Türkiye Arazi İyileştirmede Önder Ülke
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Avcı: "Türkiye'de yaptığımız çalışmalar sonucunda, iyileşen arazi oranını, bozulanın 1,5 kat üzerine çıkardık.''
ZEHRA AYDIN - Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Hanifi Avcı, Türkiye'de yapılan çalışmalar sonucunda, iyileşen arazi oranını, bozulanın 1,5 kat üzerine çıkardıklarını belirterek, bu konuda önder ülke olarak örnek olmaya çalıştıklarını ifade etti.
Avcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Haziran'ın Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olduğunu anımsatarak, bu konuda Türkiye'nin yurt içinde ve yurt dışında çeşitli faaliyetler yürütmeye devam ettiğini söyledi.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun, 2 yıl süresince BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 12. Taraflar Konferansı (COP 12) Dönem Başkanlığı görevini yürüteceğini belirten Avcı, bu çerçevede birçok çalışmaya imza attıklarını, Afrika ülkelerine ve az gelişmiş ülkelere destek olduklarını dile getirdi.
Afrika ülkelerine destek vermek için çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Avcı, şöyle konuştu:
"Gecen hafta Konya'da, Afrika ülkelerine yönelik olarak 30 ülkeden 77 kişinin katıldığı, çölleşmeyle mücadelede arazi bozulumunun önlenmesiyle ilgili bir çalıştay düzenledik. Çok güzel bir sonuç alındı. Afrika ülkelerinin arazi bozulumunun dengelenmesi hedefine ulaşmak için neler yapılması gerektiğini konuştuk, bundan sonra ikinci bir çalıştayla da nasıl yapılacağıyla ilgili somut örnekler üzerinde durulacak. Büyük ihtimalle ikinci çalıştay Afrika'da yapılacak."
Avcı, ayrıca kısa bir süre önce yine Afrika ülkelerine yönelik 30 ülkeden 68 uzmanın katıldığı Mersin, Konya ve Adana'da bir haftalık eğitim düzenlediklerini de aktardı.
"Çölleşmeyle mücadelenin merkezine insan konmalı"
Çölleşmede, arazi bozulumu ve kuraklıkla mücadele ile sürdürülebilir kalkınmanın ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayan Avcı, "Aslında çölleşmenin merkezinde mağdur olan insan. Şeyh Edebali hazretlerinin 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' sözünü kendimize örnek alarak, çölleşmeyle mücadelenin merkezine insanı koymamız lazım, bunu yapmadıkça başarılı olmamız mümkün değil." diye konuştu.
Avcı, Türkiye'nin çölleşme ile mücadelede dünyada örnek ülkeler arasında yer aldığına dikkati çekerek, teorik eğitiminden ziyade bu konuda eğitim verdikleri ülkelere, çalışmaları yerinde göstermeyi tercih ettiklerini anlattı.
"Dünyanın takdir ettiği bir eğitim modelimiz var"
Dünyanın takdir ettiği bir eğitim modelleri olduğunu ifade eden Avcı, Türkiye'de yürütülen çölleşmeyle mücadele çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Aslında Türkiye çok uzun zamandan beri adına çölleşme demese de çölleşmeyle mücadele konularında büyük çalışmalar yaptı. Türkiye'deki çölleşme sebeplerinin biri de arazi bozulumu dediğimiz, toprakların erozyonla kaybedilmesiydi. Türkiye, 50'li yıllardan itibaren ağaçlandırma çalışmalarına devam ediyor. Son yıllarda bu çalışmalar bir ivme kazandı, en son eylem planlarıyla bunları daha da taçlandırdık ve çalışmamız devam ediyor. 1970'lerde yılda 500 milyon ton olan denizden taşan toprak miktarı, bugün 168 milyon tona inmiş durumda. Toprak yığınını durdurma konusunda ve toprağın iyileştirilmesi konusunda başarı kazandık."
Hedef geçildi
Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nde BM'ye üye ülkelerin, 2030'a kadar dünyadaki bozulan arazilerin dengelenmesi hedefini ortaya koyduklarını söyleyen Avcı, 2030'da dünyada bozulan araziyle iyileşen arazinin dengeleneceğini, eşit hale getirileceğini kaydetti.
Her yıl dünyada 12 milyon arazinin bozulduğunu ve bu durumun önüne geçilmesi için arazilerin iyileştirilmesi gerektiğini aktaran Avcı, "Türkiye'de yaptığımız çalışmalar sonucunda, iyileşen arazi oranını, bozulanın 1,5 kat üzerine çıkardık. Hem dönem başkanı olarak hem de dünya ülkeleri arasında bu konuda önder ülke olarak örnek olmaya çalışıyoruz. 2019'a kadar bu dengeyi daha yükseğe çıkarmayı hedefliyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin iklim değişikliğinden etkilenecek ülkelerin başında geldiğini ifade eden Avcı, iklim değişikliğine hazırlıklı olmak için tuzluluğa, kuraklığa ve olağanüstü koşullara dayanıklı türler yetiştirdiklerini, her türlü senaryoya hazırlıklı olmak için çalışmalar yaptıklarını anlattı.