Türkiye Aile Birliğince İstanbul'dan Ankara'ya düzenlenen "adalet yürüyüşü" sona erdi

Türkiye Aile Birliği çatısı altında bir araya gelen dernek ve platformlara üye bir grup tarafından, süresiz nafaka ve çocuk haczi gibi konulara dikkati çekmek için İstanbul'dan Ankara'ya başlatılan "adalet yürüyüşü", Ankara Göksu Parkı'nda sonlandı.

İstanbul Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı'ndan 3 Haziran'da başlatılan yürüyüşe katılanlar ve dernek üyelerinin de arasında bulunduğu grup, Göksu Parkı'nda basın açıklaması yaptı.

Grup adına konuşan Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği Başkanı Cengiz Dinçer, aile birliğine yönelik saldırılara ilişkin hukuki yanlışlıkları dile getirmeyi amaçladıklarını bildirdi.

Çocuk icrası, nafaka gibi konularda düzenleme yapılması talebinde bulunduklarını belirten Dinçer, 6284 sayılı yasada ve diğer konularla ilgili düzenleme yapılmasını talep ettiklerini söyledi.

Türk toplumunun temelinin aile olduğuna dikkati çeken Dinçer, "Mutlu Türkiye ancak huzurlu mutlu bir aileden geçer, bununla ilgili yasalarda düzenlemelerin bir an önce yapılmasını istiyoruz." diye konuştu.

Taleplerini iletmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve siyasi parti liderlerinden randevu talebinde bulunduklarını aktaran Dinçer, İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilme kararını anımsatarak, talepleri doğrultusunda da hukuki adımları beklediklerini kaydetti.

Medeni Kanun'da düzenleme talebi

Babalar ve Çocuklar Derneği Başkan Yardımcısı Ramazan Tan da Türkiye Aile Birliği'nin ana kurucularından olduklarını, taleplerine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili bakanlıklar ve yargı mensuplarının dikkatini çekmek istediklerini anlattı.

Çocuğun velayetinin sorgusuz sualsiz anneye verilmesinin, çocuğun babaya düşman olarak yetişmesine sebebiyet verebildiğine işaret eden Tan, aile yapısının bozulmasıyla olumsuz davranışların arttığını dile getirdi.

Süresiz nafaka konusuna da değinen Tan, "Yedi gün evli kalmış 4-5 sene nafaka ödeyenler var. Bunu geçim kaynağı yapanlar var. Gençler bu nedenle evlenmek istemiyor." dedi.

Tan, Türk Medeni Kanunu'nda düzenleme yapılması talebinde bulunduklarını da sözlerine ekledi.