Ukrayna'nın Moşçun köyü sakinleri Rusların yaptığı yıkımı dünyanın görmesini istiyor
Ukrayna'nın Moşçun köyünde yaşayanlar, Rus ordusunun yaptığı yıkımı dünyanın görmesi gerektiği konusunda hemfikir.
Ukrayna'nın Moşçun köyünde yaşayanlar, Rus ordusunun yaptığı yıkımı dünyanın görmesi gerektiği konusunda hemfikir.
Ukrayna'nın başkent Kiev bölgesinde bulunan Moşçun köyü, Rusya ile Ukrayna arasında 24 Şubat'ta başlayan savaşın ilk günlerinde Hostomel ve İrpin'e giden yol üzerinde bulunması nedeniyle çatışmaların şiddetli yaşandığı yerlerden biri oldu.
Kiev'in merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki köy, başta Rus askeri güçleri tarafından ele geçirilse de bir süre sonra Ukrayna ordusunca üzerinde yeniden kontrol sağlandı.
İki aydan fazla süredir devam eden savaşın en derin izlerinin görüldüğü Moşçun köyü, insani krizin eşiğine geldi. Köydeki evlerin yüzde 80'i hasar gördü.
Savaş öncesi 1000'den fazla nüfusa sahip Moşçun'da sakinler, savaşta yaşadıkları anları ve mevcut durumu AA muhabirine anlattı.
Soy ismini vermek istemeyen Moşçun sakini Galina, çatışmalar sonrası evine dönerek temizlik ve tadilata başladı.
Galina, Rus ordusunun saldırdığı gün havada helikopterleri gördüklerini, ancak bunun bir tatbikat olduğunu düşündüklerini söyledi.
Saldırılar başlayınca eşiyle kaçmak zorunda kaldıklarını belirten Galina, "Döndüğümüzde evim bombalanmıştı. Hasar gören tavanı nasıl tamir edeceğimi bilemiyorum bile. Yardımcı olacak gençler de köyde kalmadı. Yan komşumuz var ancak o da evini temizlemek ve ahırda ölen hayvanların cesetlerini gömmekle uğraşıyor. Saldırılarda sağlam kalan eşyalarımızı da evimiz tamir edilene kadar paketlere yerleştiriyorum." dedi.
Galina, evinden birçok eşyanın çalındığını anlatarak "Köyde yaşayan bir yaşlı çift, 120 bin Hrivne biriktirerek denize gitmek istiyordu. Son istekleri buydu. Ancak bu paralar çalındı. Köydeki evlerden eşya ile elbiseler de çalındı. Patates ve kışlık için hazırlanan malzemeleri de götürmüşler." diye konuştu.
Moşçun'da yaşananların görülmesi ve dünyaya duyurulması gerektiğini vurgulayan Galina, "Bizde çok yoğun ve korkunç çatışmalar yaşandı. Köyde saldırıya uğramayan ev kalmadı. Hostomel, Buça ve İrpin işgal altındaydı ama köyümüzün işgal altında olduğunu gören yok. Herkes bu kentleri konuşuyor. Aslında tüm dünyanın köyümüzdeki vaziyeti görmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Çok sayıda sivil, saldırılar esnasında öldürüldü"
Moşçun sakinlerinden Valentin ise evsiz kaldığını belirterek "Evimin tamamı bombalandı. Şimdilik komşumun sağlam kalan evinde kalıyorum. Çünkü kendisi saldırılarda hayatını kaybetti." dedi.
Çok sayıda sivilin saldırılar esnasında öldürüldüğünü anlatan Valentin, "Burasını ilk önce karadan, sonra da havadan taradılar. Köydeki evlerin neredeyse tamamı bombalandı. Bazı köylüleri nedensiz öldürdüler. Rus ordusunun karargahı da yakınlarda idi. Bizimkiler buraya girdiğinde Rus askerleri kaçmak zorunda kaldı." diye konuştu.
"Kalacak yerim bile yok"
Burada yaşayan Andrey de saldırılar başladığında köyü terk etmediğini ve köylülere yardımcı olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Savaş başladığında köylüleri arabamla güvenli bölgelere götürdüm. Saldırılar sona erdiğinde de cesetleri taşıdım. Var olan paramı hep buna harcadım. Şimdi ise kalacağım yerim bile yok."
Köyde hareket edemeyen yaşlı kadın ve erkeklerin olduğuna dikkati çeken Andrey, bunların saldırılar esnasında, evlerdeki mahzenlerde saklandığını söyledi.
Andrey, "Çatışmalar sona erdikten sonra cesetler iki haftaya kadar toprağa verilmedi. Çünkü bölge merkezinden izin alamıyorduk. Merkezde yoğunluk vardı. Ambulans, polis herkes yoğundu." diye konuştu.
"Köye ilk geldiğimde kaos vardı"
Gönüllülerden İrina Yablunovska ise Moşçun köyü sakinlerine destek vermeye çalıştığını ve insani yardım dağıttığını söyledi.
Köyün "zor" durumda olduğunu belirten Yablunovska, şöyle konuştu:
"Köye ilk geldiğimde kaos vardı. Burada insan bile göremedik. İlk gelişimden sonra gecelerce uyuyamadım, ağladım. Burası filmlerden korkunç bir sahne gibiydi. Kendim Kiev'de yaşıyorum, evim var ve hayattayım. Ancak burada evsiz kalan insanların ne şekilde yaşayacağını tahmin edemiyorum bile. Çünkü evlerin neredeyse tamamı bombalanmış durumda."
Yablunovska, "Buça ve İrpin çok konuşuluyor ama bu köy unutulmuş vaziyette. Aslında herkesin bu köyü görmesi gerekiyor. Bu nedenle köye sürekli geliyoruz ve tıbbi, gıda ve eşya malzemeleri dağıtıyoruz." ifadelerini kullandı.