Haberler

Türkiye Baştan Başa Bir Açık Hava Müzesi"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Türkiye'nin 2016 yılında özellikle turizm bakımında bir darboğazdan geçtiğini ve bunun çok anlaşılabilir sebepleri olduğunu belirterek, "Türkiye, baştan başa bir açık hava müzesi.

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Türkiye'nin 2016 yılında özellikle turizm bakımında bir darboğazdan geçtiğini ve bunun çok anlaşılabilir sebepleri olduğunu belirterek, " Türkiye, baştan başa bir açık hava müzesi. İnşallah önümüzdeki dönem tüm bunların farkına varmış olarak el birliğiyle ilk 3'e çok hızlı bir şekilde gireceğimizden hiç endişem yok. Bir tek şartı var: İstikrar. Çünkü; insanlar, didişen, karışıklığın olduğu yere gitmek istemezler." dedi.

AK Parti Fatih İlçe Başkanlığı tarafından Akgün Otel'de düzenlenen, "Kültür ve Turizmin Geleceği ve Tarihi Yarımada'nın Yeri" konulu "Turizm Buluşması" programında konuşan Bakan Avcı, Rusya ile yaşanan uçak krizi ve daha sonraki terör saldırıları ile batı medyasının olup bitenleri daha fazla köpürterek vermesi nedeniyle 2016 yılının kayıplarla kapandığını söyledi.

Türkiye'nin başta başa bir açık hava müzesi ve her şartta bile dünyanın 6'inci büyük, Avrupa'nın ise 4'üncü büyük destinasyonu olduğunu hatırlatan Avcı, "Türkiye bir bütün olarak ne ifade ediyorsa, bunun kalbi İstanbul'dur. İstanbul'un kalbi de tarihi Yarımada. Dolayısıyla, siz iyisiyle kötüsüyle Türk turizminin tam da ortasında, yüreğinde yer alıyorsunuz. Siz iyi olursanız, Türk turizmi iyi olur. Türk turizmi iyi olursa, Türkiye iyi olur. Siz sıkıntıya girerseniz, Türk turizmi sıkıntıda demektir. Türk turizmi sıkıntıda olursa Türkiye sıkıntıda demektir." diye konuştu.

"Turizm sektörü aslında aynı zamanda bir algı yönetimi sektörü" diyen Bakan Avcı şöyle devam etti:

"Meşhur Morphi Kanunlarının tersine çevrilmiş şekli özellikle turizmde işliyor. Turizmde 'işler iyi' dedikçe, 'iyiymiş' gibi yaptıkça iyi olur. 'Kötü' dedikçe veya kötüymüş gibi yaptıkça kötü olur. Çünkü, insanlar her şeyin yerinde, istikrarda, güvende olduğu yere giderler. Hepimiz öyleyiz. Ama bizzat ev sahiplerinin yakındığı, olumsuz mesajlar verdiği yerlere de kimse gitmek istemez. Bizler de gitmek istemeyiz. Turizm sektörü bu bakımda gerçekten algı yönetiminin çok stratejik bir önem taşıdığı bir sektördür."

2016'ta yaşanan sıkıntılardan da çıkartılan derslerle zaten 2-3 yıldır yürürlüğe koydukları yeni tanıtım stratejilerine hız verdiklerini aktaran Avcı, şunları söyledi:

"Türkiye, rahmetli Turgut Özal döneminden başlayarak o zamanın şartları da öyle gerektirdiği için 'Türkiye'yi deniz, kum, güneş ülkesi, cenneti olarak takdim ettik. O dönemden kalma hala kullanılan afişlere baktığınız zaman bunu görüyoruz. Türkiye deniz, kum güneş.. Tamam. Buna uygun olarak da deniz, kum, güneş müşterisini Rusya, Almanya ve İngiltere parantezinin içerisinde yıllarca bir tanıtım faaliyeti sürdürdük. Dediğim gibi başta da buna ihtiyacımız vardı. Çünkü, Türkiye'nin nerede olduğunu bile insanlar bilmiyorlardı. Sadece 'deniz, kum, güneş' diyerek Rusya, İngiltere ve Almanya pazarından beslenerek Türkiye, dünyanın 6'ıncı büyük destinasyonu haline geldi."

Avcı, Türkiye'nin bundan ibaret olmadığını, Türkiye'nin akla gelebilecek bütün turizm alanlarında olağanüstü bir potansiyele sahip olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin kongre, sağlık, arkeoloji, tarih, dini miras alanların, spor, eğitim, kaplıca, termal ve kış turizminde olağanüstü potansiyele sahip olduğunu belirten Avcı, kış turizmiyle ilgili şu örneği verdi:

"Kayak Federasyonu ile çok kapsamlı bir envanter araştırması yapıyoruz. Türkiye'nin dağlarındaki pist potansiyelini araştırıyoruz. Şu anda bile elde edilen veriler gösteriyor ki Türkiye'nin dağları, Avrupa dağlarının toplamından daha fazla kış-kayak turizmi potansiyeline sahiptir. Yeterli alt yapı ve tesis yapıldığı takdirde olağanüstü potansiyelimiz var. Bu turizm mevsiminin bütün bir yıla dağılması demektir. Deniz, kum, güneşimiz 'evet' çok iyi. Avrupa'da 444 mavi bayrakla en ön sıralardayız. Ama yaz turizmi. Dolayısıyla kış turizmi potansiyelimizi de işin içine kattığımız zaman mevsimleri de bütün bir yıla yayma şansımız olacak. Aynı zamanda pazarımızı da genişletmiş olacağız. Çünkü herkes deniz, kum, güneşe meraklı değil."

Avcı, 2016'daki olumsuzlukların Türkiye'nin sahip olduğu diğer turizm potansiyellerini değerlendirmeyi akla getirdiğini, bunların bir an önce hayata geçirilmesi için gerekli alt yapı çalışmalarının başlatmasına yönelttiğini kaydetti.

2017-2018 ve daha sonraki yıllar için turizmde sektör adına çok ümitli olduğunu anlatan Avcı, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bakın biz araştırmayı yapmadık. Thomas Kurk, onların yaptığı bir araştırma. 2016'dan önce Türkiye'ye gelmiş ama 2016'daki sebeplerden ötürü Türkiye'ye değil de başka yerlere gitmiş turistler arasında bir araştırma yapmışlar. Araştırmanın sorusu şu; Siz daha önce Türkiye'ye gittiniz. Türkiye'yi tanıdınız. Şimdi buraya geldiniz. Dolayısıyla Türkiye ile diğer ülkeleri karşılaştırırsanız, önümüzdeki yıllarda nereye gideceğiniz konusunda ne dersiniz?' sorusuna hepsinin verdiği cevap şu: 'Evet çok iyi oldu. Bu vesile ile Türkiye'yi diğer ülkelerle karşılaştırma fırsatımız oldu ve gördüm ki Türkiye gerek fiziki alt yapısı, gerek beşeri altyapısı gerekse hizmet kalitesi bakımından rakipsizdir. Önümüzdeki yıllarda Türkiye'ye gideceğim.' Dolayısıyla Türkiye olarak hak etmediğimiz bir şey istemiyoruz. Türkiye her alanda, hak ettiğinin çok altında. Evet, dünyada 6, Avrupa'da 4'üncüyüz ama ilk 3'e girmememiz için hiçbir sebep yok."

İstanbul'daki Topkapı Sarayı ve Ayasofya gibi yerlere rağmen yılda gelen turist sayısının 3 milyon olduğunu bu rakamı ise çok düşük bulduklarını ifade eden Avcı, gerekli gibi tanıtım yapılamadığının göstergeleri olarak bunu değerlendirdiklerini söyledi.

Avcı, şöyle konuştu:

"Demek ki, biz buraları gerektiği gibi tanıtamıyoruz. Buraları ziyaret etmenin insanlara neler kazandıracağını yeterince anlatamıyoruz. Bizim de kusurlarımız var. Sizlerin çok iyi bildiğiniz pek çok çözülebilir nedenden ötürü, biz İstanbul'u potansiyelinin ancak çok altında kullanıyoruz. Mısır Çarşısı, Kapalı Çarşı'yı maalesef gerçek potansiyellerine bir türlü kavuşturamıyoruz. Bunlar çözülmeyecek sorunlar da değil. Çözüm için hep birlikte sorunların farkında olduğumuzu ve bunları çözmeye niyetli olduğumuzu göstermemiz lazım. Türkiye baştan başa bir açık hava müzesi. İnşallah önümüzdeki dönem, tüm bunların farkına varmış olarak, ilk 3'e çok hızlı bir şekilde gireceğimizden hiç şüphem yok. Bir tek şartı var. İstikrar. Çünkü; insanlar, didişen, karışıklığın olduğu yere gitmek istemezler. Biz de gitmeyiz."

Türkiye'nin daha önce de meydana gelen karışıklıkları giderdiğini, zorlukların üstesinden geldiğini ve kendi potansiyelini güzel örnekleriyle dünyaya gösterme konusunda başarılar ortaya koyduğunu vurgulayan Avcı, öyle çok uzaklara gitmeye gerek olmadığını vurgulayarak, 12 Temmuz 2016'da UNESCO Dünya Miras Komitesi'ni İstanbul'da topladıklarını hatırlattı.

Dünyanın 120 ülkesinden bin 500 katılımcıyı İstanbul'da bir araya getirdiklerini ve bunların İstanbul'a hayran kaldıklarını belirten Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çok güzel, her şey yerinde ve herkes çok memnun. Üç gün sonra 15 Temmuz'da ortalık toz duman oldu. Biz tabii o gece, onlara, 'Gerekli tedbirleri aldık. Endişe etmeyin' dedik. Ama adamların kafasında 'askeri darbe' diye bir şey var. 16 Temmuz sabahı, gitmek istediklerini söylediler. Bizim bir yıl boyunca pişirdiğimiz, hazırladığımız İstanbul Bildirisi diye literatüre girmesini istediğimiz bildiri, bir kaç ay sonra Paris'te 'Paris Bildirisi' olarak açıklandı. Her şey burada konuşuldu ama Paris'te açıklandı. Buna rağmen çok şükür, hala olumlu dönüşler alıyoruz. Türkiye bütün bunları geçti, geçiyor. Bundan sonrası çok iyi olacak."

"Biz biliriz işimizi, işimiz kimseden sorulmamıştır" ifadesini kullanan Avcı, 16 Nisan'da yapılacak referandum konusuna da değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye daha önce de seçimler, referandumlar yaptı. Kendi aramızda tartıştık. Ama bu seferkinin değişik bir tarafı var. Bu sefer hiç üzerine vazife olmayanlar, devreye giriyor. İsveç'teki, Almanya'daki adam, Türkçe manşet atıyor. Onun için fazla da üstüne gitmeden terörle turizmi yan yana getirecek hiçbir söyleme ve eyleme girmemek lazım. Almanya'da Noel'de saldırı oldu. Kamyonu ve oradaki kurbanları gördünüz mü? Fransa'nın Nice kentinde aynı şekilde tırla kalabalığın içine daldılar. Herkes çekim yapıyordu, oradaki kan görüntülerini panik havasını gördünüz mü? Dolayısıyla başkaları nasıl yapıyorsa biz de aynı şekilde yaparak dik durmak zorundayız. 'Eyvah yandık, bittik, kül olduk' derseniz zaten kendi ayağımıza sıkmış oluruz. İnşallah 16 Nisan'dan sonra bir istikrar dönemiyle birlikte bunların hepsi çok kısa zamanda toparlanır. Türkiye gerçekten çok büyük bir ülke. Çok büyük potansiyelimiz var. Biz el birliğiyle ilk 3'e gireriz. Şu İstanbul'a gelenleri, Kapalı Çarşı, Mısır Çarşısı, Topkapı, Ayasofya için 3 milyon nedir. Bunların her biri 5-10 milyonu kaldırabilecek ve hak eden destinasyonlardır. Bunların hakkını vermek bize düşüyor."

Toplantıya, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, AK Parti Fatih İlçe Başkanı Ahmet Hamdi Görk ve çok sayıda turizmci kaldı.

Kaynak: AA / Güncel
ABD ve İngiltere'nin ardından Fransa'dan da onay çıktı: Ukrayna füzelerimizi kullanabilir

Batı, topyekun Putin'e savaş açıyor! Bir ülke daha Ukrayna'ya izin verdi

20 bin öğretmenin ataması yapıldı

Eğitim camiasına yeni öğretmenler katıldı

Belediyelere bağlı kreşler kapanabilir

Belediyelere bir kötü haber daha! Kreşlerin kapanması an meselesi

Arka Sokaklar'daki 'tarikat' sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

Arka Sokaklar'daki "tarikat" sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

title