Uluslararası Basın Enstitüsü Başkanı Mckenzıe: Buzdağının Ancak Görünen Ucuna Ulaşılabilmiştir
, ULUSLARARASI Basın Enstitüsü (IPI) Yönetim Kurulu Başkanı Alison Bethel-McKenzie, "Hrant Dink cinayetinin soruşturması hayal kırıklığına neden olur bir şekilde buzdağının ancak görünen ucuna ulaşabilmiştir."
, ULUSLARARASI Basın Enstitüsü (IPI) Yönetim Kurulu Başkanı Alison Bethel-McKenzie, "Hrant Dink cinayetinin soruşturması hayal kırıklığına neden olur bir şekilde buzdağının ancak görünen ucuna ulaşabilmiştir. Türk hükümeti bu davada adaleti sağlamaya gerçekten bağlıysa, organize suç örgütlerinin ve muhtemelen devlet yetkililerinin bu korkunç suçun işlenmesinde dahli olduğuna yönelik isnatları kapsamlı biçimde soruşturmalıdır" dedi.
IPI, Dink davası kararının medya ve siyaset yansımaları ile IPI Yönetim Kurulu Başkanı Alison Bethel-McKenzie'nin karara dair görüşlerini yaptıkları yazılı açıklama ile duyurdu. Açıklamada şöyle denildi:
"Gazeteci Hrant Dink cinayetinde Yasin Hayal müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak medya örgütleri ve diğer gözlemciler, Hayal'in ve diğer sanıkların bir terör örgütünden aldıkları talimatla harekete geçtikleri suçlamasından beraat etmesini kınadılar. Türk medyasına göre, Hrant Dink'in ailesini temsil eden avukat Fethiye Çetin kararı sert bir şekilde kınadı ve muhabirlere, mahkemenin 'En büyük şakayı en sona sakladığını' söyledi. Çetin'e göre karar, 'devletin siyasi cinayet geleneği'ni olduğu gibi yerinde bıraktı. Mahkemenin organize suçla devlet yetkilileri arasında bağ olduğu iddialarını soruşturmadığı yönünde eleştiriler var. Dink cinayetinde yetkililerin dahli olduğu iddiaları, Agos Gazetesi'nin eski genel yayın yönetmeninin 2007 Ocak ayından öldürülüşünden bu yana hep gündemde kaldı. Dink, Türk- Ermeni ilişkilerinin geliştirilmesinin tanınmış bir savunucusu olmuş ve Türk milliyetçilerinin öfkesini çekmişti. Suçun işlendiği dönemde reşit olmayan aşırı milliyetçi tetikçi Ogün Samast, Temmuz ayında 23 yıl hapse çarptırılsa da, Dink'in arkadaşları hep daha geniş çaplı bir komplodan şüphelendiler. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, televizyonda yayınlanan açıklamasında kararın yarattığı tepkilerin farkında olduğunu belirtir bir şekilde kendisinin 'Vicdanları rahat etmemiş ve tatmin olmamışların yanında' yer aldığını söyledi. Arınç geçmişte de basın özgürlüğünü destekleyen açıklamalar yapmış, hapisteki gazetecilerin uzun tutukluluk sürelerini sorgulamış ve terörle mücadele yasalarının medyayı bastırmakta kullanılmasını eleştirmişti. Adalet Bakanı kararı yorumlamaktan kaçınsa da davanın sona ermediğini belirterek temyiz sürecine dikkat çekti. IPI Yönetim Kurulu Üyesi ve IPI Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Ferai Tınç da kararı eleştirdi. Tınç, 'Yaklaşık 100 gazeteci terör örgütlerine üyelik suçlamasıyla hala hapisteyken, mahkemenin Hrant Dink cinayetiyle herhangi bir örgüt arasında bağ bulamamasına çok şaşırdık' dedi. Tınç, 'Bu çok olumsuz bir hezeyandır ve çıkan sonuç gazeteciler ve basın özgürlüğü destekçileri açısından büyük bir hayal kırıklığıdır' dedi. IPI Yönetim Kurulu Başkanı Alison Bethel- McKenzie de Tınç'ı destekleyerek, 'Hrant Dink cinayetinin soruşturması hayal kırıklığına neden olur bir şekilde buzdağının ancak görünen ucuna ulaşabilmiştir. Türk hükümeti bu davada adaleti sağlamaya gerçekten bağlıysa, organize suç örgütlerinin ve muhtemelen devlet yetkililerinin bu korkunç suçun işlenmesinde dahli olduğuna yönelik isnatları kapsamlı biçimde soruşturmalıdır' dedi. 100'e yakın gazetecinin demir parmaklıklar ardında olduğu Türkiye, basın özgürlüğü açısından dünyanın en kötü sicillerinden birine sahip. Hapisteki gazeteciler arasında, Türk hükümetinin Dink cinayetini ele alışını sorgulayan bir kitap da yazan IPI Dünya Basın Özgürlüğü Kahramanı Nedim Şener de var."
(SS)