Türkiye'yi Küresel Enerjide Önemli Rol Bekliyor"
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nca (SETA) hazırlanan "Türkiye'nin Milli Enerji ve Maden Politikası" başlıklı analizinde, küresel enerji oyununda önemli bir rol alması beklenen Türkiye'nin, sadece transfer sağlayan değil, aynı zamanda fiyat belirleyen bir ülke olma...
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nca (SETA) hazırlanan " Türkiye'nin Milli Enerji ve Maden Politikası" başlıklı analizinde, küresel enerji oyununda önemli bir rol alması beklenen Türkiye'nin, sadece transfer sağlayan değil, aynı zamanda fiyat belirleyen bir ülke olma özelliği kazanacağı öngörüldü.
SETA'dan Erdal Tanas Karagöl, İsmail Kavaz, Salihe Kaya ile Büşra Zeynep Özdemir tarafından kaleme alınan analizde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan "Milli Enerji
ve Maden Politikası" ile Türkiye'nin enerji konusundaki
kararlılığını bir kez daha ortaya koyduğu vurgulandı.
Bu politikanın Türkiye'nin enerjide "arz güvenliği", "yerlileştirme" ve "öngörülebilir piyasa" hedeflerini gerçekleştirmeye yöneldiği belirtilen analizde, böylece enerji odaklı cari açığın, maliyetlerin ve dışa bağımlılığın azaltılmasının hedeflendiği kaydedildi.
Türkiye'nin aynı zamanda enerji arz ve talep eden ülkelerin geçiş güzergahında bulunduğuna değinilen analizde, Milli Enerji ve Maden Politikası'ndaki hedeflere ulaşılması durumunda ülkenin sahip olduğu konumun avantajlarını fırsata çevirebileceğine işaret edildi.
Analizde, "Bu politikalarla birlikte Türkiye'yi önümüzdeki dönemlerde küresel enerji oyununda önemli bir rol bekliyor. Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) ve Türk Akım projeleri bu açıdan son derece önem arz ediyor. Buna paralel olarak tam anlamıyla etkin çalışan enerji piyasalarıyla birlikte Türkiye sadece enerji transferi sağlayan bir ülke değil aynı zamanda fiyat belirleyici bir ülke olma hüviyetini de kazanacaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Arz güvenliğini güçlendirecek projeler
Türkiye'nin halen petrol ve doğalgazda dışa bağımlılığının yüzde 90'ın üzerinde seyrettiğine dikkat çekilen analizde, doğalgazın Rusya, Azerbaycan, İran, Cezayir, Nijerya, Katar ve ABD'den, petrolün ise büyük bir kısmının Irak, Rusya, İran ve Azerbaycan'dan ithal edildiğine vurgu yapıldı.
Mevcutlara ek olarak yapım ve plan aşamasında birçok boru hattı projesi bulunduğu aktarılan analizde, şunlar kaydedildi:
"Azerbaycan doğalgazının Türkiye'ye transferini sağlayacak olan TANAP'ın 2018 yılı ortalarında faaliyete geçmesi bekleniyor. Bunun yanında Rus doğalgazının ithal edildiği Batı Hattı'na alternatif olarak planlanan Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi üzerinde de iki ülkenin iş birliği devam ediyor. Öte yandan uzun yıllar boyunca petrol ithal edilen Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile doğalgaz ithalatının gerçekleştirilmesini sağlayacak Kuzey Irak Doğalgaz Hattı üzerine de görüşmeler sürüyor. Son olarak Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı projesiyle Türkiye, ülke çeşitliliğini artırarak arz güvenliğini güçlendirmeyi planlıyor."
Depolama ihracatın da önünü açacak
Türkiye'nin yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma üniteleri (FSRU) aracılığıyla LNG ithalatının da arttığı belirtilen analizde, 85 milyon metreküp depolama ve günde azami 20 milyon metreküp gaz basma kapasiteli ilk FSRU yatırımının faaliyete geçtiği, ayrıca BOTAŞ'a ait günlük 20 milyon metreküp kapasiteye sahip ikinci FSRU yatırımının yakın zamanda gerçekleştirileceği bildirildi.
Arz güvenliği konusunda doğalgaz depolama tesislerinin de söz konusu politikada öne çıktığı aktarılan analizde, 2014 verilerine göre Almanya ithal ettiği doğalgazın yüzde 23,3'ünü depolama kapasitesine sahipken, Türkiye'nin yüzde 2,7 depolama kapasitesiyle Avrupa ülkeleri içerisinde 12'inci sırada bulunduğu bilgisine yer verildi.
SETA analizinde, tüketim fazlası petrol ve doğalgazın depolanmasının Türkiye'nin hem arz güvenliğini sağlamasında bir yol gösterici olacağı hem de depolanan kaynakları ihraç etmesinin yolunu açacağına işaret edildi.
Yerli enerji üretiminin artırılmasının da arz güvenliği noktasında oldukça önemli olduğunun altı çizilen analizde, Türkiye'nin 2023 hedefleri kapsamında elektrik üretiminin en az yüzde 30'unu yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı amaçladığı belirtildi.