Turqualıty Ödemelerindeki Gecikmeler Bitecek
Küresel pazarlarda Türkiye kökenli markaları tanıtmak üzere mağazalar açanlara yönelik desteklerdeki aksamalar konusunda iyi haber geldi.
Küresel pazarlarda Türkiye kökenli markaları tanıtmak üzere mağazalar açanlara yönelik desteklerdeki aksamalar konusunda iyi haber geldi. İhracat Genel Müdür Vekili Yavuz Özutku, Turquality sistemi altında verilen desteklerdeki aksamaların giderileceğini ve ödemelerin gecikmeyeceğini söyledi.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Soysal Danışmanlık ile "Yurtdışı Açılımı Toplantıları"nın üçüncüsünü düzenledi. Toplantıda konuşan Özutku, yurtdışına açılım yolculuğuna yeni çıkacak olan ve halen bu yolculukta ilerleyen markalar için Turquality'nin son derece önemli bir proje olduğunu vurgulayarak, halen 105 firmanın Turquality, 53 firmanın da marka destek programında yer aldığını söyledi. Türkiye'nin ekonomisinin Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma ile üst sıralara çıkacağını vurgulayan Özutku şöyle devam etti:
"Türkiye'nin ileriye gitmek için çok fazla bir seçeneği yoktur. Bu nedenle markalaşmaya büyük önem veriyoruz. Markalardan aldığımız geri dönüşlerle Turquality'i geliştirdik. Türk markalarının dünyaya açılmasında önemli bir misyon üstlendik. Markasını küresel bir oyuncu olarak görmek isteyen herkesi aramıza bekliyoruz. Bununla birlikte bugün geldiğimiz noktada Turquality ödemelerinde gecikmeler yaşıyoruz. Gecikmiş desteğin destek olmadığını biliyoruz. Bu nedenle otomasyon sistemimizde ve ihracatçı birliklerindeki uygulamalarda bir dizi yenilikler gerçekleştiriyoruz. Yazılım firmamıza 5 saniye kuralı getirdik. Desteklerle ilgili verilerin 5 saniye içinde girilmesini sağlayacak bir alt yapı oluşturmasını istedik. Tüm bunlar bir bütün olarak hayata geçtiğinde firmalarımız hak ettikleri destek ödemelerini çok daha kısa zamanda alabilecekler."
"HEDEFİMİZ BM'YE ÜYE 193 ÜLKEDE VAR OLMAK"
BMD Başkanı Hüseyin Doğan da yaptığı konuşmada, "Birleşmiş Milletler'e üye 193 ülkenin her birinde en az bir Türk markasının mağaza açmasını sağlamak" hedefiyle yola çıktıklarını vurguladı. Hüseyin Doğan, sadece yakın coğrafyanın değil, Amerika'dan Uzakdoğu'ya kadar tüm ülkeleri Türk markaları açısından hedef pazar olarak gördüklerini belirterek, şunları söyledi:
"Uluslararası faaliyetlerimizle, markalı ekonomiye dönüşüm strateji çerçevesinde, ülkemizin daha fazla katma değer elde edebileceği ürünler üretip daha fazla markalı ihracat yapabileceği bir konuma erişmesini sağlamayı amaçlıyoruz. 2013'ün sonuna doğru BMD üyesi markalarımızın yurtdışında sahip olduğu 3 bine yakın mağazayı, markalı ekonomiye dönüşüm sonucunda, 2023 yılında 20 bine çıkarabileceğimize inanıyoruz. Türkiye'de modern perakende pazarın payı 2005 yılında yüzde 30 iken bu oran 2012 yılında yüzde 44'e yükseldi. Türkiye'de marka ekonomisini, yani modern perakende pazarın payını 2030 yılında yüzde 85'e çıkarmayı hedefliyoruz. Markalı ekonomiye geçişle birlikte büyümeye sağlanacak katkıları şöyle özetleyebiliriz; katma değer yaratan markalı yurtiçi satışlar 2030 yılında 340 milyar dolara ulaşacak, markalı ihracat, 2030 yılında 30 milyar dolara çıkacak, markalı ihracattan doğan katma değer de 12 milyar dolar olacak. Böylece, yaratılan ek katma değer ile ekonomik büyümeye her yıl 1 puan katkı sağlayarak 2030 yılında milli gelirimizi 2.75 trilyon dolara, kişi başı gelirimizi ise 30 bin dolara yükseltebileceğiz. Moda ve hazır giyim sektörü bu hedef için önemli bir yeri alacaktır. Aslında bugün, Türk markaları sadece Türkiye'de değil, uluslararası alanda dünya markalarıyla rekabet edebilecek know-how'a ve deneyime sahipler. Bu know-how ve deneyime ek olarak, Türk markalarının temel stratejisi, uluslararası düzeyde yüksek rekabetçi yapılarıyla dünyanın önde gelen yabancı markaları karşısında avantajlı konumlarını koruyabilmek olmalı."
"SIRADA KAZAKİSTAN VAR"
BMD Yönetim Kurulu Üyesi ve Yurt Dışı İlişkiler Komitesi Başkanı Cüneyt Yavuz ise Türk marklarının sadece bir ürünü değil, genel anlamıyla, 'Türkiye' markasını temsil ettiklerini belirterek, mağaza açtıkları, pazar araştırması yaptıkları, ticaret heyeti düzenledikleri her ülkede, güçlü Türk markası algısını yerleştirdiklerini söyledi. Yurt dışı açılımı toplantılarında bugüne kadar Irak, Çin ve Ortadoğu pazarını incelediklerini, Dubai ve Abu Dabi'ye ticaret turu düzenlediklerini hatırlatan Yavuz, "Bir diğer ticaret turunu da 1-5 Eylül tarihleri arasında Kazakistan'a gerçekleştireceğiz. Almati ve Astana'nın ziyaret edileceği bu ticaret turunu da Kazakistan'daki önemli yatırımcılarla ve franchise gruplarıyla bir araya geleceğiz; yine önde gelen AVM'leri ziyaret edeceğiz, Türkiye'nin Kazakistan'daki temsilcileriyle toplantılar yapacağız" dedi.
"YURTDIŞINA AÇILIRKEN DOĞRU BİLDİĞİMİZ 7 YANLIŞ"
Deloitte Türkiye ortağı Özgür Yalta, "Yurtdışına Açılırken Doğru Bilinen 7 Yanlışı" örneklerle paylaştı. Gelişmekte olan ülkelerin yükselişinin devam ettiğini, ve tüm dünyada bin doların altında gelire sahip olanların sayısının düşeceğini bildiren Yalta, bunu perakende sektörü açısından önemli ve olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Yalta, dünyadaki 50 şehrin, toplam dünya nüfusunun yüzde 5'ini barındırdığını vurgulayarak, pek çok markanın büyüme stratejisine almadığı bu şehirlerin önemli fırsatlar barındırdığını kaydetti. Finansal açıdan zayıflayan batılı markaları almanın her zaman doğru bir tercih olmayabileceğine değinen Yalta, alınacak markanın firmaya ne katacağının iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Yalta, yurtdışına açılımda hedef ülkelerin belirlenmesi ve yurtdışı operasyonlarda hayat kurtaracak, 7 yanlışı şöyle özetledi:
"Globalleşme devri, belirli bir olgunluğa ulaştı, bundan sonra seyir daha yavaş olacak. Gelişmiş olan pazarlarda yeni marka olarak girmek imkansız. Bir veya birkaç mağaza açıp, pazarı öğrenip, sonra stratejime karar vereyim. Fiyat, ürün, iletişim ve konumlandırmada, global standardizasyon yakalamalıyım. Yurtdışında 'E-Ticaret', şu an düşünmem gereken öncelikli konu değil. Yurtdışı açılım için en büyük eksiğimiz, finansman. Yerel ortak ile başarı için iyi ortak bulmak her şeyi çözer."
İRAN TÜRK MARKALARINI BEKLİYOR
Maad Retail Tahran kurucu ve CEO'su Ali Amiri ise bölgenin demografik ve ekonomik değerlendirilmesini yaparak Türk markalarıyla İran'da yatırım yapmanın inceliklerini paylaştı. 78 milyon nüfusa sahip İran'da inşaat ve proje aşamasında olan ve 15 bin metrekarenin üzerinde 100 alışveriş merkezi bulunduğuna dikkat çeken Ali Amiri, Türk markalarının İran'daki bilinirliğinin ve prestijinin çok yüksek olduğunu vurgulayarak, nüfusunun yüzde 35'i üniversite mezunu olan İran pazarının, ciddi fırsatlar sunduğunu dile getirdi.
Türk markaları için İran'a uygun iş modellerinden yerel ortak seçimine, şirket kurma prosedürlerinden vergilere kadar pek çok bilgiyi Türk markalarının yöneticileriyle paylaşan Amiri, İran'ın özellikle batı bölgelerindeki şehirlerin yatırım için uygun olduğunu söyledi.
(OSS) - İsatnbul