Türkiye, Kilosu Bin 500 Liraya Kadar Çıkan Sakız Üretiminde İddialı
Akciğer, astım, bronşit, kalp damar hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa iyi geldiği bilinen, sağlığın yanı sıra tatlı ve kahvelerde de kullanılan ve kilosu bin 500 TL’yi bulan doğal damla sakızı, üreticilerin ekmek kapısı oldu.
Akciğer, astım, bronşit, kalp damar hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa iyi geldiği bilinen, sağlığın yanı sıra tatlı ve kahvelerde de kullanılan ve kilosu bin 500 TL'yi bulan doğal damla sakızı, üreticilerin ekmek kapısı oldu.
Yüzyıllardan bu yana şifa amaçlı kullanılan sakız, İzmir'in Urla ilçesinde anaç ağaçlarından yeniden üretilmeye çalışılıyor. UNESCO'nun somut olmayan kültür mirası listesine giren damla sakızının Türkiye topraklarında devamlılığını sağlamak üzere İzmir'in Urla ilçesinde anaç ağaçlardan üretim devam ettiriliyor. Bir ağaçtan az verim alınması ve 800 yıl sonra bile ürün verebilmesi sebebiyle kilosu bin-bin 500 TL'ye satılan damla sakızı, üreticiler için de umut kapısı oldu.
Urla'da üretim yapan ve ağaçların anaçlarının Yunanlılardan kaldığını belirten üretici Mustafa Uysal, anaç ağaçtan yaptıkları üretim aşamasını anlattı. Anaç sakız ağacının üzerini folyo, torf denilen gübre ve saçaklanmayı hızlandıracak madde ile ağacın dalını sardıklarını belirten Uysal, "İki ya da üç ay içinde o sardığımız bölge saçaklanmaya başlıyor. Saçaklanan bölgeyi kesip saksılara dikiyoruz ve saksılarda saçaklanıyor. Saksılara dikip fidan haline geldikten sonra, bir yaşına geldikten toprağa dikiyoruz" dedi.
"Haziran ayında kesim yapılarak sakız çıkarılıyor"
Dalları mart-nisan ayları gibi sardıklarını haziran ayında ise kesim yapmaya başladıklarını belirten Uysal, hasadın ise eylül ayında alındığını söyledi. Hasat zamanı sakızların toplanmasının titizlikle yapılması gerektiğine işaret eden Uysal, "Toplanması baya tane olduğu için meşakkatli. Bu yüzden altına ya naylon sermek gerekiyor ya da bizim burada Urla taşı dediğimiz beyaz taş seriyoruz. Siyah toprağa düştüğü zaman ürün lekeleniyor" ifadelerini kullandı.
"Ağaç 10 yıl sonra ürün veriyor"
Bir ağacın en az 10 yıl sonra ürün vermeye başladığını belirten Uysal, "En az 10 yıl sonra verim almaya başlıyoruz. Ancak 10 yıldan önce çizim yapmak gerekiyor. Ürün almak için belli bir miktar ağacı çiziyorsunuz. Küçük yaştaki ağaca çizim yaptığınız zaman ağaç bu sefer küsüyor. Bu sebeple ağacın belli bir yaşa gelmesi gerekiyor. Yetişmiş bir ağaçtan ortalama bir kilo damla sakızı alınıyor. Bu yetişmiş ağacın da 25 yıllık civarında olması gerekiyor" dedi.
Sakız ağacının anavatanının Yunanistan ve Ege kıyıları olduğuna dikkat çeken Uysal, ağacın sıcak hava ile birlikte kuzey rüzgarını çok sevdiğini söyledi.
Okul arazilerine sakız ağacı projesi
Öte yandan sadece Çeşme ile Urla'da var olan anaç ağaçlardan fidan elde edilirken, Urlalı öğrenciler Selinay Yazdıran ve Eren Acı da TÜBİTAK'da dereceye giren projeleri ile Urla'da sakız ağaçlarını eğitim bahçelerine dikmeye başladı.
Sakız ağacının anavatanlarından birisinin Demirci köyü olduğunu ve eski bir okul arazisine ağaçlar dikmeye başladıklarını belirten İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi de "Asıl sakız ağacının anavatanının burası olması, tekrar başka ülkelerden buraya çekilmesi ve bizim topraklarımızla buluşuyor olması, öğrencilerimiz için farkındalık oluşturması önemlidir. Urla'da kaymakamımızla, öğrencilerimizle, muhtarlarımızla, köy sakinlerimizle birlikte bu ağaca sahip çıkıp ve yine aynı şekilde eski bir okul, eğitim arazisine bu ağacı dikmeyle başladığımız için mutluyuz. Sadece eğitiminin akademik anlamda başarısı değil doğa anlamındaki çalışmaları da İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak çok önemsiyoruz. Şu ana kadar dikmiş olduğumuz 5 bine yakın ağaç var. Bunun Türkiye'ye ekonomik anlamında iyi bir geliri olduğunu biliyoruz. Eğitim bahçelerimizin her bir tarafında toprak olarak karşılık bulan yerlerine bu ağacı dikmeye devam edeceğiz" dedi.
Kilosu bin 500 TL'yi geçiyor
Urla Anadolu Lisesi öğretmenlerinden Proje Danışmanı Ayşen Yenikurtuluş da sakız ağacının antik çağlardan beri şifa kaynağı olarak kullanıldığını belirterek, "Mide, sağlık sektörü, ilaç, kozmetik sanayi, diş kapsülleri gibi pek çok alanda kullanılıyor. Kullanım alanının yaygın olmasına rağmen üretim alanı ne yazık ki çok dar. Sakız ağaçları özellikle Yunanistan ve Ege Bölgesi'ndeki çok dar alanlarda var olan bir türdür. Yunanistan'ın güney kıyılarında ve Sakız Adası'nda yetişiyor fakat ülkemizde Çeşme'de tek tük, Urla'da da birkaç tane orman şefinin ve yerel halkın yeni yeni desteği ile yapılıyor. Amacımız yerel halkı, belediyeleri, bakanlıkları herkesi katarak sakız ağacı farkındalığını artırmak. Ne zaman ki farkındalık artacak, sakız ağaçları da artış gösterecek. Bu nedenle kilosu bin-bin 500 TL'yi geçmiş olan bu ağaç türünden 'neden faydalanmayalım' diye düşündük ve proje başlattık" ifadelerini kaydetti.
"Yunanlılar ağaçları kökleriyle söküp götürmüşler"
Sakız ağacından üretimin ilerde daha da yaygınlaşarak halk açısından ekonomik bir getiri sağlaması gerektiğini dile getiren Yenikurtuluş, "Gider olan bir şeyi geliri çevirmeye çalışıyoruz. 'Neden bu ürünü ithal edelim?' 'Var olan kaynaklarımızı değerlendirelim, o kadar parayı yurt dışına değil kendi ülkemize harcayalım' mantığı ile yola çıktık. Anavatanı burası ama rivayete göre savaş döneminde özellikle Kurtuluş Savaşı döneminde mübadele sırasında özellikle Ege kıyılarındaki Rumlar, ülkelerine göç ederken sakız ağaçlarını kökleyerek götürmüşler. Burada tek tük anaç ağaçlarından yeni yeni üretime geçiliyor. Kökleyip götürdüğün ağaçtan orada faydalanıyorsun, burada varlığından bile haberdar değiliz. Dolayısıyla tekrar ana vatanına geri dönsün istiyoruz. Bizim olan şeyi geri almaya çalışıyoruz aslında" diye konuştu.
Sakız Eylem Planı
Sakız Eylem Planı'na göre Yunanistan ve Türkiye'nin sakızdan elde edilen gelir ve giderlerini de paylaşan Ayşen Yenikurtuluş, "Verilerine göre Yunanistan'ın bu konuda elde ettiği gelir 11 bin 528 bin dolar iken, bizim bu konuda giderimiz 628 bin dolara yakın. Neredeyse yarı yarıya ve onlar bir kazanırken, biz onda birini bile elde edemiyoruz. Ciddi rakamlar söz konusu ve bu rakamlar ekonomik anlamda ülkemize zarar veriyor. Amacımız hem ekonomik kalkınma hem ekolojik destek oluşturmaktır" dedi.
Damla Sakızı faydaları
Damla sakızı M.Ö. 5. yüzyıldan bu yana şifa amaçlı kullanılıyor. Geçmişte kuduz, yılan ısırması, deri hastalıkları, ağız ve diş hastalıkları, sindirim yolu hastalıkları ve akciğer hastalıklarının tedavisinde kullanılıyordu. Günümüzde ilaç sanayinde ağız yaraları ve mide ülseri ilaçları yapımında, yanık, egzema gibi dış deri enfeksiyonlarına karşı merhem yapımında ve cerrahi iplerin yapımında kullanılıyor. Ayrıca diş macunları ve diş dolguları ile eczacılıkta pilül olarak isimlendirilen hap kapları üretiminde kullanılıyor. Öte yandan damla sakızı, gıda endüstrisinde de önemli bir yere sahip. Tatlandırıcı olarak kek, dondurma, sütlü tatlılar, kahve ve çeşitli içkilerde kullanılıyor. Kozmetik sanayinde de damla sakızı kullanımı yaygın. - İZMİR