tekelleri de 15 Temmuz darbe girişimi yıkmıştır. 15 Temmuz, milletin yenilmezliğini yenme hesabı yapanların da nasıl yenildiğini dosta düşmana öğretmiştir."