Türkiye'de 70 yaş üzeri nüfusun yüzde 11'i Alzheimer hastası
Bursa Uludağ Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bakar, moderatörlüğünü Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan'ın üstlendiği etkinlikte Alzheimer hastalığı ile ilgili güncel bilgileri paylaştı.
Bursa Tabip Odası, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü'nde önemli bir etkinliğe imza attı.
Son zamanlarda hem tanı hem de tedavi ile ilgili gelişmeler yaşandığını belirten Prof. Dr. Bakar, dünya nüfusunun giderek yaşlandığı gerçeğine dikkat çekti. "Çok ciddi şekilde nüfusun yaşlandığını görüyoruz. Bununla birlikte yaşlanmanın esas neden olduğu hastalıklar da artıyor" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Mustafa Bakar, her 3 saniyede 1 bir Demans hastalığı teşhisi konduğunu, 2015'te 46 milyon Demans hastası varken bu sayının 2050 yılında 131 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini belirtti.
Maliyeti 1 trilyon dolar
Hastalığın neden olduğu maliyete de değinen Prof. Dr. Bakar, "2018 yılında sadece Alzheimer hastalarına harcanan para 1 trilyon dolar olarak hesaplanmıştır. 2030'da bu sayının 2 trilyon dolara çıkacağı tahmin ediliyor. İnanılmaz önemli bir sorundan bahsediyoruz" diye konuştuk. Her unutkanlık Alzheimer habercisi değildir ama her unutkanlığı dikkate almamız lazım" ifadelerini kullanan Bakar, artık gençlerde de erken Demans, Alzheimer bulgularına rastladıklarını söyledi. Alzheimer'ın 1906 yılında Alois Alzheimer tarafından tanımlandığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Mustafa Bakar, Türkiye'deki durumdan da bahsetti. Bakar'ın ifade ettiğine göre, Türkiye'de Alzheimer hastalığını görülme sıklığı batılı ülkeler ile benzer oranlarda. 70 yaş üzerinde ülkemizde söz konusu hastalığın görülme sıklığı yüzde 11 olarak kayıtlara geçerken, Türkiye'de 750-800 bin kişinin bu hastalıktan muzdarip olduğu tahmin ediliyor.
Alzheimer'ın belirtileri neler?
Alzheimer'ın erken teşhisi için önem taşıyan belirtileri de anlatan Bakar bu belirtileri şöyle sıraladı:
Yakın zamandaki olayları, konuşmaları hatırlamaz. Ama eskileri hatırlamada sorun yoktur.
Eşyaları Kaybeder veya yanlış yerlere koyar.
Karar verme güçlüğü vardır.
İsimleri unutur.
Tekrarlayıcı sorular sorar.
Eşyaları kullanma becerisi bozulur.
Para hesabında zorlanır.
Yer, zaman ve mekânı karıştırabilir.
Kişilik ve duygulanımında değişiklikler vardır.
Alzheimer'ın ruhsal bozukluklara da sebep olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bakar bu bozukların ise, huzursuzluk, ilgisizlik, saldırganlık, uyku bozukluğu, amaçsız dolaşma, hayaller görme ve depresyon olduğunu belirtti.
Doktora hastayı, sevenleri anlatmalı
Hastalığın tedavisinden hastanın kendisinden ziyade hasta yakınlarından daha çok bilgi aldıklarını belirten Prof. Dr. Bakar, şu noktanın altını çizdi: "Doktora gidildiğinde hasta yakınlarından hastayı seven bir kişinin olması lazım. Bu çok önemli. Hastayı sevmeyen bir kişi olursa, bize sadece en olumsuz şeyleri anlatıyorlar. Hasta çok demoralize oluyor. 'Doktor bey tamamen altına kaçırıyor. Bunları temizlemekte çok zorlanıyoruz' diye başlayan cümleler kurarsa, hastaların çok fazla morali bozuluyor. Bunun da ne bize ne de hastaya yararı var." Olguların yüzde 5'inde genetik geçiş olabileceğini belirten Prof. Dr. Bakar, bu noktada hastalığın erken yaşta başlamasının genetik geçişin işareti olduğuna dikkat çekti.
Alzheimer'dan nasıl korunabiliriz?
Prof. Dr. Bakar, aşağıdaki faaliyetlerin de Alzheimer'den korunmak için etkili bir yöntem olduğunu söyledi.
Gazete, kitap okumak,
müzik aleti çalmak,
seyahate gitmek,
kart oyunları, satranç, bulmaca çözmek.
Sosyal hayatın içinde olmanın, orta ve ileri yaşlarda yapılabilecek fiziksel egzersizlerin Alzheimer'a karşı koruyucu etkisi olduğunu belirten Bakar, tek başına yaşayan insanlarda depresyon ve Demans sıklığını daha fazla olduğunu bu nedenle insanların yanlarında birisinin olmasının önemli olduğunu söyledi.
Ozon terapisinin bir faydası yok
Hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, şişmanlık, sigara ve kronik alkolizm gibi unsurların da Alzheimer hastalığının görülme sıklığını artırabildiğine dikkat çeken Mustafa Bakar, Alzheimer hastalığının ortaya çıkışının 5 yıl geciktirilmesi ile dünyadaki söz konusu hastalıktan muzdarip kişilerin sayısının yarı yarıya azalacağına dikkat çekti. Etkinliğin sonunda izleyicilerden gelen soruları da yanıtlayan Prof. Dr. Mustafa Bakar, ozon terapisinin tedavide yeri olmadığını belirterek, bu tür şeylere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.