Türkiye'nin Güçlü Olmasını Hazmedemiyorlar"
"Mescid i Aksa muhafızı" olarak bilinen 1948 Filistin İslami Hareketi lideri Raid Salah: "Mısır, Tunus, Suriye ve Libya'daki uyanışın başarısız olmasını isteyen güçler, Türkiye'yi karıştırmaya ve fitne çıkarmaya çalışıyorlar" "Türkiye'nin dünyanın en güçlü ekonomilerinden birisi olmasını, güçlü bir siyasi.
Barış Sağlam - "Mescid-i Aksa muhafızı" olarak bilinen 1948 Filistin İslami Hareketi lideri Raid Salah, "Mısır, Tunus, Suriye ve Libya'daki uyanışın başarısız olmasını isteyen güçler, Türkiye'yi karıştırmaya ve fitne çıkarmaya çalışmaktadırlar" dedi.
Filistin'e yönelik insani yardımların ele alındığı üç günlük koordinasyon toplantısı için geldiği Ankara'da AA muhabirine konuşan Salah, "Türkiye'nin dünyanın en güçlü ekonomilerinden birisi olmasını, güçlü bir siyasi iradeye sahip olmasını ve İslam dünyasının sorunlarına ciddi bir şekilde eğilmesini hazmedemeyen güçler bu tür oyunlara başvuruyorlar" diye konuştu.
"Mısır, Tunus, Suriye ve Libya'daki uyanışın başarısız olmasını isteyen güçler, Türkiye'yi karıştırmaya ve fitne çıkarmaya çalışıyorlar" diyen Salah, yeni Türkiye'yi istemeyen güçlerin, Türkiye'nin eski haline dönmesi için uğraştığını vurguladı. Salah, "Türkiye cezalandırılmak istenmektedir çünkü Türkiye dünyanın her yerindeki mazlum halkların sorunlarına çözüm yolu arayan, derdine derman olmaya çalışan bir ülkedir" ifadesini kullandı.
"Tüm İslam alemi İsrail'in komplolarına karşı uyanık olmalı"
İsrail mahkemelerinin eylül ayında " İsrail'e karşı şiddete teşvike yönelik söylemleri" bulunduğu gerekçesiyle Kudüs'e 6 ay boyunca yaklaşmama cezası verdiğinin hatırlatılması üzerine Salah, "Mescid-i Aksa'yı ve Kudüs'ü korumaya yönelik her çalışmayı ve bu yönde çalışanları İsrail çeşitli vesilelerle hep uzaklaştırmıştır. Benim cezam da bu kapsamdadır, hakkımda devam eden üç ayrı dava ile sonuç almak istiyorlar" dedi.
İsrail'in son dönemde Mescid-i Aksa'ya yönelik Yahudileştirme çalışmalarını ve yıkım projelerini artırdığını vurgulayan Salah, "Aksa'nın durumu çok kritik bir safhaya geldi, Yahudi din adamları yayınladıkları bir deklarasyonla Mescid-i Aksa'yı vazgeçilmez kutsallarından biri olarak ilan ettiler ve böylece mescidin bir bölümü hariç kalanının tam olarak Yahudi tapınağı haline getirilmesi sürecine hız verdiler" değerlendirmesini yaptı.
İslam alemine seslenen Salah, Ortadoğu'daki uyanış hareketlerinin İsrail'i çok fazla korkuttuğu bir dönemin ardından Mısır, Tunus ve Suriye'de yaşanan üzücü tablonun İsrail'in çabalarını artırmak için bulunmaz bir fırsat oluşturduğunu belirtti. Salah, "bu yüzden tüm İslam aleminin bu tehlikeye karşı uyanık olması ve birlik halinde bu gidişi durdurması" gerektiğini söyledi.
Raid Salah, "Mescid-i Aksa'ya yönelik artan İsrail komploları esnasında, haksızlıklara ve gayrimeşru gelişmelere karşı duran ben ve benim gibi insanların cezalandırılmaya çalışılması, İsrail'in kendi elini rahatlatma çabasıdır" diye konuştu.
"İsrail, Kudüs'ü tamamen Yahudi şehri haline getirmeye çalışıyor"
"İsrail'in Kudus'ü, üç aşamalı bir planla 2050'e kadar tamamen Yahudi şehri haline getirmeye çalıştığına" dikkati çeken Salah, ilk aşamanın eski Kudus'ün İslami tarihini yok etmek olduğunu, ikinci aşamanın 2020'ye kadar modern Kudüs'ü Müslümanlardan temizlemek ve üçüncü aşamanın da 2050'ye kadar şehri tamamen ele geçirmek olduğunu vurguladı.
İsrail'in, "Begin-Prawer Planı" çerçevesinde yerinden edeceği Arap halkın bir meçhule sürükleneceğini belirten Salah, Filistinlilerin ellerinde kalan tüm yerleşim yerlerinden, vatanlarından çıkarılmak istendiğine dikkat çekti.
"Amerika'nın samimiyetine inanmıyoruz"
Amerika'nın çabalarıyla tekrar hareketlendirilmeye çalışılan Barış Süreci'ne de değinen Salah, "Amerika Yahudi yerleşimlerine gayrimeşru diyor ve hala yeni yerleşim birimleri için kullanılan mali yardımlarını kesmiyor. Amerika'nın niyetini biliyoruz ve samimiyetine inanmıyoruz, güvenmiyoruz" dedi.
Gazze ve Batı Şeria yönetimlerinin ulusal birlik çalışmalarının İsrail ve Batılı güçler tarafından sürekli engellendiğinin altını çizen Salah, "Bu da Filistin davasını zayıflatmakta ve İsrail'in istediği gibi hareket etmesini kolaylaştırmaktadır" ifadesini kullandı.
Ulusal birlik çalışmalarının, Filistin'deki doğal afetlerle ortaya çıkan insani kriz sonrasında hızlandığına işaret eden Salah, "Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, tüm İslam dünyasnın, Filistinli yönetimlerin birleştirilmesi ve çift başlılığın ortadan kaldırılması için elinden geleni yapması gerektiğini" kaydetti.
"İsrail işgalinin sonlandırılması nihai hedefimiz"
"İsrail işgalinin sonlandırılması nihai hedefimizdir" diyen Salah, genel olarak Filistin'in temel sorunlarını, "Filistinli iki yönetim arasında bir an önce uzlaşı sağlanması, Gazze'deki ambargo'nun kalkması ve Filistin'in acılarına yönelik uluslararası bir kamuoyu oluşturulması" olarak sıraladı.
Mısır'daki Sisi yönetimini "gayrimeşru" olarak nitelendiren Salah, Müslüman Kardeşler'in askeri yönetim tarafından terörist ilan edilmesini de "gayrimeşru yönetimin gayrimeşru kararı" olarak değerlendirdi.
Raid Salah, Gazze'nin can damarları olan tünellerin askeri yönetim tarafından tahrip edilmesi ile buradaki Filistin halkının, kadın ve çocuklar dahil, insani bir krizle karşı karşıya bulunduğuna dikkati çekti.
"Erdoğan'ın sözü hep aklımda"
Salah, Mavi Marmara'daki insanların ve şehitlerin insanlığa karşı işlenen bir zulme karşı hareket ettiklerini, başka bir maksat gözetmediklerini unutmamak gerektiğini vurguladı.
Raid Salah, "Başbakan Erdoğan'ın, 'Mavi Marmara katliamı, tarihte İsrail adına kara bir lekedir' sözü hep aklımda. Mavi Marmara şehitleri hep kalbimizde yaşayacak, onların annelerinin ağıtları hep kulağımızda çınlayacak" dedi. - Ankara