Uluslararası Balkan Sempozyumu'na "Barış" Damgasını Vurdu
hoşgörü ve huzurun tekrar sağlanması ve kalıcı barışın tesis edilmesi için yapılması gerekenler tartışıldı.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın katılımıyla cuma günü başlayan ve 3 gün süren uluslararası balkan savaşları sempozyumu'nun kapanış gününde Balkanlar'da sevgi,
hoşgörü ve huzurun tekrar sağlanması ve kalıcı barışın tesis edilmesi için yapılması gerekenler tartışıldı. Sonuç bildirgesini açıklayan Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç, "78 bilim insanı ve kanaat önderinin 3 gün boyunca konuştuğu oturumlarda, öne çıkan konu başlıkları; savaş, göç, acı çerçevesinde oluşan kolektif hafıza ve bunların kurucu unsuru olduğu ulusal veya dini kimlikler, güncel siyasi, kültürel, toplumsal tavır alışlar oldu" dedi.
Grand Cevahir Hotel Kongre Sarayı'nda gerçekleşen sempozyumun son gününde savaşa tanıklık edenlerin yakınları yaşanan acı hatıraları aktardı. Süleyman Gündüz'ün yönettiği 13. oturumda 99 yaşındaki Ali Doğukan, Rıza Abazoğlu ve Macit Cantürk büyüklerinden dinledikleri acı hatıraları aktardı. İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge'nin Başkanlık ettiği 14. oturumda da Edirne Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu, İstanbul eski Milletvekili Hüseyin Kansu ile tarihçi Yıldırım Ağanoğlu konuşmacı olarak katıldı.
ÇAĞIRICI: "SAVAŞIN 100. YILINDA BARIŞI KONUŞTUK"
Sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı; Başta AB Bakanımız Sayın Egemen Bağış olmak üzere sempozyumu katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Burada 3 gün boyunca 80 bilim insanı Balkan Savaşlarını ve Savaş sonrası yaşananları paylaştılar. Çok önemli tespitleri dinledik. Savaşın 100. Yılında Barışı konuştuk. Dünyada korku imparatorluğu kuranların teker teker yıkıldığına şahit oluyoruz. Tarih boyunca korku, zulüm hiçbir zaman ebedi olmadı, olamayacaktır… Bu Sempozyumun düzenlenmesinde çok büyük emekleri olan Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Mustafa Aykaç'a ve Bağcılar Rumeli Balkan Trakya Platformu'na ayrıca teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
AYKAÇ: "AMACIMIZA ULAŞTIK"
Başkan Çağırıcı'nın ardından Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç, Sonuç Bildirgesini açıkladı. Prof. Dr. Aykaç, 78 bilim insanı ve kanaat önderinin parelel olarak gerçekleştirdiği oturumlarda, öne çıkan konu başlıklarının savaş, göç, acı çerçevesinde oluşan kolektif hafıza ve bunların kurucu unsuru olduğu ulusal veya dini kimlikler; güncel siyasi, kültürel, toplumsal tavır alışlar olduğunu ifade ederek şöyle devam etti;
"Bugün şu bilinçle yaşıyoruz: Tarihi unutuyoruz, ancak tarihe takılıp kalmıyoruz, bugünü yaşıyoruz ve geleceği yaşayacağız. Bu sempozyum hem bu savaşlardan sonra 100 yıl gibi uzun bir süre geçtiği için ve hem de Balkanlar'da genel anlamda bir barış ve istikrar, normalleşme dönemine girildiğinden aynı zamanda da Türkiye'nin tarihi misyonunun farkına varması ve Balkanlar'ın önemine inanarak ellerini bu bölgeye uzatmaya başlaması sebebiyle bundan sonra barış, kardeşlik, huzur, istikrar ve refahı Balkanlar'da nasıl kurabiliriz, nasıl kalıcı hale getirebiliriz sorularının cevaplarının aranması gereken dönemdeyiz. Bundan sonraki dönemi bu doğrultuda her türlü çalışmaların, faaliyetlerin gündeme gelmesi gerekir. Aynı zamanda geleceğin, barış, istikrar, kardeşlik ve refah temelleri üzerinde inşa edilmesini savunurken ve desteklerken bugün, Balkanlar'da bu hedeflerin gerçekleşmesinin önündeki engellere, temel problem alanlarına ve risk faktörlerine
de işaret etmek ve bunları analiz etmek bu sempozyumun gayelerinden biridir."
Aykaç, savaşın 100. Yılında, Balkan coğrafyasında toplumsal, kültürel ve siyasal barışın imkanı üzerinde durulduğunu kaydederek,
"Toplumsal hafızamızda "facia" kelimesinin ifade ettiği dehşetle özdeşleşen Balkan Savaşlarını, 100. Yılında barış ekseninde konuşmak bir paradoks değil bir zorunluluktur. Bu paralelde sempozyum boyunca Balkan Savaşlarında taraf olan ülkelerin akademisyenleri olarak bu savaşları farklı perspektiflerle, tarihsel bilinçlerle ele alırken aslında güncel duruma da ışık tuttuk. Sempozyumda öne çıkan konu başlıkları savaş, göç, acı çerçevesinde oluşan kolektif hafıza ve bunların kurucu unsuru olduğu ulusal veya dini kimlikler; güncel siyasi, kültürel, toplumsal tavır alışlar oldu." dedi.
Prof. Dr. Aykaç, bu sempozyumda ortaya çıkan somut önerileri şöyle sıraladı:
Balkanlar'da ortak insanlık tarihi algısı oluşturmak ve daha adil bir dünyanın imkanını düşlemek için ülkelerinin yönetiminde söz sahibi olan siyaset adamlarına bu açıdan önemli görevler düşmektedir. Bu görevlerden en önemlisi siyaset adamlarının bölgedeki dini sorunların çözümünde aktif rol almaları ya da bu sorunların tartışılacağı platformları oluşturması gerekmektedir. Kalıcı barış ve istikrar için, bölgesel ekonomik işbirliği mutlaka ve mutlaka siyasal belirleyiciler tarafından gündeme alınmalıdır.
Balkan Savaşları öncesi, esnası ve sonrasında yaşanan travmalar bölgedeki halkların ulusal kimliklerinde telafisi güç yaralar oluşturmuştur. Bu travmaları yok saymak en başta bu acıyı yaşayan insanlara saygısızlık olacaktır.
-Ancak bu travmaları sürekli kılmak, ulusal kimliklerin ayrılmaz bir parçası haline getirmek mevcut anlaşmazlıkların ve çatışmaların, en iyi ihtimalle, ötelenmesine veya biçim değiştirmesine sebep olacaktır. Kalıcı barış ve istikrar için yaşanan acıları yok saymadan, bölge devletlerinin barış ve istikrar içinde yaşayacağı ortak bir gelecek tasavvurunun ve bilincinin oluşması gerekmektedir.
Bu tasavvurun ve bilincin oluşması, eylem sahasında görünür hale gelmesi için, bu sempozyumda gerçekleştiği gibi bölge ülkelerinden entelektüellerin bir araya gelerek çeşitli konuları müzakere etmeleri önemli bir adım olacaktır.
Bu açıdan bölgedeki ülkeler arasında kültürel ilişkileri ve etkileşimleri artıracak çok sayıda yeni faaliyetin hayata geçirilmesi gerekmektedir:
Yerel yönetimler arasında ilişki ve işbirliğinin artırılması
-Kardeş belediye uygulamasının özellikle Balkanlar'da yaygınlaştırılması
-STK'lar arasında ilişki ve işbirliğinin sağlanması
Her alandaki ilişkileri yakından ilgilendiren vize, vergi ve gümrük gibi sorunların çözülmesi
TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kuruluşlara ilaveten TÜSİAD, TOBB, TESK, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, MÜSİAD, İGİAD gibi kuruluşların toplantılar yapması, fuarlar açması, yatırımlar yapması ve ofisler açması
Balkanlara yönelik olarak yapılacak çalışmaların tanıtımını sağlamak üzere medyanın aktif bir biçimde sürece dahil edilmesi
-Elveda Rumeli vb. televizyon, sinema yapımlarının yaygınlaştırılması ve desteklenmesi
Karşılıklı olarak gerçekleştirecek kültür ve tarih gezileri Balkan Dernekleri, Federasyonları ve Platformlarına da önemli görevler düşüyor. Yurtlar açmaları, burslar tahsis etmeleri, tarih ve kültür gezileri yapmaları, Balkan ülkelerindeki tarihi eserleri restore etmeleri, yeniden yapma ve yaşatma kampanyaları düzenlemeleri…
Ayrıca;
Sergi, konferans, panel, sempozyum, fuar vb. etkinlikler düzenlenmesi
Üniversiteler arasında öğrenci ve akademisyen değişimi
Balkan ülkelerinden gelerek Türkiye'de öğrenim görmek isteyen öğrencilere Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Genel Müdürlüğü ve Diyanet Vakfı tarafından burslar verilmesi
Üniversiteler arasında ortak eğitim programları ve ortak projeler düzenlemek
Balkan savaşlarıyla ve balkanlarla ilgili araştırma yapacak yeni merkez ve enstitülerin kurulması, var olanların güçlendirilmesi
Balkan savaşlarıyla ve balkanlarla ilgili yüksek lisans ve doktora tezlerinin desteklenmesi
Balkan savaşlarıyla ilgili yapılacak araştırmaların yer alacağı akademik ve popüler dergilerin yayımlanması
Ders kitaplarında veya popüler tarih bilincini oluşturan yayınlarda karşılıklı düşmanlıkları ve ön yargıları körükleyecek ifade, çarpıtma ve anlatıların gözden geçirilmesi, pozitif yönde düzeltilmesi
Balkan tarihi hakkında farklı ülkelerin arşivleri kullanılarak ortak araştırma projeleri gerçekleştirilmeli ve daha derinlikli ve bütünlüklü araştırmalar, yayınlar ve bilimsel toplantılar yapılması gerekmektedir. - İSTANBUL