Türkiye'nin "Görünmeyen Üniversitesi": Mehmed Zahid Kotku
Anadolu coğrafyasının son dönemde yetiştirdiği en büyük İslam alimlerinden Mehmed Zahid Kotku, vefatının 38. yılında takipçileri ve sevenleri tarafından "görünmeyen üniversite" olarak anılmaya devam ediyor.
SEFA MUTLU - Anadolu coğrafyasının son dönemde yetiştirdiği en büyük İslam alimlerinden Mehmed Zahid Kotku, vefatının 38. yılında takipçileri ve sevenleri tarafından "görünmeyen üniversite" olarak anılmaya devam ediyor.
Yaşadığı dönem, hayatı, eserleri ve etkilediği kişiler nedeniyle sürekli göz önünde olan Kotku, fikirleri ve kişiliğiyle her yaştan insana rehber olmayı sürdürüyor.
Kotku'nun, Anadolu'nun kadim kenti Bursa'da başlayan hayatı, Ayasofya'da kıldığı cuma namazı sonrası değişirken, ardından gelecekler için de büyük bir birikimin ilk adımlarını atmış oldu.
Bursa kale içinde 1897'de dünyaya gelen Kotku, eğitim hayatına ise Oruç Bey İbtidaisi'nde başladı. Kotku daha sonra Maksem'deki İdadiye devam ederken, sonrasında Bursa Sanat Mektebi'nde öğrenim gördü. Burada dökümcülük bölümü öğrencisi olduğu sırada zorunlu askerlik hizmetine girdi.
Kotku, Nisan 1916'da silah altına alınırken, 1919'dan itibaren şubede yazıcı olarak görev almaya başladı. Hatıratından öğrenildiği kadarıyla 3 yıl da bu görevde bulunan Kotku, 6 sene kadar askerlik görevinde bulundu.
Kotku, İstanbul'daki askerlik vazifesi esnasında ise başta Seydişehirli Abdullah Feyzi Efendi olmak üzere, farklı alimlerden dersler almaya devam etti.
Hacı Hasib Efendi'den Kur'an, kıraat ve fıkıh dersleri alan Kotku, Bayezid, Fatih ve Ayasofya camilerinin medreselerinde bazı dersleri takip etti.
Kotku, tekke ve zaviyelerin kapatılmasının ardından Bursa'ya dönerek, burada evlendi. İzvat Köyü'nde yaklaşık 16 yıl imamlık yapan Kotku, daha sonra şehir merkezindeki Üftade Camisi'ne tayin oldu.
Kotku, 1952'de Fatih Zeyrek Ümmü Gülsüm Mescidi'nde vazife alırken, vefatına kadar bulunacağı Fatih İskenderpaşa Camisi'nde 1958'de göreve başladı.
Mehmed Zahid Kotku, 1979'da hacca gittiğinde rahatsızlanırken, 1980 Şubat'ında ağır hasta olarak yurda döndü. Aynı yıl mide ameliyatı geçirmesine rağmen yine hacca giden Kotku, ağrılar içerisinde 6 Kasım'da İstanbul'a geldi.
Kotku, dönüşünün ardından tedaviye devam etse de 13 Kasım 1980'de hayatını kaybetti. Vefatının ertesi günü Süleymaniye Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından, Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesi yakınında medfun hocalarının yanına defnedildi.
Eserleri
Kotku'nun, halkın kolaylıkla anlayacağı bir dil kullandığı eserlerinde sohbet edası dikkati çekiyor.
Hizmetlerinin yanı sıra, 15 eser ortaya koyan Kotku'nun bazı eserleri ise birden fazla ciltten oluşuyor.
Kotku'nun basılan ilk eseri ise "Evrad-ı Şerif ve Bazı Dualar" adını taşıyor. Feridüddin-i Attar'ın "Tezkiret'ül Evliya" isimli eserini tercüme eden Kotku, Nakşibendiyye tarikatı şeyhlerinin hayatları ve menkıbelerini bugünkü nesillere anlattı.
Kotku'nun "Risale-i Halidiyye Tercümesi ve Adab-ı Zikir Risalesi" ise Mevlana Halid-i Bağdadi'nin Risale-i Halidiyye eserinin tercümesiyken, "Faydalı Dualar ve 32 Farz Mecmuası" ise dua derlemesi olarak biliniyor.
"Tasavvufi Ahlak"ın yanı sıra Kotku'nun diğer eserleri şöyle: "Cennet Yolları, Müminlere Vaazlar, Nefsin Terbiyesi, Hadislerle Nasihatler, Ana Baba Hakları, Ehl-i Sünnet Akaidi, Yemek Adabı, Özel Sohbetler, Ramuz El-Hadis Dersleri, Tenbihler."