Türkiye'de yaşayan göçmen sanatçılar "Dünya Mülteciler Günü" için bir araya geldi
Dünyada 2001'den bu yana her yıl 20 Haziran, "Dünya Mülteciler Günü" olarak anılıyor.
Dünyada 2001'den bu yana her yıl 20 Haziran, "Dünya Mülteciler Günü" olarak anılıyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre 2020'de yerinden edilen kişilerin sayısı 80 milyonu aştı.
Bunların 26 milyonu mülteci olurken, 45.7 milyonu kendi vatanında yerinden edildi, geri kalanı ise sığınmacı oldu. Son 20 yılda yerinden edilen insan sayısı ise iki katına çıktı. Türkiye, 2014'ten bu yana dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumunda.
Mülteci sanatçılar da yaşadıkları tüm zorluklara rağmen gittikleri yerlerde üretimlerine devam ediyor.
Türkiye'de yaşayan mülteci sanatçılar, "vatan"ı, "Türkiye" ve "Dünya Mülteciler Günü"ne ilişkin düşüncelerini AA muhabirine anlattı.
"Doğduğum yeri ben seçmedim"
Kongolu sanatçı Enzo Ikah 12 senedir Türkiye'de yaşadığını belirterek, "Doğduğum yeri, doğduğum tarihi, babamı, rengimi ben seçmedim." dedi.
Ikah, mültecilerin yaşadığı sorunlara değinerek, "Allah bir dünya yarattı. Bir güneş var hepimiz için. Sınırları insanlar koydu. Allah koymadı. O koysa, Kongo'ya ayrı güneş koyardı, Türkiye'ye ayrı, Fransa'ya ayrı. Bir dünya yarattığı için bir ay ve bir güneş yarattı. Allah aşk demek. Hepimiz aynı dünyadayız. Beraber yaşayabiliriz. Benim babam ve annem bana mülteci ismini vermedi. Bana bir ad ve soyadı verdi." diye konuştu.
Kübalı Keily Fidel, vatan kavramının kendisi için birçok şey ifade ettiğinin altını çizerek, "Vatan benim için evim, ailem, ağaçlar, her şey demek. Nefesim gibi, çok önemli." ifadelerini kullandı.
Beş yıldır İstanbul'da yaşayan Moldovalı Leonida Timuş, şöyle konuştu:
"Benim için vatan anne gibidir. Türkiye de benim ikinci vatanım. Buraya geldikten sonra kendi memleketim gibi sevdim. Türkiye gerçekten inanılmaz bir ülke. Bütün yabancıları kucaklıyor. Kendi çocukları gibi bakıyor. Onun değerini bilmeliyiz. Türkiye'nin Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli gibi inanılmaz güzel değerleri var. Onları bana göre yurt dışında tanıtmamız gerekiyor. Benim amacım da bu zaten. Altı dilde akıcı konuşabiliyorum. O yüzden dedim ki bu eserleri çevirerek başka dillerde seslendirmeli ve dünyaya tanıtmalıyım."
"Sanatımı Türkiye'de daha iyi ifade edebiliyorum"
Vatan'ın kendisi için "emniyet" demek olduğunu aktaran Suriyeli Malik Nour, "Benim için vatan, etrafımda beni anlayan, hisseden ve kendilerini hissettiğim insanların olduğu yerdir." açıklamasında bulundu.
Kanadalı Sarah Atkinson da, Türkiye'nin kendisi için çok şey ifade ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vatan benim için güvenlik hissini, sarmalanmayı, bir yere ait olduğunu bilmeyi ve bu yerin de sana ait olduğunu hissetmeyi ifade ediyor. Umarım hepimiz, herkesin kendi vatanında özgür ve güvende olduğu bir dünya yaratmak için çalışabiliriz."
İranlı Daniel Ajdari ise Türkiye'yle kültürünün çok uyuştuğunu anlatarak, "Altı yıldır Türkiye'de yaşıyorum. Kendi sanatımı Türkiye'de daha iyi ifade edebiliyorum." ifadelerini kullandı.
Dünya Mülteciler Günü için bir konser hazırlığı içerisinde olduklarını aktaran Ajdari, sanatseverleri konseri izlemeye davet etti.
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD) tarafından 20 Haziran'da düzenlenecek konserde, Malik Nour, Danial Ajdari, Enzo Ikah, Keily Fidel ve Sarah Atkinson'un da aralarında bulunduğu sanatçılar sahne alacak.
Konserin müzik ve sanat yönetmeni Murat Polat, etkinlikteki amaçlarının mülteci kavramına olumlu bir katkı sunmak olduğunu söyledi.
Mülteci sanatçıların Türkiye'de bir değer olarak kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Polat, "Toplumda mültecilerle alakalı nasıl olumlu bir imaj oluşturabiliriz fikrine katkı olması için yola çıktık. Göç Sanatçıları Derneğiyle ortak yürüttüğümüz çalışma sayesinde belirlenen sanatçı arkadaşlarımız, konserde ülkelerine ait beğenilen parçaları seslendirecek. Konser, Mülteci TV YouTube kanalından canlı yayınlanacak." dedi.