Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği Rezidansı Önündeki Olaylar
Geçen yıl mayıs ayında Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği rezidansı önünde terör örgütü PYD/PKK yandaşlarıyla yaşanan olayların ardından tutuklu yargılanan Sinan Narin ile Eyüp Yıldırım'a 1 yıl 1'er gün hapis cezası verildiği ve "iyi halden" cezalarında 2 ay indirim yapılan iki Türk'ün 10...
Geçen yıl mayıs ayında Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği rezidansı önünde terör örgütü PYD/ Pkk yandaşlarıyla yaşanan olayların ardından tutuklu yargılanan Sinan Narin ile Eyüp Yıldırım'a 1 yıl 1'er gün hapis cezası verildiği ve "iyi halden" cezalarında 2 ay indirim yapılan iki Türk'ün 10 gün içinde serbest kalacakları bildirildi.
Davayı ABD'de yaşayan Türk toplumu adına başından itibaren takip eden avukat Günay Evinch, son gelişmelerle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Evinch, her iki Türk'e de 1 yıl 1'er gün hapis cezası verildiğini, hapiste bulundukları süre göz önünde bulundurularak ve ayrıca "iyi halden" 2 ay indirimle 10 gün içinde serbest kalacaklarını söyledi.
Narin ve Yıldırım'a yöneltilen 6 suçlamadan 5'inin savcılık tarafından düşürüldüğünü belirten Evinch, bu suçlamaların mahkemede kanıtlanabilir şeyler olmadığına kanaat getirildiğini kaydetti.
Yargıç, Narin ile Yıldırım'ın iyi vatandaşlar olduğunu kabul etti
Karar duruşmasında davayla ilgili değerlendirmeler yapan Yargıç Marie Demeo, Sinan Narin'in Türk Özel Kuvvetlerindeki görevi sırasında 20 asker arkadaşını kaybetmesinden dolayı travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) yaşadığını, olay günü PKK bayraklarını gördükten ve yüzüne fırlatılan buzlu su şişesiyle yaralandıktan sonra kontrolünü kaybettiğini kabul etti.
Yargıç ayrıca Narin'in, trafik cezası da dahil hiçbir suç kaydı bulunmayan iyi bir vatandaş olduğunu ve iyi ailevi ve toplumsal bağlara sahip olduğunu da kabul ettiğini belirtti.
Öte yandan, Yargıç Demeo, bir yıla yakındır incelediği dava sürecinin sonunda Eyüp Yıldırım'ın Kürtlere karşı herhangi bir nefretinin bulunmadığına ikna olduğunu ve Yıldırım'ın kendi ailesinde de Kürt kökenli birçok akrabası bulunduğunu gördüğünü ifade etti.
Yargıç, Yıldırım'ın, olayların yaşandığı gün Kanada'dan gelen misafiri Kenan Dereci'nin PKK/PYD yandaşları tarafından başından yaralandığını gördükten sonra kontrolünü kaybettiğini kabul ettiğini kaydetti.
"ABD polisinin başarısızlığı şok etti"
Aynı şekilde Yıldırım'ın da trafik cezası dahil hiçbir suç kaydı olmayan iyi bir vatandaş olduğunu kabul ettiği belirtilen Yargıç Demeo'nun, "Bir yıldır bu davayla uğraşıyorum ve olayların yaşandığı gün Washington DC ve Amerikan güvenlik güçlerinin ne kadar başarısız olduğunu görmek beni şok etti." şeklindeki değerlendirmesi ise dikkati çekti.
Karar duruşmasında sadece Narin ile Yıldırım'ın avukatlarına söz hakkı veren Yargıç Demeo, PKK/PYD yandaşlarının söz hakkı almasına ise izin vermedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 16 Mayıs 2017'deki ABD ziyaretinde, Washington Büyükelçiliği rezidansı önünde toplanan terör örgütü PYD/PKK yandaşları izinsiz gösteri ve taşkınlık yapmış, olaylar sonucunda bir PKK sempatizanı ve üç Türk gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan Türklerden biri aynı gün serbest bırakılmış, Yıldırım ve Narin ise tutuklanmıştı.
Washington ve New York'ta aynı PYD/PKK yanlısı
Olaylarda Kasım Mollaoğlu adlı PYD/PKK sempatizanı, Türk vatandaşı Alp Kenan Dereci'yi başından yaralamış ve olay yerinden kaçmıştı. Aynı kişi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha sonraki New York ziyaretindeki konuşmasında da olay çıkararak polis tarafından gözaltına alınmış, ardından serbest bırakılmıştı.
New York ziyaretinde Bloomberg Küresel İş Forumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Mayıs'taki olaylarla ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştı:
"Beyaz Saray'a girerken PKK'lı göstericiler, siz onlara 'aktivistler' diyorsunuz, orada her türlü gösteriyi yapıyorlar. Polisin, onlara müdahale etmediğini gördüm. Daha sonra büyükelçilik rezidansına geçtik. Büyükelçilik rezidansına geçtiğimiz zaman orada da yine aynı şekilde, yakın mesafede gösteri yapıyorlar ve polisin onlara ne yazık ki müdahale etmediğini gördüm. Bu defa, yakın mesafedeler. Benim kendi korumalarım, beni korumakla görevli olanlar ister istemez duruma müdahale etmek durumunda kaldı. Haklı. Oradaki Türkiye'nin vatansever evlatlarından bazılarına megafonla vurdular ve başı gözü kan revan içinde kaldı.
Çok ilginç, onlardan kimseyi almadılar içeri. Benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Çok ilginçtir, bunların içinde 4 tanesi olay mahallinde yok hatta 2 tanesi Amerika'ya hiç gelmiş değil. Neredesin sen Amerikan yargısı? Ben Sayın Başkan'a da söyledim. Kendileri de 'takipçisi konumunda olduğunu, federal devletten kaynaklanmadığını, eyaletten kaynaklanan bir durum olduğunu' söylediler. Temenni ederim ki bu yanlış düzelir."