Türkiye Hala Bir Yazma Kitap Cennetidir"
Halk bilimi araştırmacısı, eğitimci ve yazar Sabri Koz, her şeye rağmen Türkiye'nin hala bir yazma eser cenneti olduğunu söyledi.
Halk bilimi araştırmacısı, eğitimci ve yazar Sabri Koz, her şeye rağmen Türkiye'nin hala bir yazma eser cenneti olduğunu söyledi.
Koz, "Kadıköy 1. Sahaf Günleri" kapsamında düzenlenen "Cönkler, Yazmalar, Hikayeler" konulu söyleşiye katıldı.
Kadıköy Belediyesi ve Beyoğlu Sahaflar Derneği iş birliği ile gerçekleştirilen etkinlik, Ali Suavi Sokak'taki Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde yapıldı.
Sahaf ve araştırmacı Emin Nedret İşli'nin moderatörlüğündeki söyleşide konuşan Koz, cönk ve yazma eserlere olan merakını ve sahafların bu araştırmalardaki önemini anlattı.
Sabri Koz, geçmişten bugüne yazma eser almanın zorlaştığına işaret ederek, "Her türlü tüketim kuvveti yok etmeye çalışsa da yani yangın, sel, kötü kullanma, yakma, yok etme, yurt dışına götürme, insanların alması gibi nedenlere rağmen Türkiye hala bir yazma kitap cennetidir. Eski kitaplar, İstanbul'un, büyük Anadolu şehirlerinin yazma kitabı, nadir kitaplar asla tükenmez. Benim ulaşamamamın ya da bulamamamın sebebi, bu işlerin heveslilerinin çoğalması. Çünkü bazen müzayedelere katılıyorum, pey veriyorum ve alamıyorum. Yani almak isteyen çok var." diye konuştu.
Eni boyuna göre uzun olan ve uzunlamasına açılan, deri kaplı şiir defterlerine atfedilen "cönk" kelimesini ilk kez Orhan Şaik Gökyay'dan duyduğunu aktaran Koz, hayalinde o an yazma kitap canlandığını dile getirerek, "Cönk bir defterdir. Bunlar genellikle köylerde bulunan kağıtları, uzunlamasına keserek sırtı dar, defter şeklinde dikilerek hazırlanır. Bende böyle yüzlercesi var. Köy işi olduğu, köyde yazıldığı belli." ifadelerini kullandı.
"Yazma esere merakımda sahafların katkısı büyük"
Koz, ilk kez 18 yaşındayken öğretmen olarak atandığı Sakarya'nın Akçakaya köyünün imamından yazma eser aldığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:
"İmamın evine gittik. Akşam namazından sonra evde hazırlanan çorbayı içtik. İmam Efendi bana bir defter getirdi. 'Bak oğlum ben İstiklal Savaşı gazisiyim. Bu da benim İstiklal Savaşı'nda yazdığım hatıralar. Sen Kur'an okumayı biliyorsun. Bunu da okursun'. dedi. 'Medrese dersi almış insanlar bile hareketsiz yazıyı okuyamazken, ben nasıl okuyacağımı bilmiyorum.' dedim kendi kendime. Ama kitabı da aldım kabul ettim."
Kendisinin yazma eser ve kitap merakında sahafların büyük katkısı olduğunu vurgulayan Koz, sahaflardan bir şey alıp onlarla ilgili çalışanlara, bunu veren sahafa teşekkür etmeyi unutmaması tavsiyesinde bulundu. Koz, eseri ister satsın ister hediye etsin, özellikle bu konuya dikkat edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Onların da manevi kazancı bu teşekkürlerdir." değerlendirmesinde bulundu.
Sabri Koz, Nedret İşli ve bazı diğer sahafların kitap konusundaki özverili çalışmalarından söz ederek, "İstanbul sahaflarından Allah razı olsun. Eğer gerçekten hocalarımdan sonra yeryüzünde bir şeyler öğrenip yazdıysam ve yazmaya cesaret sahibi olduysam, onlardan gördüğüm dostluktur. Sahaflar ve sahaf müdavimleri 'Alamadığıma değil, göremediğime yandım.' der. Alamadığıma da göremediğime de duyamadığıma da yandığım çok kitap var." diye konuştu.
Cönkler üzerine bugüne kadar çok sayıda yazdığı yazı olduğunu aktaran Koz, tüm yazılarını bir kitapta toplayacağını sözlerine ekledi.
Yazar Koz, yaklaşan seçimlere de işaret ederek, tüm siyasetçilere iyi öğretmen yetiştirme ve öğretmen okullarını yeniden kurma tavsiyesinde bulundu.
Mesleğin etiği
Nedret İşli de sahafların meslek etiğine değinerek, şunları anlattı:
"Sahaf gerçekten işin ehliyse, mesleğini iyi bilen ve kalben bu işi yapan biriyse, kendisine gelen kişinin istediği ve aradığı bir kitap olduğunda, bu kişi o kitaba layık biriyse, uygun hatta ucuz bir fiyata o kitabı o kişiye vermek zorunda. Meslek etiği, çıraklıktan bu işe gelen insanlara bunu empoze ediyor. Dolayısıyla size ucuz verilen bir kitap, size acımak nedeniyle değil de topladığınız külliyata 'Bir tane de bizden olsun.' ya da 'Bir eksik varsa o eksik de bizden tamamlansın.' amacıyla verilir."
Edebiyat, tarih, kültür söyleşileri ile sergilere de ev sahipliği yapan etkinlikte ayrıca "Osmanlı'dan Günümüze Kitapçı Etiketleri ve Exlibrisler", "Nazım Hikmet 116 Yaşında: Kendi Eliyle İlk Baskı Kitapları", "Ali Suavi ve Jön Türkler" adlı 3 sergi ziyaret edilebilecek.
Etkinlik, 17 Haziran'a kadar açık olacak.