Türkiye'yi Kapıda Sürünen Pozisyonda Tutmak Doğru Değil"
- Ege Üniversitesi'nden detaylar Öğrencilerin kampüste yürüyüşü Eski AB Bakanı ve Başmüzekereci Ege Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr.
- Ege Üniversitesi'nden detaylar
Öğrencilerin kampüste yürüyüşü
Eski AB Bakanı ve Başmüzekereci Ege Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Hatice Beril Dedeoğlu ile röportaj " Türkiye'yi kapıda sürünen pozisyonda tutmak doğru değil"
Eski AB Bakanı Dedeoğlu:
-"(Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "AB müzakereleri için referanduma gidebiliriz" açıklaması) Türkiye'de kamuoyuna şu an sorsanız ne diyeceği gayet açık. Bir pozitif gündem yaratma iradesi yoksa Türkiye'yi kapıda yıllardır sürünen pozisyonda tutmak çok da doğru bir durum değil"
"Bir aday ülkenin azarlanmasıyla burada çok yol alınamayacağı aşikar. Karşılıklı bu kadar güvensizlik var ise o zaman yeniden bazı şeyleri düşünmek gerekebilir"
İZMİR (AA ) - HALİL ŞAHİN - Eski AB Bakanı ve Başmüzekereci Prof. Dr. Hatice Beril Dedeoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "AB müzakereleri için referanduma gidebiliriz" şeklindeki açıklamasına ilişkin, " Türkiye'de kamuoyuna şu an sorsanız ne diyeceği gayet açık. Bir pozitif gündem yaratma iradesi yoksa Türkiye'yi de kapıda yıllardır sürünen pozisyonda tutmak çok da doğru bir durum değil." dedi.
Ege Üniversitesi rektörlüğüne geçen ay vekaleten atanan eski bakan Dedeoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada Avrupa'da eskiden de Türkiye'ye karşı ön yargılar bulunduğunu, ancak son dönemlerde "Biz Türkiye'ye karşı değiliz, yöneticilerine karşıyız" tavrının daha çok açığa çıktığını söyledi.
Çeşitli yasaklamalar ve uygulamaların hedefin doğrudan karar alıcılar olduğunu gösterdiğini kaydeden Dedeoğlu, bunun oldukça üzücü bir durum olduğunu, sonuçta hedef alınan kişilerin seçilerek geldiğini belirtti.
Dedeoğlu, ortada "Türk seçmenlerin tercihini beğenmediğini söyleyen bir Avrupa'nın bulunduğunu" ifade ederek, "Kamuoylarının ön yargılarını kullanan popülist siyasetçiler de var Avrupa'da. Bu duyguyu fevkalade kaşımış durumdalar. Hem İslamofobiyle birleşmiş bir durum, hem de Türkiye karşıtlığı... Giderek dozu artan bir durumda ortaya çıkıyor. Çünkü bir sürü Avrupa ülkesinde seçim var. Bu insanların 'doğu korkusu' şu an Türkiye'ye kanalize olmuş durumda. Bunlar da içeride epey oy getiriyor muhtemelen. İyi niyet, barış, diyalog kapısını aralamayacak kadar bir keskinleşme söz konusu." diye konuştu.
Dedeoğlu, Avrupa'daki "istemiyoruz" eylemlerinin Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan desteği artırdığına, yurttaşların safları sıklaştırmasına yol açtığına dikkati çekerek tüm kesimlerin Cumhurbaşkanı ve bakanlara yönelik muameleye tepki gösterdiğini kaydetti.
Dışlayıcı tavır
Prof. Dr. Dedeoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "AB müzakereleri için referanduma gidebiliriz" şeklindeki açıklamasına ilişkin de şunları kaydetti:
"Şu an AB tarafından baktığımızda böyle bir referandum olasılığı için 'Götürürlerse götürsünler' şeklinde olabilir, ama sular durulup da orada seçimler tamamlandıktan sonra 'İlişkimiz neydi, bozulursa nereye doğru gider' diye yeniden bir muhasebeye tabi tutulur diye tahmin ediyorum. Bu muhasebenin yapılması da gerekir. 'Nerede takıldık, ilerleyecek mi, ilerleyecekse nasıl ilerleyecek' diye.
Bir aday ülkenin azarlanmasıyla burada çok yol alınamayacağı aşikar. Karşılıklı bu kadar güvensizlik var ise o zaman yeniden bazı şeyleri düşünmek gerekebilir. Belki başlangıç aşamasında, Türkiye'de kamuoyuna şu an sorsanız ne diyeceği gayet açık. Bir pozitif gündem yaratma iradesi yoksa Türkiye'yi de kapıda yıllardır sürünen pozisyonda tutmak çok da doğru bir durum değil."
Avrupa'da Türkiye'ye dışlayacı bir tavır bulunduğunu ancak AB'nin oturup da bunun muhasebesini orta ve uzun vadeli olarak yapmadığını kaydeden Dedeoğlu, AB'nin Türkiye'yle ne yapacağını bilemediğini söyledi. Dedeoğlu, AB'nin üyelik için Türkiye'ye öngörülen bir tarih vermediğine dikkati çekerek, "Öyle bir öngörü verilmediği için biz anlıyoruz, bir vizyon söz konusu değil." dedi.
Dedeoğlu, İsviçre'nin başkenti Bern'de terör örgütlerinin de dahil olduğu gösteride açılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef gösteren pankartın kabul edilemez olduğunu belirtti.
Polisin pankartı görmezden geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Soruşturma başlatıldığını düşünürsek sonuçlanış biçimi için biraz beklemek lazım. Bakalım bu durumu nasıl karşılayacaklar. Burada mesele bu gösteriyi yapıp o pankartı asanları eleştirmenin ötesinde İsviçre hükümetinin alacağı tavırla ilgili bir durum. Bir soruşturma başlatılmış olması olumlu bir gelişme ama bizler sonuçlanmasını bekleriz. Bunu çok zamana yayıp unutturmaları söz konusu olabilir."