TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Gaziantep'te dondan etkilenen bahçeleri inceledi

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Gaziantep'te dondan etkilenen bahçeleri inceledi TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Mart ayında da yağışlar yetersizdi" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (Bayraktar) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Afetler toplumun tüm kesimlerini etkiliyor olsa da, özellikle tarım kesimi...
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Gaziantep'te dondan etkilenen bahçeleri inceledi
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Mart ayında da yağışlar yetersizdi"
GAZİANTEP - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (Bayraktar) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Afetler toplumun tüm kesimlerini etkiliyor olsa da, özellikle tarım kesimi bu durumdan çok daha ağır şekilde etkileniyor" dedi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ve beraberindeki heyet Gaziantep'te zirai dondan etkilenen bahçelerde incelemelerde bulundu. Şehitkamil ilçesindeki Antep fıstığı ve zeytin üreticileri ile vatandaşlarla buluşan Bayraktar, zirai donun birçok üründe verim kaybının yaşanacağını söyledi.
"Son yıllarda doğal afetlerin sayısında ciddi bir artış gözlemleniyor"
Son yıllarda doğal afetlerin sayısının arttığını söyleyen Bayraktar, "Afetler artmaya devam ediyor. Özellikle son yıllarda doğal afetlerin sayısında ciddi bir artış gözlemleniyor. 2014 yılında yaklaşık 500 olan afet sayısı, 2024 yılında bin 257'ye ulaştı. Görünen o ki, 2025 yılında da bu sayı artmaya devam edecek. Afetler toplumun tüm kesimlerini etkiliyor olsa da, özellikle tarım kesimi bu durumdan çok daha ağır şekilde etkileniyor. Tarımsal üretim, bitkisel üretim, meyvecilik bu afetlerden zarar görüyor ve üreticiler mağdur oluyor. İklimsel değişimlerin etkisiyle mevsimsel kaymalar artık daha sık yaşanıyor. Ocak ayından itibaren ciddi bir kuraklıkla karşı karşıyayız. Beklenen yağışlar ve kar gelmedi. Oysa kar, hem yer altı sularının beslenmesi hem de barajların dolması açısından büyük önem taşıyor. Ocak ve Şubat aylarında yağış olmayınca, üstüne bir de don olayları yaşandı. Özellikle Kilis, Adana ve Hatay gibi illerimizde yaşanan don olayları, birçok meyve bahçesinde ciddi zararlara yol açtı" dedi.
"Mart ayında da yağışlar yetersizdi"
Bayraktar, "Mart ayında da yağışlar yetersizdi. Ancak Nisan ayının başında gelen yağışlar buğday üretimi açısından umut vericiydi. Fakat ardından kar yağdı ve hemen sonrasında don olayları tekrarlandı. Bu noktada sadece afetlerin sayısı değil, şiddeti de artmaya başladı. Sıcaklıkların -15 ila -20 derecelere kadar düşmesi, alınan tüm önlemlere rağmen bitkilerde ciddi zararlara neden oldu. Antep bölgesi de bu afetten olumsuz etkilendi. Özellikle fıstık, üzüm ve ceviz bahçelerinde büyük kayıplar yaşandı. Böylesine büyük bir afeti daha önce ne biz gördük, ne de yaşlı çiftçilerimiz hatırlıyor. Bu nedenle bu afeti, tarihimizin en büyük tarımsal afetlerinden biri olarak değerlendirmek mümkün. Bu ölçekteki bir afetten sonra çiftçilerimizin haklı olarak bazı beklentileri oluştu. Çiftçiler üretime devam etmek, tarlada kalmak istiyor. Çünkü bildikleri ve yapabildikleri tek iş bu. Bu nedenle, çiftçilerimizin bu mesleğe devam edebilmesi için gerekli desteğin sağlanması şart" ifadelerini kullandı.
"Ek önlemlere ve ilave desteklere ihtiyaç var"
Çiftçiye desteğin önemine dikkat çeken Bayraktar, "Bakanlık tarafından yapılan zarar tespit çalışmaları doğrultusunda çiftçilerimize bir miktar nakit desteği verileceği açıklandı. Bu olumlu bir gelişme. Ancak afetin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bu desteğin yeterli olmayacağı açık. Ek önlemlere ve ilave desteklere ihtiyaç var. Bu yıl çiftçimiz para kazanamayacağı için bankalara olan borçlarını ödeyemeyecek. Bu nedenle banka borçlarının mutlaka yapılandırılması gerekiyor. Çiftçilerimiz her gittiğimiz yerde bunu bizden talep ediyor. Haklı olarak 'Bana bir can suyu verin. Üretime devam edebilmem için tarlada kalmamı sağlayın,' diyorlar. 'Bu ülkenin gıda güvenliğini sağlamak istiyorsanız, sürdürülebilir üretim istiyorsanız, beni tarlada tutmanız gerekiyor,' diyorlar. Ancak para kazanamayacakları için ne tarlaya bakabilecekler ne de borçlarını ödeyebilecekler. Bu noktada çiftçimizin sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından karşılanması bile onları üretimde tutmak açısından önemli bir destek olacaktır. Aksi halde göç etmek zorunda kalıyorlar ve gittikleri yerlerde de sadece asgari ücretle çalışabiliyorlar. Ayrıca kuraklık halen birçok bölgede etkili olmaya devam ediyor ve bu durum önümüzdeki dönemde de sürecek. Kuraklık, tarımsal üretimin önündeki en büyük tehditlerden biri. Bu nedenle çiftçiler daha fazla suya ve elektriğe ihtiyaç duyacak. Ancak sulama ücretlerinin çok yüksek olduğunu ve bu konuda indirim beklediklerini dile getiriyorlar. Elektrik fiyatlarındaki artış da çiftçilerin en büyük gider kalemlerinden biri haline geldi. Bu alanda da destek bekleniyor. Bu taleplerin bir kısmını Cumhurbaşkanımıza ve ilgili bakanlarımıza ilettik. Sahadaki ziyaretlerimiz devam ediyor. Ayrıca 2B arazileriyle ilgili bazı sorunlar ve ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtları eksik olan üreticilerimizle ilgili problemler de mevcut. Bunları da Ankara'da çözmek için çalışıyoruz" diye konuştu.