Türkiye Barış Meclisi'nden Barış Çalıştayı
Türkiye Barış Meclisi Diyarbakır Girişimi tarafından, 'Niçin Barış, Nasıl Bir Barış, Kimin İçin Barış' konulu çalıştay düzenlendi.
Türkiye Barış Meclisi Diyarbakır Girişimi tarafından, 'Niçin Barış, Nasıl Bir Barış, Kimin İçin Barış' konulu çalıştay düzenlendi. Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, Kürt sorununun çözümü için geçmişte gerçekleştirilen ancak sonuçlanamayan girişimleri değerlendirirken, "Kritik aşamayı aşabilmenin ön koşularından bir tanesi herkesin bir önceki pozisyonunu, bir önceki dilini, söylemini terk etmesi gerekiyor" dedi. Gazeteci-yazar Cengiz Çandar ise, "Bu kez olacak ve inşallah olacak" duygusu ya da isteğinin, Fırat'ın batısında, Fırat'ın doğusundan daha fazla gözüktüğünü söyledi.
Diyarbakır Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen Çalıştaya, Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, Türkiye Barış Meclisi Diyarbakır Girişimi Sekreteryası Şemsettin Koç, Gazeteciler Cengiz Çandar, Celal Başlangıç, Maya Arakon, Mete Çubukçu, Ali Bayramoğlu, Mehmet Bekaroğlu, Necmiye Alpay, Celalettin Can, Ahmet Faruk Ünsal, Siirt, Batman, Van, Bitlis ve Mardin Barış Girişimi Sekreteryası ile Diyarbakır Girişimi sekreteryası ve üye sivil toplum örgüt temsilcileri ile Barış anneleri, yazarlar ve gazeteciler katıldı.
Çalıştayda konuşan Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, aslında çok tarihi bir dönemde bir arada olduklarının farkında olduklarını, bulundukları kritik eşikte herkesin öncelikle kendi durduğu, kendi geldiği, kendi deneyimini gözden geçirmesinde yarar olduğunu söyledi. 2007 yılından bu kadar barış meclisi çalışması yürütüklerini, 2011 yılı Temmuz ayından sonra hızla savaşa sürüklenen Türkiye deneyiminin barış çalışmalarındaki iyi niyet ve enerjinin yeterli sonuçlara yetmediğini gösterdiğini belirten Tahmaz, şöyle dedi:
"Bu yeterli sonuçları elde edemediğimiz için 2 gün önce Hatay'da linç girişimi, 1 hafta önce Sinop ve Samsun'da linç girişimleri oldu. ya da daha açıkçası, barış isteyenleri toplumla bütünleşmesi, topluma bunu anlatılması yeterli olmadı ki 2011'de masa devrildi ve eski pozisyonuna çok rahat çekildi. Kritik aşamayı aşabilmenin ön koşularından bir tanesi herkesin bir önceki pozisyonunu, bir önceki dilini, söylemini terk etmesi gerekiyor. Türkiye Barış Meclisi bu sürecin kalıcı, demokratik bir mücadeleye ulaştırabilmesi için yani Türkiye'nin daha demokratik, adil, eşit koşullarda yaşayabilmemiz için öncelikle bu sürece ilişkin izlenecek yolun çözümün içeriği kadar önemli olduğunu kanaatindir."
Gazeteci-Yazar Cengiz Çandar ise, Abdullah Öcalan'ı merkez alınarak başlayan görüşmeleri değerlendirirken, şöyle konuştu:
"Fırat'ın doğusunda pek heyecan sezmedim. Ama merak, ilgi var. Bu kez bu iş olacak mı? galiba bu sefer olacak ya da daha önce hayal kırıklıklarıyla sonuçlanan ümitleri adeta tüketen gelişmeler bu kez öyle olmayacak. Bu iş hayırlı bir sonuca gidecek beklentisi, en azından kendi payıma söyleyeyim, sadece kendime ilişkin duygu olduğunu da sanmıyorum. Çok sayıda insanla da bunu istişare ettim. 'Bu kez olacak ve inşallah olacak' duygusu ya da isteği, Fırat'ın batısında, Fırat'ın doğusundan daha fazla gözüküyor. Bu iş bitsin isteği anlamında değil, bitecektir' modünün Fırat'ın batısında yani Türklerin daha fazla olduğu, Kürtlerinde tam tersine bu işin çilesini, sıkıntısını çekmiş nice zulümle karşılaşmış olmalarına rağmen ve üstelik yıllardır üstünde ısrarla durulan bu iş Abdullah Öcalan ile yapılmalıdır' durumu bu kez gerçekleşir gibi gözükmekteyken, Kürtlerde son derece tedirgin, dikkatli, ihtiyatlı, temkinli ve mesafeli, bunların tümünü topladığınız zaman sonuç olarak gördüğümüz bu İmralı'da başlayan ve dün yeni bir ivme kazanan bu sürece mesafeli tavır var." - Diyarbakır