Türkiye'deki İnsani Yardım Kuruluşlarının Barışa Katkıları Washington'da Konuşuldu
ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen panelde, Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının uluslarası barış süreçlerinde almış oldukları roller masaya yatırıldı.
ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen panelde, Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının uluslarası barış süreçlerinde almış oldukları roller masaya yatırıldı.
Wilson Center'ın Ortadoğu programı ve Türk-Amerikan Kültür Toplum'u (TACS) tarafından ortak düzenlenen panele, Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Bülent Aras ve Pınar Akpınar, Brookings Enstitutüsü'nden de Kemal Kirişçi konuşmacı olarak katıldı.
Panelde, Deniz Feneri Derneği, İHH İnsani Yardım Vakfı, Yeryüzü Doktorları gibi sivil toplum kurumlarının çalışmaları ele alındı.
Aynı zamanda misafir araştırmacı olarak Wilson Center'da görev yapan Bülent Aras, Türkiye'nin dış politikasında yapmış olduğu açılımlarla sivil toplum kurumlarının önemine vurgu yaparak, Somali, Suriye ve Filipinler gibi ülkelerde yapmış oldukları çalışmaları anlattı.
Aras, Türk sivil toplum kuruluşlarının farklı ülkelerdeki rolünü iki ayrı kategoride inceleyerek, devlete bağlı yardım kuruluşlarının "yüksek seviye" yardımlarda bulunarak doğrudan farklı devletlerle ilişkiye geçtiğini, "düşük seviye" sivil toplum kuruluşlarının da farklı ülkelerde sokaklara inerek, halkla birebir ilişki haline geçtiğini belirtti.
Sivil toplum kuruluşlarının bu rolünü Türk dış politikasında yapılan yeni bir açılım olarak değerlendiren Aras, şunları kaydetti:
"Mesela, Türkiye'nin Myanmar'da veya Filipinlerde yapmış oldukları faaliyetlerde sivil toplum kurumlarının rolü önemlidir. Bu bağlamda, İHH, Filipinlerde hükümet ile Moro (İslami Kurtuluş Cephesi) arasında devam etmekte olan barış sürecini takip rolü oynamaktadır."
"Yardım dağıtımı konusunda dini bir ayrımcılık yapılmamaktadır"
Pınar Akpınar ise Türkiye'deki sivil toplum örgütlerinin karakteristik özelliklerini analiz ederek, bir çok kurumun özel bağışlar üzerinden ekonomik olarak desteklendiğini ve hukuki danışmanlık, eğitim gibi alanlarda çalışmalar yaptıklarının altını çizdi.
Akpınar, bir çok sivil toplum kurumunun İslami hassasiyetler taşıdığını fakat yardım ulaştırılan bölgelerde dini değerlerine bakılmakasızın herkese yardım edildiğini söyledi. Akpınar, "Yardım dağıtımı konusunda dini bir ayrımcılık yapılmamaktadır" ifadesini kullandı.
Özellikle ramazan ayı gibi insanların dini duyarlıklarının arttığı zamanlarda bu tür organizasyonların daha fazla yardım aldığını belirten Akpınar, ülke sınırları dışındaki yardımların ise Türk bayrakları eşliğinde dağıtılarak "Türkiyelilik" vurgusu yapıldığını kaydetti.
Suriye krizi sürecinde Türk sivil toplum örgütlerinin önemli rol oynadığını belirten Akpınar, aslında bu sürecin onlar için de kendilerini yapılandırma ve neler yapabilceklerini görmeleri açısından önemli rol oynadığını belirtti.