Türkiye-Iran Forumu Iki Ülke Ekonomisine Katkı Yapacak
Türkiye ile İran arasındaki ticaretin geliştirilmesi amacıyla ilk kez 2014'te düzenlenen Türkiye-İran Forumu ekonomik iş birliği toplantılarının üçüncüsü, 16-18 Kasım tarihlerinde Van'da gerçekleştirilecek.
CEMAL AŞAN - Türkiye ile İran arasındaki ticaretin geliştirilmesi amacıyla ilk kez 2014'te düzenlenen Türkiye-İran Forumu ekonomik iş birliği toplantılarının üçüncüsü, 16-18 Kasım tarihlerinde Van'da gerçekleştirilecek.
Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), Van Valiliği ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı'nca (DAKA) yapılacak forum ile iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin daha üst düzeye ulaştırılması için yapılması gerekenler tartışılacak.
İran ve Türkiye Dışişleri Bakanlık yetkililerinin 2014'te Van'da bir araya gelmesiyle başlayan ve bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan forumda özelde sınır illerindeki şehir ve bölgelerin, genelde de Türkiye ve İran ekonomilerinin karşılıklı derinlik kazanmasına stratejik katkı sağlanması amaçlanıyor.
Van'daki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, forumun, nükleer müzakerelerin başarıyla sonuçlanmasıyla ekonomik yaptırımların kaldırıldığı İran ile ticaret rakamlarının daha üst düzeye çıkarılması konusunda sektör temsilcilerini bir araya getiren önemli bir organizasyon olduğunu belirtti.
DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ile İran'ın nüfus olarak Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin toplamının üçte birine karşılık geldiğini, ekonomik olarak da iki ülkenin aynı büyüklükte olduğunu aktardı.
İran ekonomisinin petrole dayalı olduğu için çeşitlenmediğini ve petrol fiyatlarına göre dalgalandığını belirten Demirci, "Türkiye ile İran aynı büyüklüğe sahip iki ülke. Bunların ekonomi büyüklüğünü topladığımızda AB ülkelerinin 15'te birine kadar düşüyor. 16 trilyon dolarlık ekonomik değer üretiyor AB, Türkiye ile İran'ın toplam üretim değeri bunun 15'te biri." dedi.
Demirci, AB'nin ülkeleri arasında yaptığı ticarete bakıldığında, yüzde 33'ünden fazlasının kendi aralarındaki ticaret olduğuna dikkati çekerek, "Bu, ciddi anlamda üretilen refahın AB ülkeleri arasında kalmasını ve ekonomik bütünleşmesini sağlıyor. Türkiye ile İran arasındaki ilişkiye bakıldığında, iki ülke dış ticaretlerinin ancak yüzde 2'sine karşılık geliyor. İran ve Türkiye'nin dış ticaret toplamlarındaki ticaretin payı yüzde 2. Birbirimize çok yakınız, tarih boyunca sınırları değişmeyen iki ülke olduğumuzu söylüyoruz ama gelecekle ilgili bir projeksiyonumuz yok. Geleceğe dönük bir işbirliği üzerine kafa yormalıyız. Birbirimizle olan ticaretimizin toplam ticaret üzerindeki payını arttırdığımız zaman bu iki ülkenin ürettiği refah iki ülke arasında kalmaya başlayacak ve o zaman daha hızlı büyüme ve ekonomik anlamda entegrasyon sağlanmış olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
"Geleceği keşfedecek yeni alanlar keşfetmeliyiz"
Türkiye ile İran arasındaki iş birliği potansiyelinin bundan 100 yıl önceki AB ülkeleri arasındaki iş birliği potansiyelinden daha yüksek olduğunu belirten Demirci, şöyle devam etti:
"İki ülkenin birbirlerini tamamlayıcı özellikleri var. AB ülkeleri arasındaki husumetlerin 10'da biri bizim aramızda olmamış. Biz birbiriyle teması olmayan iki ülkeyiz. 2013'ten beri iki ülke arasında kısa sürede 30 milyar dolar hedefine ulaşma iradesi henüz kendini gerçekleştirmiş değil. Bu rakamın üçte birindeyiz. İran'ın enerji fiyatları nedeniyle geliri düştü. Ticaret yapma imkanımız bu nedenle düştü. Sadece enerji üretimi ve tüketimi konusundaki işbirliğinin ötesine geçerek ciddi anlamda geleceğimizi birlikte inşa edebilecek yeni alanlar keşfetmeliyiz. Enerji sektöründe bizim İran ile rekabet etme imkanımız yok. Dolayısıyla biz her zaman İran'dan enerji alacağız. İran'dan çok iyi ürettiğimiz alanlar var. Aramızda rekabetten çok iş birliği alanlarının olduğuna inanıyoruz. İki ülke arasındaki işbirliğini hayata geçirdiğimiz zaman kazanacak olan bu bölge olacak. Dış ticaret 30 milyar dolara ulaşacaksa bundan en fazla pay alacak olan İran ve Türkiye'nin sınırlarında birbirine yakın olan kentler olacak. Konya'dan Kayseri'den Malatya'dan çok daha avantajlı olacak iller, bölge illeri olacak ve Van bunların başında geliyor. Biz bu nedenlerle 3 yıldan bu yana böyle bir program düzenliyoruz."
"İran'dan vazgeçemeyiz"
Demirci, İran ile ilişkilerin geliştirilmesinin sadece Van için değil bölgenin kaderi açısından da son derece önemli olduğuna dikkati çekerek, "İran ile ilişkileri geliştirmek zor bir iş. Her defasında yeniden başlama ihtiyacı duyuyorsunuz. İran vazgeçilemeyecek kadar önemli bir komşu ve ekonomi. İran'da bizi bırakamaz. Sadece bizim değil, İran'ın da bize ihtiyacı var. Biz sürekli tarihe takılıyoruz. İki ülkenin gelecekle ilgili bir projeksiyonu yok. O nedenle tarihten beri var olan dost ilişkilerinden söz ediyoruz. İki ülkenin kendi arasında 400 yıldan bu yana savaşmıyor olması bile önemlidir ama her şey değildir. Biz bir adım öteye geçerek birlikte geleceğe nasıl bakabileceğimizi konuşmamız gerekiyor. Bunu yaparsak tarihimiz de çok farklı yorumlanacaktır." ifadelerini kullandı.
"Uzun vadede ticaretimiz 100 milyar dolar olacak"
İran-Türkiye ilişkilerinde iki şanssız noktanın bulunduğunu anımsatan Demirci, "İran iyi para kazandığı vakit ambargo vardı. Ambargo kalktığında da petrol fiyatları düştü. Ciddi gelir kaybı yaşandı. Şimdi petrol fiyatları düştü, ambargo da bütün sonuçlarıyla kalkmadı. Dondurulmuş mal varlıkları hemen serbest bırakılmadı. Bunu donduran ülkeler de bu paranın kendilerinde kalmasını sağlamak için gerekeni yapacaklar. Türkiye- İran arasındaki ekonomik ilişkilerde belirlenen 30 milyar dolar hedefinin mütevazı bir rakam olduğunu düşünüyorum. Gelişen ilişkilerle, uzun vadede 100 milyar dolarlık bir hedefin bile az geleceği bir dönemi yaşayacağımıza inanıyorum." diye konuştu.
"Bölgesel kalkınmanın en önemli partneri İran"
Van Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Necdet Takva ise Türkiye-İran ilişkilerine yeni boyut kazandırması açısından bu yıl üçüncüsü düzenlenecek forumu önemsediklerini ve gereken katkıyı sağlayacaklarını söyledi.
Van TSO olarak İran ile ilişkilerin geliştirilmesi, komşu ülke pazarına erişim konusunda birçok çalışma yürüttüklerini anımsatan Takva, "Biz bölgesel kalkınmamızın en önemli partneri olarak İran'ı değerlendiriyoruz. 300 kilometre sınırı olan kent olarak burada inisiyatif almanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu sadece Van'ın değil Türkiye'nin ihtiyacıdır. Bu ihtiyaca karşılık gelmesi, mevcut sorunların ortadan kaldırılması açısından önemlidir. Bizlerde TSO olarak ticaretin önündeki engellerin kaldırılması ve iki ülke arasındaki 30 milyar dolarların üzerine çıkarılması konusunda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Toplantının bu ilişkilere yeni bir ivme kazanacağını düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Takva, bir yol haritası çizmek ve alt düzeyde yaşadıkları sorunların masaya yatırılması konusunda TASAM'ın yürüttüğü faaliyetleri desteklediklerini belirtti. Takva, şunları kaydetti:
"İran ile bizim finansal uyum sürecimiz çok önemli. Bu başlık forumda çok farklı yer tutuyor. İran bankacılık sisteminin Türkiye bankacılık sistemine entegrasyonunu temin edecek bir yaklaşım forumun en önemli maddelerinden biri olacak. Ticaret konusu çok önemli. İran pazarında elde edeceğimiz avantajları tartışmamız gerekiyor. İranlıların turizm alanında Türkiye'nin faaliyetlerini yoğunlaştırması gibi bir beklentileri var. Bunların ticaret ve alışveriş adı altında kavramsal değerine kavuşması açısından çalışmalarımızı yürüteceğiz. Umuyor ve diliyorum ki çok somut çıktılarla sektörlerde yaşanan sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik perspektif ortaya koyar bu toplantı. Biz de pratikte yaşadığımız sorunları gerekli temsiliyeti sağlayarak ifade edeceğiz."
Van'da "30-50 milyar dolar ticaret hacmi için fırsatlar" ana temasıyla düzenlenecek forumda, "Kamu diplomasisi eğitim ve dil", "Kültür ve turizm", "İnşaat, müteahhitlik ve altyapı", "Sağlık ve sağlık turizmi", "Enerji, petrokimya ve yatırımlar", "Lojistik, ulaştırma ve haberleşme", "Bankacılık ve Finans (Stratejik Yatırım Fonu), "Ekonomi ve Ticaret", "Medya ve İletişim", "Bilim ve Teknoloji", "Marka Şehirler ve Çevre", "Savunma ve Uzay Sanayi" konuları ele alınacak.