Türkiye'de Bir İlk
Neve Şalom'da İlk Resmi "Soykırım Kurbanlarını Anma Töreni" Düzenlendi.
"27 Ocak Uluslararası Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü" dolayısıyla Neve Şalom Sinagogu'nda Türkiye Hahambaşılığı ve Türk Musevi cemaatince ilk kez resmi tören düzenlendi.
"27 Ocak Uluslararası Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü" dolayısıyla Türkiye'de ilk kez Neve Şalom Sinagogu'nda Türkiye Hahambaşılığı ve Türk Musevi Cemaatince resmi tören düzenlendi. Törene, Dışişleri Bakanlığı adına Büyükelçi Ertan Tezgör, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman, DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, CHP İstanbul İl Başkanı Nebil İlseven ve cemaat mensupları katıldı. Törene katılamayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ise mesaj gönderdi.
"2. DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA İNSANLIK ÖZELLİKLE İNSANLIĞINI KAYBETMİŞTİR"
Törende konuşma yapan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, "Asırlardır İstanbul'da hep sevgi, hoşgörü, kardeşlik üzerine ve ayrımcılık yapmamak üzere yaşadık ve bundan sonra da böyle yaşamaya fevkalade azimliyiz ve gayretliyiz. Şu an içinde bulunduğumuz mekan, Allah'ın kutsal mekanlarından biri. İstanbul'da, bu sevgi, hoşgörü şehrinde ve bu kutsal mabette özellikle sevgiyi konuşabilmek ve sevgiyi paylaşabilmek isterdim ama ne yazık ki bu akşamki anma törenimiz, milyonlarca insanın acısını birlikte paylaşmak ve nefret üzerine..." diye konuştu. Mutlu, "Ama maalesef, 20. yüzyılın önemli bir döneminde 2. Dünya Savaşı yıllarında insanlık özellikle insanlığını kaybetmiştir. 6 milyon Musevi'nin sadece Yahudi oldukları için katledilmiş olmaları, insanlık tarihinde insana karşı yapılmış en büyük suçtur ve insanlık bu suçu işlemenin mutlaka ıstırabı içindedir" dedi.
"NAZİ SOYKIRIMININ TEMELİNDEKİ DÜŞÜNCE IRKÇILIKTIR"
Yahudi soykırımının sadece Yahudilere yönelik değil, aynı zamanda Sovyet savaş esirlerine, Slav aydınlarına, Polonyalılara, özürlülere, akıl hastalarına, "yaşama hakkı bana göre uygun değildir" dedikleri herkese karşı acımasızca uygulandığını belirten Mutlu, "Soykırımın adı Yahudi soykırımıdır ama daha iyi bir tarif Nazi soykırımıdır. Nazi soykırımının temelindeki düşünce ırkçılıktır. Kendini üstün görmek, üstün yaratıldığına inanmak ve kendisinden başka herkesin hayat hakkını tanımaksızın onu yok etme arzusudur. İçinde bulunduğumuz mekan Allah'ın mekanı, bütün insanların buluştuğu ortak mekan ise gönül evidir. Bütün insanların buluştuğu bu gönül evinde arzu edilen şey sevgidir ve nefrete asla fırsat vermemektir. Ancak ırkçılık öyle bir ideolojidir ki nefretten başta hiçbir şey doğurmaz ve kendinden başka hiçbir şeyi sevmez.Bu büyük acıyı yaratanları nefretle kınıyoruz ve hayatını kaybetmiş olanlara sonsuz rahmetler diliyoruz" ifadelerini kullandı.
"BİZİM İNANCIMIZDA İNSAN KUTSALDIR"
Mutlu, "1492'den bu yana Musevi kardeşlerimizle fevkalade sıcak, dostane ve gelecekte de sımsıkı kardeşlik bağları içinde yaşayacağız. Öyle inanıyorum ki bu birliktelik, bu dostluk, insanlık için de önemli bir örnek teşkil edecektir ve insanlığın İstanbul üzerinden ve İstanbul'u yönetenler üzerinden insanlık, sevgi ve medeniyet adına öğreneceği çok şey vardır. Bizim inancımızda insan kutsaldır, her şeyin üzerindedir. Bir insanı haksız yere öldürmek, bütün insanlığı öldürmek gibidir. Musevi dininde, inancındaki 'katletmeyeceksin' hükmünün aynısı İslam dininin de temelinde vardır ve insanı yaşatmak esastır. Onun için Mevlana 'Ne olursan ol gel, ister Yahudi, ister putperest ne olursan ol gel' demiştir. Öyle inanıyorum ki bizlerin bu güzel çağrıyı her gün gönlümüzde çok derin bir şekilde hissetmesi ve her insanı kardeşi bilerek kucaklaması gerekmektedir" şeklinde konuştu. 21. yüzyılın insanlığın barış yüzyılı, sevgi yüzyılı olması gerektiğini belirten Mutlu, Mevlana'dan örnekler vererek, "İnsanlığa yapılan bu saldırıyı bundan sonra bir daha yaşamamak için sevgide, kardeşlikte, insanlıkta buluşmak hepimizin ortak dileği olmalıdır" dedi.
"TÜRKİYE, IRKÇILIK, YABANCI DÜŞMANLIĞI, İSLAMAFOBİ VE ANTİSEMİTİZME KARŞI MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEKTİR"
Törene Dışişleri Bakanlığı adına katılan Büyükelçi Ertan Tezgör de, Türkiye'nin, Yahudi soykırımının hatırlanması ve bundan ders çıkarılması ile ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve antisemitizme karşı mücadelede izlemekte olduğu ilkeli siyaseti kararlılıkla sürdüreceğini söyledi. Tezgör, "2. Dünya Savaşı yıllarında da ülkemizin doğal tutumu, Nazi rejimi tarafından hedef alınan Avrupa'daki Yahudilerin korunması için çaba harcamak olmuştur. Türkiye, Yahudi soykırımının hatırlanması ve bundan ders çıkarılması ile ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamafobi ve antisemitizme karşı mücadelede izlemekte olduğu ilkeli siyaseti kararlılıkla sürdürecektir. Unutulmaması gereken bir husus da Yahudi soykırımının, insanlığa karşı bir suç olarak görülen antisemitizmin bir ürünü olduğudur" dedi. Tezgör konuşmasını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005 yılında Kudüs'teki Yad Vaşem Holokost Anma Merkezi'ni ziyaretindeki ifadesiyle sonlandırmak istediğini belirterek, "Yahudi soykırımı, insanlığa karşı işlenmiş en akıl almaz suçtur. İnsanlık bir daha benzer bir olayla karşı karşıya kalmamalıdır. Bir daha asla..." ifadelerini kullandı.
HOLOKOST ÖĞRETİSİNİN GEREKLİLİĞİ
Cemaat üyesi Süzet Sidi, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyasının, Almanya'da ve işgal ettikleri topraklarda kurdukları toplama, çalışma ve ölüm kamplarında 6 milyon Yahudi'yi belirli bir plan çerçevesinde, inanılması güç, vahşet dolu metotlarla öldürmesinin, bir Yahudi tarihi meselesi değil bir insanlık tarihi meselesi olduğunu dile getirdi. "Holokost" ya da "Shoa" olarak adlandırılan bu vahşetin insanlık tarihinin en kara, en dip noktası olarak kabul edildiğini ifade etti. Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman ise, Yahudi soykırımının, eşi benzeri olmayan, insanı insan yapan tüm değerleri ezip geçen, uygarlık adına her ne varsa tümünü birden yok eden, ötekileştirmenin, ayrımcılığın, ırkçılığın, tahrip çılgınlığının zirvesi olduğunu dile getirdi. Bu özellikleriyle soykırımın yalnızca Yahudilerin değil tüm insanlık aleminin kara lekesi, vicdan azabı olduğunu belirten Herman, "Dünyada benzer bir kıyımın, vahşetin bir daha asla olmamasını sağlamak insanlığın ortak çabası olmalıdır" diye konuştu.
SOYKIRIM KURBANLARI ANISINA MUM YAKILDI
Törende daha sonra İstanbul Valisi Mutlu ile Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, soykırım kurbanları anısına mum yaktı. Haleva, Holokost mumunu yakmadan önce şunları söyledi: "Tanıkları da kanıtları da henüz tüm somutluğuyla önümüzde bulunan insanlık tarihinin kaydettiği en büyük vahşeti ve dehşeti, bu gezegenin sakinleri olarak dünya çapında birlikte ve bir ağızdan kınadığımız bugün ve burada, ben bu mumu aramızda bulunan ve bulunmayan herkesin namına istisnasız ve tek tek her bir Holokost kurbanının ruhunu taziz etmek üzere yakıyor ve bu felaket karşısındaki ortak tutumlarımızın insanlığın geleceği ve barış içinde birlikte var olması adına, yepyeni umutların yeşermesine ortam hazırlamasını diliyorum. Milyonlarca insanın Holokost kurbanı olması gerçeği insanlığın geleceği için ancak bu şekilde bir anlam kazanabilir. Ruhları şad olsun."
Törende ayrıca keman virtüözü Sevil Ulucan, Nazilerin toplama kampında kalan Motele isimli 12 yaşındaki çocuğa ait, üzerinde "Davut Yıldızı" bulunan kemanla Bach'ın "Sol min. Solo Sonat No.1 Adagio" eserini seslendirdi.